6+1’de liste depremi! Kim ne istedi ne alacak? Hangi parti sığınmacı oldu? CHP’de istifalar gelebilir...

6+1'de liste depremi! Kim ne istedi ne alacak? Hangi parti sığınmacı oldu? CHP'de istifalar gelebilir...

6+1'li koalisyon kendi aralarındaki kirli pazarlıklar ve yıkım siyaseti ile Türkiye'yi yönetmeye talip oldu. Ancak koalisyon kendi arasında bile anlaşma sağlayamıyor... Önce adaylık savaşı baş gösterdi sonra da milletvekili listeleri koalisyon ortaklarını birbirine düşürdü. Adaylık öncesi bol keseden vekillik bakanlık dağıtan Kılıçdaroğlu, kendisinden 30-40 vekil talep eden küçük ortaklarına anket kartını açıp 2-3 vekil önererek "Oyunuz kadar konuşun" mesajı verdi. Ancak son olarak Davutoğlu'nun 8 vekilde direttiği CHP içinde de adaylığı küçük ortaklara kaptıranların istifa edeceği konuşuluyor. İşte liste krizinin ayrıntıları...

14 Mayıs seçimleri yaklaşırken CHP ve İYİ Parti'nin başını çektiği HDPKK'nın da gölge ortak olarak destek verdiği 7'li koalisyonun kavgaları ve krizleri bitmiyor.
Uzun süre devam eden kavga ve pazarlıklarla şartlı 'evet' alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı adayı oldu.

KOLTUK KAVGASI LİSTE KRİZİ
Kılıçdaroğlu koalisyon ortağı 5 genel başkan yardımcısı ve Ekrem İmamoğlu - Mansur Yavaş ikilisine Cumhurbaşkanı Yardımcılığı vadinde bulundu.

Adaylık kavgasının ardından koalisyonu şimdi liste krizi sardı.


BAY BAY KEMAL KÜÇÜK ORTAKLARI SATTI
Daha önce Gelecek ve DEVA Partisi'nin grup kurabilmesi adına 20 vekil vermeyi vaat eden Kılıçdaroğlu'nun rakamı çok asağı düşürerek 2 partiyi geçiştirdiği gündeme geldi. DEVA Partili yöneticilerin "Adam bizi sattı" dediği konuşulurken Davutoğlu ise muhafazakar kanat temsil edilmezse sıkıntı çıkar diyerek cılız ses yükseltti.

Kulislere yansıyan bilgilere göre Kılıçdaroğlu, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun önüne anketleri sürerek vekil sayısını düşük tutacağını söyledi.

Liste krizi alevlenirken bir çıkış da İYİ Parti'den geldi. Parti yöneticileri Kılıçdaroğlu'nu suçladı ve 'Tabanımız kabul etmiyor' mesajı verdi. Öte yandan İYİ Parti'nin İçişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlıkları Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı talep ettiği gündeme geldi.

4'Ü CHP'DEN GİRECEK
Son olarak dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi'nin Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden seçime gireceğini duyurdu.

Bu durumun zamanlaması da dikkat çekti öyle ki geçtiğimiz günlerde PKK elebaşlarından Mustafa Karasu muhalefete "ortak liste ile seçime girin" çağrısı yapmıştı.

Takvim.com.tr bu gelişmeleri manşet manşet duyururken Sabah Yazarı Mahmut Övür de liste krizine ilişkin çarpıcı tespitlere yer verdi.

Övür, "İyi Parti'nin masayı dağıtıp sonra tıpış tıpış geri dönmesi o partiyi nasıl sarstıysa şimdi de milletvekili listeleri kavgası, masanın diğer partilerini sarsıyor." ifadeleriyle krizin ayrıntılarını yazdı.

Övür'ün yazısı şu şekilde;

"Gerçekten tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Mesele dünyadaki tuhaflıklar değil, Türkiye siyasetindeki tuhaflıklar...
Son dönemde en tuhafıma giden şeylerden biri, sokaktaki insanın güvenini kazanamadığı için sürekli savrulan Yedili Koalisyon'un CHP'li cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na sol liberal aydınların övgüler düzmesi.
Onlardan biri de Prof. Dr. Nilüfer Göle... Göle, T24'teki "Masa, Meclis ve Meydan: Toplum ve siyasetin değişen koordinatları" başlıklı uzun yazısında tam 13 yıldır girdiği hiçbir seçimi kazanamayan, "çözüm süreci" ve "yeni anayasa" yapımı dâhil hiçbir demokratik adıma destek vermeyen Kılıçdaroğlu'nu "dünyaya örnek" gösteriyor:
"Kılıçdaroğlu'nun siyasal iletişim ve liderlik performansının bugün sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok ülkesinde popülist lider hegemonyasına ve temsili demokrasinin girdiği krize karşı yeni bir alternatif sunmakta olduğunu söyleyebiliriz."
Kendi sosyolojisini bile ikna edemeyen Kılıçdaroğlu'nun yaptığı siyaset mühendisliğinin böyle bir sonuca yol açması tuhaf değil mi?

