SUNAK BAŞBAKANLIK İSTİYOR
Johnson'ın önemli bir destekçisi olan Tory milletvekili Paul Bristow, bugün LBC'ye şunları söyledi: "Bence grubu tekrar bir araya getirmemiz gerekiyor. Bunlar partimizdeki iki büyük canavar ve birlikte çalışmaları kesinlikle mantıklı."
Ancak Sunak'ın arkadaşları, Sun'a baltayı gömmek isterken, amacının Başbakan olmak olduğunu ve böylece "hırpalanmış ekonomiyi yeniden inşa etme görevine devam edebileceğini" söyleyerek mutlu bir yeniden birleşme umutlarını azalttı.
A Haber Londra muhabiri Alpsalan Düven de konu ile ilgili detayları anlattı.
İşte Düven'in o değerlendirmesi
"Truss Güçlü bir karakter değildi. Başbakanlığa çok ısrarlı bir şekilde yanaştı. Güçlü bir isimle yarıştı. Muhafazakar partili seçmenler tercihini Liz Truss'tan yana yaptı.
Partinin aşırı derecede biraz ırkçı olmasa da beyaz bir adaya gönül vereceği yönünde iddialar ortaya açılınca ister istemez Truss'ın ismi biraz daha ön plana çıktı.
İstenmeyen bir Başbakan olarak geldi. Bugüne kadar emanetçi bir Başbakan görüntüsü vermişti. Bugün o noktaya geldik.
BORIS JOHNSON GERİ GELİR Mİ?
Boris Johnson sabah saatlerinde 20 kadar milletvekilinin desteğini almıştı. Şu sıralarda 45 milletvekili Johnson'ı destekliyor. 33 milletvekili Rishi Sunak'ı destekliyor.
15 milletvekili ise Penny Mordaunt'ı destekliyor. Rishi Sunak ismi ön plana çıkabilir. Her ne kadar medya 45 milletvekilinin Boris Johnson'a destek verdiğini söylese de Sunak biraz daha bastırabilir gibi görünüyor..
Boris Johnson da ABD'deki gezilerini kısa kesti geri döndü bu bir işaret de olabilir."
Peki İngiltere'yi krize götüren bu aşamaya nasıl gelindi? İşte krizin ayrıntıları...
İktidardaki Muhafazakar Parti'de bu yıl bir kez daha başlayacak liderlik yarışı sonucu 1 yılda 3'üncü bir isim, partinin lideri ve aynı zamanda ülkenin yeni başbakanı olacak.
Siyasette çalkantılı günlerin yaşandığı İngiltere'de art arta gelen istifa kararları, hem iktidar partisi milletvekillerinin hem de muhalefetin sert tepkisine neden oldu.
Ülkedeki muhalefet partileri, siyasi kaostan iktidardaki Muhafazakar Parti'yi sorumlu tutarken kargaşanın son bulması için erken genel seçim yapılmasını talep ediyor.
Genel seçim çağrılarını reddeden Muhafazakar Parti içindeki liderlik yarışı gelecek hafta sonuçlanacak ve kazanan isim, aynı zamanda 6 yılda 5'inci İngiltere Başbakanı olacak.
JOHNSON'I İSTİFAYA GÖTÜREN SÜREÇ: PARTİ SKANDALI VE HÜKÜMETTEKİ İSTİFALAR
İngiltere'de 24 Temmuz 2019'da göreve gelen Johnson, Kovid-19 salgını sırasında Başbakanlık Ofisi 10 Numara'da karantina kurallarını ihlal eden partiler düzenlenmesi nedeniyle milletvekilleri ve halkın eleştiri ve istifa baskısı altındaydı.
Bu partilerden biri nedeniyle para cezası da alan Johnson, kendi partisinin bazı milletvekilleri ve muhalefet tarafından parlamentoya yalan söylemekle suçlandı.
Lideri olduğu Muhafazakar Parti içinde 6 Haziran'da güven oylamasına gidildi ve bu zorlu süreci de atlatarak 148'e karşı 211 oyla kazandı.
