Şimdi ne olacak?
TFF, Bursa'yı hükmen mağlup sayacak... Peki bu yaşananları spor yazarları nasıl yorumladı?
Olaylar nedeniyle tatil gününü değerlendirmek isteyen Bursalılar da mağdur oldu. Yaşlı bir çift hususi arabalarında mahsur kaldı.

BURSA HALKI SEFİL OLDU
Olaylar nedeniyle tatil gününü değerlendirmek isteyen Bursalılar da mağdur oldu. Yaşlı bir çift hususi arabalarında mahsur kaldı.

Bursaspor - Beşiktaş maçı yeşil beyazlı taraftarların çıkardığı olaylar nedeniyle iptal edildi. Peki bu yaşananları spor yazarları nasıl yorumladı? İşte detaylar:
Fatih Doğan: Vali kararıyla yanlış yaptı
İstanbul'da yaşanan olayların ardından Bursa'da yedi yıl aradan sonra seyirciye izin verilmesinin şaşkınlığı ve tedirginliği vardı. Ancak Cuma günü Beşiktaş kafilesiyle birlikte Bursa'ya giderken normal sayılabilecek güvenlik eskortuyla Bursa'ya geldik. Şehir sakindi. Şehir içinde dolaştık, gezdik, yemek yedik. Stadın yanındaki Kültür Park'ta oturup Bursalı taraftarlarla iç içe çay içtik. Sanki fırtına öncesi sessizlik vardı. 34 plakalı araçların içinde Bursa forması, kaşkollarla Reşat Oyal Kültür Park'ın içinde park edildiği dikkat çekiyordu. Sadece taraftarların, "Vali Beşiktaş tarafına izin vererek yanlış yaptı" eleştirileri vardı.
Saat 18.00'e kadar olay yoktu. Belli ki bu olayları organize edenler 18.00'den itibaren takım otobüslerinin girdiği sporcu girişinde odaklanmıştı. Ortada protesto edecek ya da saldıracak rakip taraftar bulamadıkları için medyaya "İstanbul medyası" diye küfürler ederek ilk saldırıyı gerçekleştirdi. Kaldırım taşları ve sopalarla yapılan ilk saldırıda ulusal ve yerel medyadan birçok meslektaşımız görüntü almak isterken yaralandı. Polis taraftarı dağıtmak için jop, su ve biber gazı kullanarak yolu açmaya çalıştı. Eski 1 Mayıs görüntülerini gölgede bırakacak meydan muhaberesi yaşandı. Maçın iptal kararından sonra saha içinde de Vali Bey'e protestolar yükseldi. Olayların olduğu uzun Altıparmak Cadde'sinde çıkamayan bin kadar taraftar sahanın içine girerek protokol tribünü tarafından çıkışı zorladı.
FUTBOL KAYBETTİ
Dün ilk saldırıya uğrayan meslektaşlarımız oldu. Ayrıca yaşanan rezalette biber gazıyla tanışmayan kalmadı. Bursa'da kazanan olmadı. Kaybeden insanlık ve Türk futbolu oldu. Aslında acıtan 7 yıl önce insanların düşüncelerine zehir tohumları ekenlerin ve gerginlikten beslenenlerin elini kolunu sallayarak dolaşması oldu, hatta medyada boy boy yer almaları oldu.
Asıl sorgulanması gereken bu...
Metin Tekin: Bu güzel oyun biter...
Futbol hayatım boyunca böyle bir olaya ilk defa tanık oluyorum. Karşılaşmalar oynanırken iptal edilen maçlar gördük ama maç öncesi güvenliğin sağlanamadığı gerekçesiyle bir takımın stada gelemeyişini ilk defa yaşıyoruz. Bu çok kaygı verici bir durum. Futbolun popülerliğine baktığımızda 50 yıllık bir süreci kapsar. Bu zevkli ve güzel oyunu iki şeyin bitireceğini düşünüyorum. İlki, oyunun sonucunu sahada değil, masa başında belirlenmesi. Diğeri de tıpkı dün yaşadığımız gibi şiddet olaylarıdır. Bu iki durum ön plana çıkarsa bu güzel oyun biter. Böylesi güzel ve zevkli bir oyuna bu tür olaylarla sekte vurulması hepimize büyük endişe veriyor. Herkesin aklına ilk gelen şey yeni çıkan şiddet yasasının bu olaylar karşısında nasıl bir yaptırım uygulayacağıdır. Bunu bir futbol olayı olarak görüp bu yasaya rağmen böyle yorumlarsak işin ne noktalara geleceğini siz tahmin edin. Bu artık bir futbol olayı değil. Yeni yasayla, hangi suç kapsamına sokulacağını bilemiyorum ama kesinlikle caydırıcı cezaların uygulanmalı.
Levent Tüzemen: Suç hesap edemeyenlerde!..
Bursa'da yaşanan olaylar beni hiç şaşırtmadı. 'Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur' derler. İlk maçta yaşanan olayları Bursaspor taraftarının unutmayacağı, mutlaka hesabını soracağı çok belliydi. Baktığımızda iki takımında ligde iddiası yok. Bu maça Beşiktaş taraftarı gelse ne yazar gelmese ne yazar. Bu olayı önceden hesap edemeyenler olayların baş suçlusudur. Yapılacak tek iş Beşiktaş yönetimine "Taraftarın Bursa'ya gelemez" talimatını vermekti. Ama federasyonun bu refleks hatası; sadece hakemlere ve şampiyonluğa oynayan takımlara kilitlenmesi sonucu yaşanan otorite boşluğu Bursa'daki olayların çıkmasına neden oldu. Geçmişte bu tür olayları yapanlara gerekli cezayı vermeyenler yeni yasanın arkasına sığınıp ceza veremezler. Yeni yasanın uygulaması bence yeni sezonda start almalıdır. Yasanın tüm detayları madde madde kulüplere geçilmeli, kulüplerde bunu taraftarlarına statta dağıtmalı, kendi televizyonlarından ve resmi internet sitelerinden de gerekli uyarıları yapmalıdır.
