Kredili tehdit

Tansu Çiller'e en yakın isimlerden Turhan Güven, 28 Şubat'la ilgili Takvim'e konuştu: Bir vekilimiz, 11 milyon dolarlık kredi borcu ile tehdit edildi

Tansu Çiller'in hukukçu kurmaylarından, DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven, 28 Şubat sürecinde partisine yapılan baskıyı anlatırken "akçeli" bir örnek verdi.
Güven'in anlattığına göre, bir kamu bankasına 11 milyon dolar kredi borcu olan DYP'li işadamı milletvekili istifaya zorlandı. İstifa etmezse, daha önce yapılandırılmış olan borcunu hemen ödemek zorunda kalacağı bildirildi.
Borcunu ödemezse haciz göndermekle tehdit edildi.
Sonuçta milletvekili dayanamadı ve partiden ayrıldı...
***

Güven'den bir başka örnek: "Komutanların emekliye sevk edilmesini istediğimiz için partimiz hedef haline gelmişti. Milletvekillerimizi korkutarak istifa ettiriyorlardı. Her gün birkaç arkadaşımız partimizden ayrılıyordu. Bir gün milletvekillerinden biri bana geldi.
'Turhan Ağabey, bir ekip kurduk. Biz de diğer partilerden transfer yapacağız. DSP'den 3 milletvekili ile görüştüm. Bize gelecekler' dedi.
Ertesi gün televizyonda haberleri izlerken bir de baktım ki bunu söyleyen milletvekilimiz istifa etmiş. Çok şaşırdım. Ama ona da ağır baskı yapmışlar, tehdit etmişler. Bu yüzden partimizden ayrılmak zorunda kalmış."
***

...Ve 28 Şubat sürecinin DYP'yi nasıl "saf dışı" bıraktığına ilişkin önemli bir detay.
Turhan Güven anlatıyor:
"Toplam 44 milletvekilimiz ayrılmış, partimiz kan kaybetmişti.
Böyle bir sürecin sonunda 2002 genel seçimlerine gittik. Yüzde 9.7 oy aldık. 114 bin oy daha alsak barajı geçiyor ve 68 milletvekili çıkarıyorduk.
O seçimde DEHAP'ın örgütlenme konusunda yalan bilgi verdiği ortaya çıktı. Yöneticilerinin hepsi mahkum oldu.
DEHAP'a verilen 1 milyon oyun diğer partilere bölüştürülmesi gerekiyordu. Bunun için YSK'ya itiraz ettik. Ama YSK da etki altında kaldığı için itirazımızı kabul etmedi. Eğer DEHAP oyları dağıtılmış olsaydı, biz barajı geçmiş olacaktık. Barajı geçseydik, bugün DYP hala yaşıyor ve Meclis'te varlığını koruyor olabilirdi..."
***

Turhan Güven'de o döneme ilişkin çok anı var. "28 Şubat'ın en büyük mağduru biziz" derken anılarını delil olarak gösteriyor.
O sürecin mimarı olanların hedefi Refah Partisi'ydi.
Ama demokrasi "müdahale" kaldırmıyor.
Görüldüğü gibi; "RP'yi hedef alırken DYP'yi yok etmek" gibi yan etkiler ortaya çıkıyor...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.