Tarihi 17 Eylül 2021

Aşı Meşhurları

Nasıl başarıyoruz bilmiyorum ama aşı karşıtlığını anlamsız bir şekilde siyasi bir pozisyona çeviriyoruz. Toplumsal bağışıklık için gerekli olan 18 yaş üstü nüfusun aşılanma oranını büyük ölçüde yakaladık. Bu oranların yansımasını günlük hayatta ve hastanelerde görüyoruz. Vaka sayılarımız istediğimizden bir miktar yukarda. Ancak buna rağmen doktorlarımızdan geçmişte duyduğumuz "yoğun bakımlar dolmak üzere" veya "ikinci covid servisini açtık" yakarışlarını çok şükür duymuyoruz. Demekki vaka sayısı artsa bile aşı sayesinde insanlar hastanelik olmuyor.

Aşı olmayanlardan şehirler arası yolculuk, yüz yüze eğitim gibi bazı lokal alanlarda test sonucu ibraz etmeleri istendi. Bu tip lokal tedbirlerin haricinde devlet aşı zorunluluğu sayılabilecek adımlardan özenle kaçınıyor. Hem Cumhurbaşkanımız hem de Sağlık Bakanı defalarca zorunlu aşı uygulamasının söz konusu olmadığını söyledi. Evet, aşı karşıtı kişiler ve maalesef onlara kulak kabartanlar da var. Ancak ülkenin sair konulardaki çeşitliliği ve bazı batı memleketlerindeki aşı karşıtı dalganın büyüklüğü göz önüne alınınca gayet azınlıkta kaldıkları da bir gerçek. Toplumun kahir ekseriyeti olması gerektiği gibi sağ duyulu davranarak uzmanların ve devletin açıklamalarını takip ediyor ve aşılanıyor.

Hal böyleyken aşı etrafında dönen bu kadar laf, tartışma, ithamlar da neyin nesi oluyor? Kimisi sanki milli mücadele veriyor havasında. "Kimse bana zorla aşı yapamaz?" diye nutuk irad ediyor. İyi de, kimsenin zaten sizi aşıya zorladığı yok ki! Buna karşılık "vay efendim devlet aşı karşıtlarını neden kontrol etmiyor, neden miting yapmalarına izin veriliyor?" diye öfkelenenler var. Aşılama oranı %75'i bulmuşken devlet neden kerameti kendinden menkul bir avuç sosyal medya allamesi ile uğraşsın ki! Sonra bu grupların ikinci halka destekçileri var. "Aşı karşıtı değilim ama aşı karşıtlarına yapılan muameleyi kabul etmiyorum" diyor. Zannedersiniz devlet aşı karşıtlarını toplama kamplarına yerleştiriyor.

Anlayacağınız aşı ve salgınla mücadele olması gerektiği gibi kendi seyrinde, sağduyulu bir şekilde devam ediyor. Ama birileri önce olmayan aşıcılar/aşı karşıtları ayrımı yaratıp sonra bir tarafı tutup kendine alan açmaya çalışıyor. Var olmayan bir grubun sözcülüğüne, koyulmamış bir yasağın muhalifliğine, yaşanmamış bir ayrışmanın taraftarlığına soyunuyor. Bu tutum çok tehlikeli; zaten salgına inanan, inanmayan hepimiz çok zor günlerden geçtik. Kelimenin tam anlamı ile canımız burnumuza geldi. Şimdi tünelin ucunda zayıf da olsa bir miktar ışık gözüktü. Vaka sayıları atsa da okulları kapamayacağımız, sokağa çıkma yasakları görmeyeceğimiz günler mümkün. Uzun bir aradan sonra rahat nefes alma ümidimiz belirmişken birilerinin ön plana çıkma çabası ile sahte çatışma alanları yaratması bu topluma yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi. Yapmayın, ne kendinize, ne bize, ne de bu topluma bunu yapmayın!