90'lar pek hayırla yad edilmez. Sonu gelmez siyasi ve ekonomik krizler, hemen hemen her alanda aksayan kamu hizmetleri, toplanmayan çöpler, akmayan sular, devlet içerisine sızmış çeteler, mafya ve akla gelecek diğer olumsuzluklar.
Tabii 90'ları anıp da Süleyman Demirel'i anmamak olmaz. Uzunca bir dönem siyasetçi deyince aklımıza gelen ilk kişi oldu. Demirel imajı siyasetçi imajıyla eşleşti. Bu imajın en önemli kısmı ise mugalata, boş laf ile çok şey anlatıp hiçbir şey söylemeden eleştirileri göğüslemekti. Rakip siyasetçiler veya gazeteciler ne sorarsa sorsun Demirel lafı dolandırır, ana konudan saptırır, istediği yere getirir ve aklındaki cevabı verirdi.
İşçilerin yürüyüş ve protestolarına "yollar yürümekle aşınmaz", akaryakıt sıkıntısına "benzin vardı da biz mi içtik?", Ege Denizi'nin statüsü konusunda "Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl değildir", ve tatbikî hepimizin bildiği "Dün dündür, bugün bugündür"...
Bugün belki bu replikler şaka gibi geliyor, yüzümüzü güldürüyor olabilir. Ama sarf edildikleri zamanda her biri acı birer gerçeğe tekabül ediyordu; çözümsüz sorunlar, kilitlenmiş siyaset, yozlaşma, çarpık çıkar ilişkileri vb. Tam da bu nedenle siyaset yıllarca kerih bir uğraş olarak görüldü. Toplumun gözünde siyasetçi kendi çıkarından başkasını düşünmeyen, ülkenin sorunlarına kayıtsız, beceriksiz, çok konuşan ama iş yapmayan ve hatta yalancı olarak görüldü. Peş peşe yapılan erken seçimler, koalisyon pazarlıkları, liderler arasındaki kavgalar, katmerlenen sorunlar 90'ların bildik ve alışılageldik manzaralarıydı.
Bana bugün 90'ları ve Süleyman Demirel'i hatırlatan ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir açıklaması oldu. Konu belediyedeki partizan kadrolaşma iddiaları; Ekrem İmamoğlu binlerce çalışanı kovup, yerine kendi yandaşlarını işe almakla suçlanıyor. Dahası seçimden önce fazla olduğunu iddia ettiği İBB personel sayısını arttırmış durumda. Ekrem İmamoğlu'nun bu eleştirilere cevabı; "Bizim personel sayımızı tartışanlara söyleyeyim. İstanbul halkı adına bunu gururla söyleyebilirim: Bizim 16 milyon çalışanımız var."
İşte bu açıklamalar bana 90'ları ve Süleyman Demirel'i hatırlattı. Bir süredir Meral Akşener'in, Cumhurbaşkanlığına aday değilim. Ben başbakan olacağım, sözleri konuşuluyor. Türkiye'nin tekrar parlamenter sisteme dönmesi çok uzak bir ihtimal. Ama İstanbul şimdiden 90'lara döndü.
