Tarihi 11 Eylül 2023

Mültecilere herkesin gücü yetiyor

DÜNYANIN birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de yabancı düşmanlığını körüklemek oldukça konforlu. Yapana kazandırıyor, hesap soran yok! Zaten zayıf olan mültecilerin de kendini savunmaya mecali yok. Son örnek İzmir'den geldi.
Suriyeli üç kadın beraberinde çocuklar olduğu halde tekme tokat otobüsten atılıyor. Koca otobüsü dolduran "insanlar" da bu manzarayı tepkisizce izliyorlar. İçlerinden birisinin belli belirsiz "çocuklar" diyerek itiraz ettiği duyuluyor. Yani büyüklere bu muamele reva ama bari çocukların önünde yapmasaydınız der gibi. Onu da "hepsi aynı" nidaları ile susturuyorlar.
Gerçekten kan dondurucu bir manzara... Öncelikle şapkayı önümüze alıp insalığımız, ahlakımız, dürüstlüğümüz ve hatta müslümanlığımız hakkında ciddi bir sorgulama yapmamız gerekiyor.
Evet düzensiz göç toplumun tolere edebileceği sınırı çoktan geçti ve evet yaşadığımız ekonomik kriz ortamında Suriyeliler ve diğer göçmenler kolay hedef olarak görülüyor... Sosyoloji disiplininin bize anlattığı ne kadar açıklama varsa hepsine eyvallah. Ama bir toplumda eğer müslümansa böyle bir manzaranın yaşanmamış olması gerekiyor.
Yıllarca batının gelişmiş yönlerini yani teknolojisini alıp kendi milli kültürümüzü muhafaza etmekten bahsetti bu ülkenin sağdan soldan aydınları. Bunun ne kadar mümkün olduğuna dair felsefi tartışmaları şimdilik bir kenara bırakalım. Üç kadını yanındaki çocuklarla döverek otobüsten atmaya varan mülteci düşmanlığı ile geldiğimiz nokta -eğer amaç buysa- memleketteki en başarılı batılılaşmadır. Akdeniz'de göçmen botlarını batıran, Yahudileri kamplara toplayıp fırınlarda yakan Batılılardan, en azından, bu alanda pek bir farkımız kalmadı. Bundan mutlu olacakların gözü aydın, en sonunda bir alanda da olsa tam anlamı ile batılılaştık!
İnsanlar genelde sınanmadıkları günahlardan temizdirler. Zor kullanmaya ihtiyacı kalmadığı için zayıfı ezmeyen, ahlaksızlık yapma fırsatı olmadığı için ahlakını muhafaza eden, çok parası olmadığı için günaha bulaşmayan insanlar... Şüphesiz bu kişilere ahlaksız, hırsız, zalim denmez ama daha test edilmemişlerdir.
Şimdi toplum olarak test ediliyoruz.
Ülkemizde ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Bu şartlar hepimizi test ediyor.
Kiralara zam üstüne zam yapan ev sahipleri, sonra çarşı-pazarda devamlı yükselen fiyatlardan şikayet ediyor.
Maaşına yeterince zam alamadığı için şikayet eden insanı hayatın bir sonraki sahnesinde eline geçirdiği ilk fırsatta ekonomik krizi bahane ederek bir başkasına zulmederken görüyoruz.
Ancak mülteciler herkesin ortak hedefi! Çünkü onlar çok zayıflar, cevap veremiyorlar; hakaretleri, aşağılamaları mecburen susarak kabul ediyorlar.
Herkes gücü yettiğine zulmediyor ancak mültecilere herkesin gücü yetiyor. Ekonomi düzelir, fiyatlar düşer, alım gücü artar... Ancak bu zulüm ne kadar devam eder onu kestirmek güç.