Babel, kullandığı ayak ve stil olarak alıştığımız tipte sol açık değil aslında. Daha çok eski tip, bekleyen ve dripling özelliği olmayan pivot santraforlardan sonra modern futbolda ortaya çıkan hızlı ve topa iyi vuran hücum oyuncusu.
Şampiyonlar Ligi'nde toplam 8 orta yaptı, bu sayı Quaresma'da ise 66. Bu da kanattan top kesen oyuncu olmadığını gösteriyor. Babel, Ajax altyapısında dikkat çekerken santrafor oynuyordu. Bu özelliğiyle A takımda üç yıl oynadıktan büyük umutlarla Liverpool'a santrafor olarak gitti.
Dört sezonda toplam 31 maçta ilk 11'de yer alıp, Teknik Direktör Benitez'le anlaşamadı.
Beklentilerin altında kalınca Hoffenheim'e gitti. Bu maceralar esnasında klasik bitirici, tek vuruş oyuncusu olmadığı görülünce sol kanada kaydırıldı. Yeni mevkiinde daha başarılı oldu ve sol açık deyince akla gelmeye başladı.
Babel sol açıktayken topla ortaya kayıp şut atıyor, ama orta yapamıyor.
Sağ açıktayken orta yapıyor ama bu kez de şut atamıyor. İlk mevkii olan santraforda oynadığı zaman ise o pozisyonun alıştırdığı stil ve yeteneklere tam sahip olmadığı için de beklentileri karşılamıyor.
Kısacası Babel, forvette üç pozisyonda oynayabilen ama hiç birisiyle de tam olarak özdeşleşecek bir oyun karakterine sahip değil.
Bu hem bir zenginlik hem de bir zaaf. Bunu gördüğünüz, kabul ettiğiniz zaman ise çok faydalı bir oyuncu.