THK'da neler oluyor? İşte CHP'nin oyuncağı haline gelen THK'da yaşananlar

Sabah Gazetesi yazarlarından Mahmur Övür ve Dilek Güngör, bugün köşelerinde CHP'nin oyuncağı haline gelen THK'yı kaleme aldılar. Yıllardır "yolsuzluk ve kötü yönetim" iddiaları ile çalkalanan kurumda yaşananları yazan Övür ve Güngör, yanan ormanlar üzerinden yapılan rant kavgasını değerlendirdi. Güngör, yıllardır süren iddiaları birbiri ardına sıralarken Atatürk üzerinden çıkar peşinde olan kurum için "Önerim THK'nın kapatılmasıdır" dedi.

Sabah Gazetesi yazarlarından Mahmur Övür ve Dilek Güngör, bugün yazdıkları yazıda CHP'nin oyuncağı haline gelen ve yıllardır "yolsuzluk ve kötü yönetim" iddiaları ile çalkalanan THK'da yaşananları kaleme aldılar. THK'nın rant kavgası ve Atatürk üzerinden çıkar peşinde koştuğunu yazan Övür ve Güngör, uçak tartışmasının perde arkasını değerlendirdi.

İşte Mahmut Övür'ün "THK'da neler oluyor?" başlıklı yazısı
Türkiye günlerdir, Muğla'da, İzmir'de biri biterken öteki başlayan orman yangınlarını içi sızlayarak izliyor. Bu acı devam ederken, yangın söndürmeyle ilgili Orman Bakanlığı'yla Türk Hava Kurumu arasında yaşanan "uçak" tartışması bir başka acı gerçeği ortayı çıkardı.
O da Atatürk'ün emaneti Türk Hava Kurumu'nun hali pür melali. O kurum, ne yazık ki yıllardır "yolsuzluk ve kötü yönetim" iddialarından kurtulamıyor.
Bugün yaşanan "yangın uçağı vardı, yoktu" tartışmaları aslında kurumun kötü geçmişi ve yönetilememesiyle yakından ilgili.
İlk kez Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli çıkıp şu gerçeği seslendirdi:
"Hani neredeymiş 20 tane uçak? 6 tane apronda uçak görünüyor. 3 tanesinin içine kuşlar yuva yapmış. Motor yok motor. Hani Vizontele'de vardı ya, açıyorlar kaputu, 'motor yok' diyor.
Böyle trajikomik tiyatroyla karşı karşıyayız." İlginçtir, Bakan Pakdemirli'nin bu sorularına cevap, THK yönetiminden değil, medyadan ve CHP'den geldi. Bunun nedenini biraz sonra anlatacağım. Bu arada ben de kurumu aradım ama cevap alamadım.
Ortada ilginç bir durum var. Bu tartışmanın ve kurumda olup bitenlerin ayrıntısına geçmeden kurum adına verilen cevabı da aktaralım:
Denilen şu;
"Orman bürokrasisi Sayın Bakanı yanlış yönlendiriyor. THK'daki uçaklardan 5'i faal, 4'ü Ankara'da, biri İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda yangınlara müdahale edecek biçimde bekliyor.
Ne yağ kaçırıyor, ne eski, ne de bozuk." Peki, kim haklı? Bunu anlayabilmek için işin biraz arka planına bakmak gerekiyor.
Çünkü ortaya çıkan bu tartışma buzdağının sadece görünen yüzü. Arka planı, çok daha derin, kirli ve karmaşık. THK gibi üniversitesi, vakfı, uçuş hakkı, kurban derileri ve kuduz aşısı gibi birçok alanda yetkili olan bir kurumdan söz ediyoruz. Ve ne yazık ki o kurum, yıllardır başını yolsuzluk ve kötü yönetimden kurtaramıyor. Yargıya intikal eden, kulislerde konuşulan şoke edici iddialar var. Artık bu dosyaların açılması ve buraya neşter atılması gerekiyor.
Açılışı da sıcak tartışmayla yapalım. Ve sözü yönetimden istifa eden Mehmet Aydın Uzun'a bırakalım. Uzun, CHP'den milletvekili adayı olmuş, genç yaşta THK yönetim kurulu üyeliğine yükselmiş bir isim.
Söze, "Kim doğruysa hakkını verelim" diye başlıyor ve devam ediyor: "Sorun bakanlığın açtığı ihalelerde kurumun yüksek fiyat vermesinde saklı.
Bakanlık ikinci kez bir ay süre vermesine rağmen hazırlanamadı. Çünkü kurumda para yok. Uçaklar rantabl hale getirilmediği için de yüksek teklif verdik. Şu an 9 uçak var ve sadece 3'ü çalışabilir durumda." Bu tespite kurum yöneticileri ne cevap verir bilemem ama cevabı merak edilen çok soru var. En ilginci de yönetime yeni gelen emekli Hava Tümgeneral Bertan Nogaylaroğlu'nun uygulamalarıyla ilgili.
Şu iddia ediliyor; Nogaylaroğlu göreve geldikten sonra Emekli Subay Derneği'nden 76 kişiyi işe aldı. Kurumda 6 direktör vardı 12'ye çıkardı. Toplam 30 kişiye üst düzey görev verip yüksek maaş ödedi. Şimdi buraya bir nokta koyup işin siyasi boyutuna geçelim.
Bakan Pakdemirli, konuşmasının sonuna doğru kurumun siyasetle ilişkisine de değindi: "Türk Hava Kurumu, siyasetin oyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor." Bakanın bu tespiti yabana atılacak gibi değil, çünkü bir süredir siyaset kulislerinde konuşulan önemli bir isim var; THK avukatlığına getirilen eski CHP milletvekili Haluk Pekşen. Tabi sadece o da değil, kızı da kurumun avukatı.
Şu soruyla bitirelim; Kurumun avukatları varken, neden THK, CHP'li Pekşen ve kızını tercih etti ve bunun karşılığında nasıl bir "özel sözleşme" imzalandı?

