SEÇİMİN değişmeyeni AK Parti'nin kazanıp CHP'nin kaybetmesi oldu. CHP kurulduğu günden beri AK Parti karşısında girdiği her seçimi kaybediyor. Seçimden önce CHP mensupları genel başkandan başlayarak çok iddialı açıklamalar yapıyorlar. CHP'liler bu söyledikleri ile kendi tabanlarına dönük bir başarı illüzyonu oluşturuyorlar. Her seçimden önce CHP'li seçmen "bu sefer tamam" diye düşünüyor; "oldu bu iş, bu sefer AK Parti'yi yeneceğiz". 24 Haziran seçimlerinden önce "Tamam" ifadesi üzerinden yapılan kampanya bunun çok net bir örneği oldu.
Ancak bu seçimde CHP bir konuda her zamanki performansını gösteremedi. Seçim sonrasında başarısızlığı kamufle edip, seçmenin öfkesini başka yere yönlendirmeyi beceremedi. Önceki seçimlerde CHP sözcüleri, medyadaki kalemşörleri ve sosyal medyadaki trolleri seçime hile karıştığını iddia ederlerdi. AK Parti'nin oylarının CHP'nin iki katı olmasını "çalınan oy" iddiaları ile örtmeye çalışırlardı. Sandık sonuç tutanaklarına CHP'li sandık görevlilerinin de imza attığı hatırlatılınca "o zaman YSK tutanakları birleştirme esnasında hile yapmıştır. Hileli yazılım kullanmışlardır" derlerdi.
Bıkmadan usanmadan her seçimde aynı yalanlar tekrar edilirdi.
Bu sefer olmadı...
Muharrem İnce'nin seçim gecesi bir sunucuya gönderdiği kısa mesajla da olsa mağlubiyeti kabul etmesi CHP'nin yıllardır uyguladığı "seçime hile karıştı" taktiğini işlemez hale getirdi. CHP'nin cumhurbaşkanı adayı "adam kazandı" dedikten sonra, partinin "hayır kazanmadı, seçimde hile var" demesi bir işe yaramıyor.
CHP'nin "seçime hile karıştı" taktiği tutmayınca açıklamalar ardı ardına geldi. Sanki perde bir sefer yırtılmış da yırtıktan sızan hakikat ışığı gözleri kamaştırıyormuşçasına CHP'ye yakın isimler birer birer çıkıp CHP seçmenini nasıl kandırdıklarını açıklamak zorunda kaldılar. CHP'nin yayın organı Halk TV'de yayın yapan Esed destekçisi Hüsnü Mahalli seçimleri CHP'nin kazanmasının imkansız olduğunu ancak seçmene moral vermek için CHP'nin kazanacağını yazdığını itiraf etti. Benzer bir itiraf seçimden önce "bu iş bitti" yazıları yazan CHP amigosu Yılmaz Özdil'den geldi. Özdil seçim sonrası yazdığı yazıda "kazanamayacağımız zaten belliydi" dedi.
İtirafçılar sadece gazeteci kisveli CHP fanatikleriyle sınırlı kalmadı.
CHP'nin en büyük paydaşlarından birisi olduğu Adil Seçim Platformu seçimi izleyemediğini, ellerine ulaşan tutanakları sisteme girip değerlendiremediğini, kullandığı yazılımın seçim gecesi çöktüğünü itiraf etti. Tabii "madem seçimi izleyemediniz neye dayanarak AA'nın duyurduğu sonuçların doğru olmadığını iddia ettiniz" sorusunu duymamazlıktan geldiler. Benzer bir itiraf da CHP'li Erdal Aksünger'den geldi.
Aksünger katıldığı bir televizyon yayınında CHP'nin sandık görevlilerinden müşahitleri sisteme girip analiz edemediğini dolayısıyla seçim sonuçlarını YSK ve AA'dan takip ettiğini söyledi. İtirafların en acısı CHP'ye yakın SONAR araştırma şirketinin sahibi olan Halan Bayrakçı'dan geldi. Bayrakçı seçim öncesinde yaptığı araştırmalarda CHP'nin kaybettiğini gördüğünü ancak mahalle baskısı nedeniyle bu gerçeği kamuoyuyla paylaşamadığını söyledi.
İlerleyen günlerde örnekler muhtemelen artacaktır. Ancak bunlar bile bazı çıkarımlar yapmamız için yeterli. Birincisi CHP seçmeni uzun süredir kandırılmaktadır. Tıpkı bir zamanların irtica korkusu gibi şimdi de CHP seçmeni "oylar çalındı" korkusu ile esir alınmaktadır.
İkincisi CHP demokrasinin en temel ilkelerinden birisi olan şeffaflık sınavında sınıfta kalmıştır. Bu kadar bilinmeyenin, yalanın, gizli kapaklı işin olduğu bir yerde demokrasiden söz edilemez. Üçüncüsü ise artık CHP'deki sorun üzeri örtülemeyecek kadar büyümüştür.