YEDİLİ MASA'DAKİ TUHAFLIKLAR
İyi Parti'nin masayı dağıtıp sonra tıpış tıpış geri dönmesi o partiyi nasıl sarstıysa şimdi de milletvekili listeleri kavgası, masanın diğer partilerini sarsıyor.
SP ve DP'yi bir yana bırakırsak en büyük sarsıntı da AK Parti'yi tırtıklamak için kurulan DEVA ve Gelecek Partisi ile CHP arasında yaşanıyor.
Hiçbiri sokakta gerçek bir varlık gösteremediği için ne tek başlarına seçime girebiliyorlar ne de ittifak içinde bir ittifak yapabildiler. Oysa bir yıl önce Ali Babacan da Ahmet Davutoğlu da iddialı biçimde "Kendi logomuzla seçimlere gireceğiz" diyorlardı.
Daha ilginci, henüz Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı ilan edilmediği günlerde piyasaya, DEVA ve Gelecek partilerine CHP listesinden grup kuracakları 20'şer kadro verileceğinin söylenmesiydi.


DAVUTOĞLU 8 KİŞİDE DİRETİYOR
CHP kulisleri ayağa kalkınca ve adaylık da netleşince işin rengi değişmeye başladı. Sanki o sözler hiç verilmemiş gibi 3-4 kişiden söz edildi.
Sonuç böyle mi olur yoksa Davutoğlu'nun "En az 8 olmalı" dediği gibi biraz yükseltilir mi bilemem ama her ihtimalde DEVA ve Gelecek kadrolarının CHP listelerinde gösterilmeleri, CHP'lileri öfkelendirmese de küstürecek.
İstanbul'dan bir CHP milletvekili aday adayı şöyle diyor:


"Kendi adaylığımın elimden gitmesi değil, istemediğim isimlere oy vermek zorunda kalmam ağırıma gidiyor. Nâzım'ın dediği gibi, kabahatin çoğu bizde."

CHP cenahında yaşananlar ne kadar tuhafsa DEVA ve Gelecek partileri açısından da durum bir o kadar tuhaf...
Tuhaf, çünkü dün AK Parti'de başbakanlık yapan Ahmet Davutoğlu ile bakanlık yapan Ali Babacan ve siyasi kadroları, beklenen oyları alamadıkları için bugün çaresizce CHP listelerinden aday gösteriliyorlar.
Doğrusu Yedili Masa'daki tuhaflıklar bu kadarla da sınırlı değil. Kılıçdaroğlu, "Genel başkanlar aday olmamalı, partili cumhurbaşkanı da olmamalı" dedi ama tam tersini yaptı.
Meral Akşener, "Ben başbakan olacağım" dedi, partisini çöküşün eşiğine getirdi. "HDP'yle aynı masada olmam" dedi, HDP'nin vereceği oya mahkûm oldu.
Ama en vahimi, büyük beklentilerle yola çıkan DEVA ve Gelecek partilerinin CHP'ye "sığınmak" zorunda kalmalarıydı. Adları tarihe "sığınmacı partiler" olarak geçerse şaşırmam.
Türkiye'yi ve siyaseti doğru okumayan bu kadroları "zoraki" bir araya getiren siyaset mühendisi mi dünyaya örnek olacak?"

ESKİ CHP'Lİ İSİM BOMBAYI PATLATTI: İSTİFALAR GELECEK
Öte yandan CHP'li eski milletvekili ve eski Devlet Bakanı Mehmet Sevigen de söz konusu krize ilişkin bomba açıklamalar yaptı.

Sabah'a konuşan Sevigen "CHP içinde güvendiğim dostlarımdan aldığım bilgiye göre DEVA 20, Gelecek 20, Saadet 10, Demokrat Parti ise 5 kişilik kontenjan istedi. CHP ise DEVA'ya 10, Gelecek Partisi'ne 10, Saadet'e 3, Demokrat Parti'ye ise 2 kişilik kontenjan vermeyi düşünüyor. Pazarlıklar devam ediyor ancak bu sayı muhtemelen 25-30 kontenjan arasında nihayete erecek" bilgisini paylaştı.

"CHP NE DERSE 'TAMAM' DEMEK ZORUNDALAR"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun TBMM'de grup kurabilmek için 20 kişilik kontenjan talebinin olduğunu belirten Sevigen, "CHP'nin o kadar yer ayıracağını sanmıyorum. Sonuçta bu partiler zaten tek başına meclise giremeyecek olan partiler. CHP ne derse 'Tamam' demek zorunda olan partiler. 25-28 ya da 30 kontenjan verilerek bu süreç kapanır diye bekliyorum" ifadelerini kullandı.

MEHMET SEVİGEN: 'LİSTE KRİZİ CHP'DE İSTİFALARI GETİRECEK'
Altılı Masa'daki diğer partilerin milletvekili adaylarına yer açabilmek için parti içinde sandığı yasaklayan CHP'de fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor. CHP'li isimlerin saf dışı bırakılması anlamına gelen bu tutum, teşkilatlardaki öfkeyi artırdı.

Sevigen, "Asıl kıyamet ayın 9'unda kopacak. Aday listeleri belirlendikten sonra CHP içinde büyük istifalar olacak. Diğer partilere yer açmak için CHP'nin öz evlatları dışlanıyor. Partideki tüm Atatürkçülerin üstünü çizdiler. Kemal Bey'in zihniyeti maalesef bu" dedi. Sevigen, İyi Parti'den de HDP'yle yakınlaşmadan dolayı Kılıçdaroğlu'na oy çıkmayacağını söyledi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN