Beşiktaş bu sezon ilk kez güçlü takım havasında maça başladı.
Bunun iki temel nedeni vardı Olcay yoktu, takım 11 kişiyle sahaya çıktı.
Tolga olmayınca, defans futbolcuları kalecisine pas atma özgürlüğüne sahip olmak gibi lükse sahipler. Fabri'ye daha çok güveniyorlar.
Demek ki seyirci futboldan anlamayan bir yığından ibaret değilmiş.
Yanlışta ısrar etmek, sadece ben bilirim demekle olmuyormuş.
Fabri, Sabri Dino'dan beri özlediğimiz kaleci olmayabilir ama her durumda Tolga'dan iyi. Yediği golde zamanlama hatası yaptı, evet buna rağmen söylüyorum. Maçın sonlarında çıkardığı topla golü telafi etti.
Talisca ile Oğuzhan yer değiştirdiği ve Atiba yerine İnler oynadığı zaman ideal 11 olacak. İdeal 11'i olmayan takım olmaz. Olursa toplama takım gibi oluyor. Beşiktaş'ın en büyük sorunu bu. Adriano yerini yadırgıyor ama iyi futbolcu, mutlaka ısrar edilmeli. Ayakları iyi futbolcular sonunda klasını gösterir.
İNLER NİYE GEÇ GİRDİ!
Tolgay, ilk yarıda sezonun en iyi futbolunu oynadı. Top taşıdı, Atiba'nın kısıtlı yeteneğinden doğan sorunları düzeltti ve çok iyi top taşıdı. İkinci yarı yoruldu. Kritik top kaptırması ise laubaliliğinden oldu.
Aboubakar, Cenk'ten daha iyi futbolcu ama ödenen fahiş ücret ve 4 yılllık kiralık gibi garip sözleşmesine değecek kalitede değil.
Sezonun skandalı ise kuşkusuz Gökhan Gönül transferi. Tek başımıza karşı çıkıp, müzmin sakat, gücü, sürati bitti almayın demiştik. Tabata transferine benzeyen garip şekilde, anormal para verilerek getirildi. Sonuç fiyasko ve üstelik 4 yılı daha var.
Yatar ve parasını alır. Beşiktaş 60. dakikadan itibaren yorgunluktan dolayı düşmeye başladı. Direnci arttıracak bir değişiklik de gelmeyince hem gol yedi hem de oyun üstünlüğünü kaybetti.
İnler oynayacak durumdaysa neden o kadar geç alındı?
Beşiktaş idari ve teknik olarak iyi yönetilmiyor. Gomez olmayınca bütün hatalar sırıtmaya başladı.