Turgay Demir: Hükmen kaybeder
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; Bursaspor hükmen mağlup olur ve sahası da kapanır. Bu benim görüşüm, kimseyle konuşup böyle bir bilgi almış değilim ama federasyonun bu konuların üzerine gitmek konusundaki kararlılığını biliyorum.
Maç talimatın 18. maddesine göre Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu kararıyla 'iptal edildi'. Bu çok önemli.
Yani maç hakkındaki kararı perşembe günü federasyon yönetim kurulu verecek. 500 milyon dolarlık Türk futbolunda yaşanan bu rezaletin ne gibi sonuçlar doğuracağını en iyi federasyon yönetimi biliyor. Dolayısıyla çok ağır bir ceza verileceğine kuşku yok.
Bu ceza ne olur derseniz "Kesinlikle hükmen mağlubiyet" derim.
O kadarla da kalmayacaktır, ayrıca Bursaspor'un sahası da en az birkaç maç kapatılacaktır. Diyeceksiniz ki "Başka ihtimal yok mu?"
Bin türlü ihtimali konuşabiliriz ama benim bildiğim Futbol Federasyonu bu çok ağır suça, çok ağır bir ceza verecektir. Emsal teşkil edecek bir ceza olacaktır!
Bunca yıllık tecrübeyle ve bu işleri çok iyi takip eden bir gazeteci olarak şunu iddia ediyorum: Bursa hükmen mağlup olur, sahası da kapatılır.
Ayrıca olması gereken de budur.
Bir ülke futbolunun kaderi üç-beş kendini bilmezin eline bırakılamaz.
Futbol izlemeyi bilmeyen futbol sahalarına gelmeyecek.
Buralarının şavaş alanı olmadığını herkes anlamak zorunda. Böyle bir rezalet olabilir mi? Gözü dönmüş kendini bilmezler, ligin kaderiyle oynama hakkını kendilerinde nasıl bulabiliyorlar?
Karizmalarını çizdiler
Bursaspor taraftarı maalesef şampiyon takımı yaktı, lig üçüncülüğünü tehlikeye attı ama hepsi bir yana dünyaya rezil etti. Bir değil, bin kez yazıklar olsun.
Geçen sezon bu Beşiktaş'la lig finali oynamışsın, kimsenin burnu kanamamış, şampiyon olmuşsun.
Sonra bir barış rüzgarı esmiş. Beşiktaş zeytin dalı uzatmış, İstanbul'a davet etmiş.
İstanbul'a gelirken Bursalı holiganlar yolda gördükleri her Beşiktaşlı'ya saldırmış. Yetmemiş stadın çevresinde yapmışlar aynı şeyi. Sonra... Sonra kendileri gibi birileri çıkmış karşılarına ve futbola kan bulaşmış.
İki kulüp ağır cezalar almış, sahaları kapatılmış. El insaf... El vicdan... İnsan bundan biraz olsun ders almaz mı?
Bu nasıl bir kafadır, sırf "Bizi dikkate alın, biz buradayız ve varız" demek uğruna futbolu bitirdi, Bursalı birkaç yüz holigan. Şampiyon takımın karizmasını çizdiler. Kendi takımlarına, kendi şehirlerine büyük haksızlık yaptılar.
Ne Bursa şehri, ne de şampiyon Bursaspor bu şekilde anılmayı asla hak etmiyorlar.
Bir takıma bakın, bir de holiganlara. O takım dört büyüklerin saltanatına son vermiş, şampiyon olmuş, dünya devlerini Bursa'ya getirmiş.
Şehrin en iyi ve en etkili reklamını yapmış.
Tüm bu başarılara imza atan bir takıma bu kötülük nasıl yapılır anlamak mümkün değil?
Çok değil binlerce insan içinde iki-üç yüz kişi bunu yapanlar ama koca bir şehrin başını öğne eğdiler. Hepsine yazıklar olsun. Ve Bursa İl Güvenlik Kurulu da ne büyük bir hata yaptığını umarım anlamıştır. Beşiktaş tribün liderlerinden Alen Markaryan uyarmıştı. "Büyük olaylar çıkabilir umarım yeterli tedbir alınır" demişti.
Yanlarına kâr kalmamalı
Çok büyük bir rezaletle karşı karşıyayız. Türk futbolunda bir ilk yaşandı.
Holiganlar futbola izin vermedi. Takımlar otellerinden çıkamadılar, stada gelemediler. Benim bildiğim federasyon bunun faturasını çok ağır keser.
Hem de çok ağır. Ama ne çare? Kaç holigan yakalanacak, kaçı hak ettikleri cezayı alacak bu soruların cevabı çok daha önemli.
Yeter artık, bu çirkinliklere imza atanların yaptıkları yanlarına kâr kalmasın. "Yasa" deniyordu işte yeni yasa çıktı. En sert şekilde uygulanmalıdır. Eğer gözü dönmüş holiganları bitirmek istiyorsak hukuksal anlamda kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı.
Tek çare bu.