İşte Dilek Güngör'ün "Ciğerimiz üzerinden rant kavgası!" başlıklı yazısı
Ciğerlerimiz yandı, bitti, kül oldu... Neyin kafasındayız!
Vallahi akıl alır gibi değil...
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir'li Türk Hava Kurumu'nun (THK) yangın söndürmeuçaklarının işe yaramadığını anlatıp, "3 uçağın motoru arızalı şekilde duruyor, 3 tanesi yağ akıtıyor.
Binmek isteyen buyursun, uçsun" diyor. Hemen ardından THK'dan ismini vermeyen bir yetkili çıkıp "Uçaklarımız ne bozuk, ne eski, ne yağ kaçırıyor.
Buyrun gelin" açıklaması yapıyor. Sonra THK'nın eski başkanı Kürşat Atılgan ve Merkez Denetleme Kurulu üyeleri kafasını uzatıyor. (Belli ki, onlar da bu meseleyi yeni yönetimle hesaplaşma malzemesi yapma niyetinde... Zira Ekim 2018'de Kürşat Atılgan yönetiminin yerine Balyoz kumpası mağdurlarından emekli pilot Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu geldi. Sonra içerisi karıştı. Yönetim kurulu istifa etti, Nogaylaroğlu Haluk Pekşen'e yetkilerini devretti, Merkez Denetim Kurulu genel kurul istedi. Yeni başkan eskisine suç duyurusunda bulundu.
Falan filan... Yani kurumda garip şeyler oluyor) Haa, bu arada Haluk Pekşen'i tanımayan var mı bilmiyorum.
Kendisi CHP'nin Parti Meclisi Üyesi... Hani geçtiğimiz günlerde THK uçaklarının AK Parti tarafından özellikle yangına müdahale için kullandırılmadığı iddiasını ortaya atan şahıs... Baktığınızda, adam THK'nın avukatı veyahut imza yetkilisi...
Yani kimin eli, kimin cebinde belli değil!
Görevi yangına ne şekilde olursa olsun müdahale etmek olan bakanın, her gün canlı yayınlara çıkıp, THK polemiğine girmesini doğru bulmuyorum.
Ama THK içinde dönen dolapların da farkındayım.
Onların da derdi yangın falan değil...
Malum, THK, Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilanından 16 ay sonra kurduğu bir kurum... Gazi 'İstikbal göklerdedir' ilkesiyle burayı kurdu. Fakat uzun zamandır kurumda olan bitene bakarsanız yönetimler ilkeyi 'İstikbal paradadır' diye değiştirdi. Fi tarihinde belki iyi yönetimler gelmiş olabilir. Ancak ben kendimi bildim bileli THK'yı sadece yolsuzluk,usulsüzlük, ihaleye fesat karıştırma suçlamalarıyla hatırlıyorum. Hatta peşkeş çekilen binalar, yüksek faizle alınan borçlar, kurban derisi tartışmaları, FETÖ'cü çalışanlarla...
Anlayacağınız, kurumdaki büyük rant, tuzu kokutmuş durumda... Atatürk'ün mirasını yiyen yiyene... Biliyorum CHP'liler, Atatürkçüler, solcular beni topa tutacak, tutsun...
Önerim, THK'nın kapatılmasıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.