Tarihi 18 Eylül 2023

Alıklık, cehalet ve düşmanlık

SON zamanlarda sık sık sosyal ve geleneksel medya mecralarına Müslümanlara, İslam'ın mekan ve simgelerine yapılan saldırıların haberleri düşüyor. Şüphesiz İslam karşıtlığı, maalesef, ülkemizde daha önce de vardı.
İlkokuldan başlayarak çocukların saf ve temiz zihinlerine İslam düşmanlığını işleyen resmi ideoloji gerilemiş olsa da hala varlığını sürdürüyor. Ancak özellikle seçimlerden sonra İslam karşıtı saldırıların sayısının arttığını gözlemlemek mümkün.
Şüphesiz muhalefetin aldığı son yenilginin bunda büyük bir payı var.
Kastım "muhalefet seçimi kaybetti ve İslam'a saldırıyor" türünden bir düz ve hatalı mantık yürütmek değil. Ancak muhalefetin seçim kampanyasının önemli bir kısmını hem de yıllara yayılan zamansal bir derinlikte İslam karşıtlığı üzerinden yürüttüğü de bir gerçek. İmam hatipler, Kur'an kursları, imamların kendisi, maaşları, imam sayısı, cami sayısı, bir kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kendisi, çeşitli İslami hüküm ve kaideler, İslami yaşam tarzının bizatihi kendisi ve bunun gibi birçok düşünce, olay, tutum, kurum ve kişi seçim döneminde muhalefet tarafından düşmanlaştırıldı.
Bugün gördüğümüz sayısı artan İslam karşıtı saldırılar işte bu tutumun bir sonucu. Son örnek oldukça dikkat çekici. İstanbul'da bir camiye giren genç çantasından çıkardığı alkolü cami içerisinde tükettiği anların görüntüsünü sosyal medyadan yayınladı. Kendini çok akıllı zanneden bu kişi görüntünün altına "3200 tane cami var hepsinin güvenlik kameralarını inceleyip bulabilirlerse bulsunlar" notunu ekledi. Görüntüler gündeme geldikten sonra 3200 tane caminin güvenlik kamerasına bakmaya gerek kalmadan fotoğraflardaki cami bilenler tarafından tespit edildi. Şahıs yakalandı.
Bu örnekte olduğu gibi karşımızda yaptığı eylemin basit sonuçlarını kestiremeyecek kadar alıklaşmış bir kitle var. İç mekanını fotoğrafladığı bir caminin fotoğraflar yayıldıktan sonra müdavimleri yani cemaati tarafından kolayca tanınabileceğini düşünemiyor.
Dahası yakalandıktan sonra başına geleceklerin neler olacağını kestiremiyor.
Hüküm giyeceğini, hapse gireceğini, sabıka kaydı olacağını, ailesinden ve dostlarından birçok kişinin kendisinden yüz çevireceğini tahmin edemiyor. İşte bu derece alık bir kitleden bahsediyoruz. Bu alıklık seviyesi pekala siyasetçilerin oy için başvurduğu İslam karşıtı söylem kampanyalarına prim vermeye pek müsait. Taraftarlığını İslam karşıtlığı üzerinden konumlandıran bu alıklık pekala kaybedince İslam karşıtlığını düşünceden eyleme taşıyabilir. Bu kadar alıkça olması bizim İslam düşmanlarına mahsus olsa da kitlelerin ve özellikle düşük zeka seviyesine sahip olanların genel davranış şekli böyledir.
Bu anlamda çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımız ortada. Aptallık, cehalet ve düşmanlık bir araya geldiğinde gidip cami duvarına da bevleder, yolda gördüğü başörtülüye de saldırır, Müslüman diye sığınmacıya da düşmanlık eder, evini de yakar ve maalesef canına da kıyar. İşte muhalefetin bir yandan İslam düşmanlığı diğer yandan da yabancı ve özellikle mülteci düşmanlığıyla toplumu getirdiği nokta burası.