LİGDEKİ konumlar ve hafta içinde oynanacak Türkiye Kupası finali, iki takımın bu maça yaklaşımını doğrudan etkiledi. Galatasaray ideal kadrosuyla; Trabzonspor ise bazı kilit oyuncularını dinlendirerek sınırlı rotasyonla sahaya çıktı. Bu denge, beklentilerin aksine düşük tempolu bir başlangıç yarattı.
Normal şartlarda ev sahibi bir takımın derbide oyuna önde baskıyla başlaması beklenir.
Ancak Fatih Tekke bu ezberi bozdu. Planı, kontrollü başlamak ve Galatasaray'ı enerjisini erken tüketmeye zorlamaktı. İlk 20 dakikada Galatasaray oyuna daha hakim gözüktü.
Özellikle Sara ve Yunus, Trabzonspor'un orta saha ile savunma bloğu arasındaki boşlukları ustalıkla değerlendirdi. Net fırsatlar doğmasa da, ceza sahasına sık sık giriş yaptılar ve oyunu bu alana yığdılar. Ancak Trabzonspor, bu baskıyı "aktif dinlenmeyle" savuşturduktan sonra oyunun yönünü çevirmeyi başardı. Galatasaray beklerinin arkasına yapılan koşular, pozisyon üretimini artırdı. Tartışmalı penaltı pozisyonu da dahil olmak üzere, devrenin sonuna doğru ciddi fırsatlar yakalandı. İlk yarı golsüz tamamlanmasına rağmen, inisiyatifin Trabzonspor'a geçtiği bir oyun vardı. İkinci yarıysa, senaryonun tersine döndüğü bir sürece dönüştü.
Galatasaray yine etkili başladı ancak bu kez Trabzonspor ilk devredeki gibi direnç gösteremedi. Kırılmayan baskı, Galatasaray'ın en güçlü silahı olan duran toplara dönüştü.
Ligde bu alanda en çok gol atan takım olmalarının hakkını verdiler ve arka arkaya kullandıkları duran toplarla golü buldular. Bu maç, Trabzonspor'a final öncesi iki temel uyarı veriyor: İlki, duran toplara karşı daha disiplinli ve konsantre bir savunma kurgusu oluşturmak. Diğeri ise Galatasaray'ın bloklar arasına yaptığı sızmalara karşı daha sıkı alan savunması uygulamak.
Zira bugün Galatasaray hücumcuları bire birde durdurulsa da, bu iki alanda verilen açıklar sonucu belirledi. Trabzonspor için Türkiye Kupası'nın anahtarı burada yatıyor: Bloklar arası bağlantıyı kapatmak ve duran toplarda kusursuz olmak.
