Bunda açık alan oyuncusu N'Koudou'yla maça başlamanın ve Adem'e yoğun markajın etkisi büyüktü.
Gol, tamamen Rosier'in kanat bindirmelerine kalmıştı ve öyle de oldu. Beşiktaş, Mustafa'nın da hatasıyla ilk golü atınca oyun tamamen değişti. Denizlispor beraberlik golü için çıkmaya başlayınca da Beşiktaş boş alanlar buldu ve maçın sigortası attı. 2. Yarıda Denizlispor "zaten mağlubuz" diyerek açık ve rahat, Beşiktaş ise "zaten farklı galibiz" diyerek kendini sıkmadan, ekonomik bir oyun oynadı. Denizlispor gücünde takımların gol yemeden önce sadece katı defans yapmaları, sonra da kontrolsüz çıkışları ve sonucu değiştirememeleri adeta makus talihleri gibi. Uzun süre Beşiktaş'ı sırtlayan Aboubakar ve Larin'in formsuzluğu Beşiktaş'ı çok zorluyordu. En azından birisi, özellikle de Aboubakar belli bir formda olursa Beşiktaş zirvede kalacaktır. Maçın en şık hareketi, Aboubakar'ın golcü bencilliği yapmayıp, daha uygun durumdaki Adem'e verdiği pasla gelen goldü.
