PRAG gibi atletik bir takıma karşı eksik oynamak kolay değildi. Bardağın dolu tarafından bakarsak bu kadar yoğun maç trafiğinde Galatasaray'ın Prag'da Avrupa'ya veda etmesi üzücü de olsa makul karşılanabilir.
Bardağın boş tarafına bakınca ve iki maçı da tartıya koyunca bu elenme Okan Buruk'a yazar. İlk maçta Prag takımı fazlasıyla geniş alan bulmuştu. Okan Hoca, "Rakibimizi tanıdık. Dersimize çalıştık" dedi ama Galatasaray aynı hataları yine yaptı.
Temmuzda başlayan tüm Avrupa maçları dahil Galatasaray'ın Prag'daki kadar top kaybı, pozisyon hataları, yanlış paslar kullandığını bir maç görmedim. İyi mücadele eden ve ayakta kalan Barış, Abdülkerim ve Davinson da dahil her Galatasaraylı inanılmaz top kayıpları yaptı. Kaan yaptığı kırmızı kartlık faul tamamen ciddiyetsizlikti.
Okan Hoca oyuna doğru müdahale edemedi. Mücadeleci Kerem ile oyun aklı Mertens'i çıkarıp Zaha ile Oliveira'yı oyuna almak bir anda Galatasaray'ın dengesini bozdu.
Oliveira tam hazır değil. Eğer Kerem çıkıp, Zaha girecekse girmesin.
Kerem'in ölüsü bile Zaha'dan daha fazla koşar ve mücadele eder.
Prag'ın attığı dördüncü gol tamamen Zaha'nın hediyesiydi. Bu yanlış iki değişiklikten sonra 10 kişi kalan Galatasaray peş peşe yaptığı pozisyon hataları ve top kayıpları sonrası tam 3 gol yedi.
Uyarıyorum; Zaha, Ziyech ve N'Dombele yan gelip yatacaklarsa çürük elmalar konumuna gelmesin.
Sol bek Köhn'ün Avrupa'ya yazılamaması, sağ bek Aureier'in sakat gelmesi tam bir transfer hatasıdır.