Başbakan Tayyip Erdoğan, Japonya, Singapur ve Malezya ziyaretinde kendisine eşlik eden gazetecilerle gezinin değerlendirmesini yaptı. İşte o çok önemli açıklamalar:
Japonya ile enerji, altyapı ve uzay teknolojisinde; Singapur'la liman işletmesi, Malezya ile ise özellikle enerji sektöründe işbirliğimiz güçlenecek.
Ekonomik göstergeler konusunda endişem yok. Çok daha iyi olacak. Gösterge faizi 10.40'dan 9.79'a indi. Bunlar iklim koşulları gibidir.
Tabanınız bünyeniz sağlam olursa, bir şey olmaz.
Türkiye'ye döndüğümde özellikle finans sektöründeki aktörlere de mesajlar vereceğiz.
Gezi'yle şununla bununla bizim sağlam bünyemize bir şey olmaz. Ekonomimizle oynayamazlar, oynatmayız.
O VİRÜS VÜCUTTAN ATILIR
En büyük sıkıntı yargı vesayeti.
En saygın firmalarının düştüğü durum ortada. Devletle ilişkilerinden ötürü değil, yaptıkları iş için insanları sıkıntıya sokuyorlar. Kara para aklama diyorlar. Para bankaya girip bankadan çıkıyorsa, ona kara para diyemezsin.
İki kez vergi affı yaptık. Çünkü, para yastık altı ya da yurt dışında. Onu sisteme çekmek için yaptık.
Yargı bunu niye yapıyor? Vatana ihanetten başka dertleri yok. 3.
Havaalanı, 3. Köprü istenmiyor, çünkü, ulaşım sıkıntısını çözeceğiz.
Bunu isterler mi? Yargının takıntılı tavrına güvenemiyoruz.
Bu süreçte büyük resmin bir bölümü ortaya çıktı. Bedene giren virüs misali.
Virüs vücuda girer, uzun süre yerleşir ve orada kendine yer edinir. Ama vücut sonra o virüse karşı koyar, sonra da o virüsü yok eder.
Tıpkı Danıştay olayı gibi. HSYK kanunun 138. Maddesini çalıştırıp, Anayasa Mahkemesi'ne güya ön alıyor.
Psikolojik baskı girişimidir bu. Bu defa da HSKY'da yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini varsayıp oraya gözdağı veriyorlar.
Yeniden yargılama 17 Aralık komplosu ile ilgili değil. Kuru-yaş meselesi.
Mesela Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ ile ilgili süreçle ilgili daha önce de konuşmuştum. Kalkıp ona terör örgütü lideri derseniz felakete yol açarsınız. Görevindeyken yapmadınız? Sen o zaman neredeydin sayın savcı? Başbuğ'un dokunulmazlığı yoktu.
Olay, Ergenekon ve Balyoz da değil. Bu işin sermaye ayağı, medya ayağı da var.
28 Şubat'ta medya ve sermaye ayaklarına dokunulmadı. Yeniden yargılamada onlar da gündeme gelecek.
TOPLANTI YAPIYORLAR
28 Şubat'ta medya ve sermaye hükümet indirip hükümet kuruyorlardı. AK Parti iktidarda. Onu nasıl indiririz toplantıları yapıyorlar.
Uzağa gitmeyin. AK Parti'nin kapatılması teşebbüsünü hatırlamak bile yeterli.
Anayasa Mahkemesi yeterli sayıya ulaşamadığı için 20 trilyon cezayla yırttık. İnsan çıldırır. Vatanı mı sattık? Karar gerekçesinde bir laiklik tanımı yapmışlar ki getirmişler getirmişler başörtüsüne bağlamışlar. Ne oldu peki? Başörtüsü kamuda, okulda, Meclis'te artık serbest. Kıyamet mi koptu?
O Savcı dürüst değil. Kalkıp benim kendisine yüksek yargıdan birilerini gönderdiğimi söylüyor.
Dürüst değil. Ben böyle bir şey yapmam. Konuyu
Adalet Bakanımla ya da müsteşarıyla konuşurum. Yurt dışı seyahatlerine ilişkin kayıtların hepsi ortada. Kurcaladıkça başka şeyler de ortaya çıkabilir. Yargı önce kendi içinde temizlik yapmalı, kendini temizlemeli.
'WE ARE ERDOGAN' SLOGANLARI
Erdoğan'a, Malezya Uluslarası İslam Üniversitesi'ndeki öğrenciler sevgi gösterisinde bulundu. Türk bayrakları taşıyan bir grup öğrenci "We are Erdoğan", "Üzülme, Eğilme, Bu Ümmet Seninle" yazılı dövizler taşıdı.