Seyirciyi tribüne çeken takımdır.
İyi koşan, iyi mücadele eden, yüreğini ortaya koyan, üreten, keyif veren, kaybettiğinde bile alkışlanan bir takımınız varsa seyirci yağmur çamur demeden stada koşar. Galatasaray'ın mevcut kadrosu üst üste maç kazanamadığı ve oynadığı oyunla güven vermediği için Türk Telekom Arena yeterince dolmuyor. Futbolda başarıdan uzak kalırsan gönüllerden de uzaklaşırsın.
Tribünlerde açılan pankartta yazılan, "Asalettir formadaki arma içindekiler 'Metin' olmasa da" bu sözler taraftarın takıma güvenmediğinin göstergesidir. "Biz her zaman zeki oyuncuları tercih ederiz. Futbolu zeki oyuncularla oynamak önemlidir" diyen Rijkaard'ın kulakları çınlasın. Çünkü bu Galatasaray'ın oyuncu yapısı yaratıcı ve üretici değil. Hagi de bazı oyuncuları yerlerinde oynatmayarak bu kaosun altına odun atıyor. Neil-Sabri ikilisi göbekte rakibi karşılamakta ve mücadele etmekte başarılı olabilir.
Ama bu iki oyuncunun takımı dikine hücuma taşıyacak ve araya final topları atacak pas becerisi ile yeteneği yok. Emre-Okan-Suat üçlüsüyle birlikte oynamış Hagi'nin böyle bir orta saha kurması beni çok şaşırtıyor.
Galatasaray bence "Amorti" gibi bir galibiyet aldı. Atılan golde belki Culio'nun vuruşu var ama gol bence Baros'un. Eğer 53. dakikada Baros pas vermeyip kaleye şut attığı için Kazım'a uzun süre bağırmasaydı Kazım o topu yine geriye kesmezdi.