Parti içindeki güven oylamasını kazansa da İngiliz kamuoyu, Johnson'ın siyasi geleceğinin tehlikede olduğunu yazdı.
Johnson'ı istifaya götüren süreçte olayların son halkası olan kabinedeki istifalar ise Muhafazakar Parti Milletvekili ve Grup Yöneticisi Chris Pincher'e yönelik taciz suçlamalarının ardından geldi.
Pincher'la ilgili iddialardan haberdar olmasına rağmen onu parti içinde görevlere getiren ve bilgisinin olmadığını söyleyen Johnson, parti içinde ve dışında yalan söylemek ve sorumlu davranmamak suçlamalarıyla da karşı karşıya kaldı.
Tüm bu suçlamaların ardından iki günde bazıları bakan olmak üzere Johnson hükümetinden ve partisinden 60'a yakın isim istifa ettiğini açıkladı.
Yaşanan gelişmelerle üzerindeki istifa baskısı artan Johnson, 7 Temmuz'da parti liderliğinden istifa ettiğini ve başbakanlık görevini ise yeni lider seçilene kadar sürdüreceğini duyurdu.
TRUSS'I İSTİFAYA GÖTÜREN SÜREÇ, "EKONOMİ POLİTİKASINDAN U DÖNÜŞÜ" YAPMASIYLA BAŞLADI
Boris Johnson'ın başbakanlıktan istifasının ardından parti içindeki başbakanlık yarışını kazanan Truss, Kraliçe 2. Elizabeth'le Balmoral Kalesi'nde 6 Eylül'de yaptığı görüşme sonrası hükümeti kurma görevini aldı.
Böylelikle Başbakanlık Konutu 10 Numara'nın da yeni sakini seçilen evli ve 2 çocuk annesi Truss, Margaret Thatcher ve Theresa May'den sonra "İngiltere'nin 3. kadın başbakanı" olarak kayıtlara geçti.
Parti içindeki seçim kampanyası sürecinde sıklıkla "vergi indirimleri" vaadini öne çıkaran Truss'ın, başbakanlık görevini devralmasının ardından İngiliz hükümeti, 23 Eylül'de toplam 45 milyar sterlini bulacak vergi kesintilerinin uygulanmasına hazırlanıldığını açıkladı.
Bu durum, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği beklentilerini artırarak sterlinin sert değer kaybı yaşamasına neden oldu.
Ekonomik planlara yönelik sert eleştirilerin ardından hükümet, yüzde 45'lik en yüksek gelir vergisi oranını kaldırma planından vazgeçti.
Daha önce pek çok kez bütçe düzenleme planı kapsamındaki vergi indirimi planının arkasında duran Truss, 14 Ekim'de kamuoyu baskısına dayanamayarak Kwasi Kwarteng'i Maliye Bakanlığı görevinden alarak yerine Jeremy Hunt'ı getirdi.
Piyasalarda ciddi sarsıntılara neden olan "hatalar" için özür dilemesine karşın Truss'ın görevde ne kadar kalacağı konusunda İngiliz kamuoyunda tartışmalar başladı.
Art arda siyasi çalkantıların yaşandığı İngiltere'de Başbakan Truss, dün istifa ettiğini açıkladı.
İngiliz parlamentosunda 18 Ekim'de yaptığı konuşmada, "Pes eden değil, savaşçı" olduğunu söylemesine karşın bir gün sonra istifa kararını açıklayan Truss, böylelikle sadece 44 gün görevde kalabildi.
Liz Truss, ayrıca "İngiltere tarihinde en kısa süre görev yapan Başbakan" olarak kayıtlara geçti.
BREXİT SÜRECİ BAŞBAKANLARI İSTİFAYA SÜRÜKLEDİ
İngiltere'de 2013'te dönemin Başbakanı David Cameron'ın, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini referanduma götürme sözü vermesi üzerine başlayan Brexit atmosferinin sonucu Cameron'a yaramadı.