Orta yaştaki okurlarımıza hatırlatmak için de tarihi bir anekdot yazalım: "Kissinger, 1971'de Çin Başbakanı Çu En Lay'a sorar: 'Sizce Kennedy'nin yerine Kruşçev öldürülseydi, dünyada ne değişirdi?' Çu En Lay, 'Onassis, asla Kruşçev'in dul eşiyle evlenmezdi!' diye cevap" verir. Kişisel biyografı olan yazar "20. Yüzyıl'ın en meşhur Yunanlısı" demişti.
Evet doğruydu, iş ve özel hayatıyla bir zamanların en dikkat çeken kişisiydi. Ama bizim için Onassis ismi çok daha ilginçtir.
İzmir' de doğdu
1906'da İzmir'in Karataş semtinde bugün Şehit Kemal Kester ismini alan, Karataş'tan Hatay'a çıkan meşhur uzun ve dik merdivenli sokaktaki bir evde doğmuştu.
Babasının ve amcasının Akhisar'da tütün bahçeleri vardı; maddi durumları çok iyiydi. Oğluna Aristotle yani bizim kullandığımız şekilde Aristo ismini veren babasının adı da Sokrates'ti. Aslen Kapadokya'dan gelen ailenin yakınlarının bir diğer soyadı da Konyalidis'ti yani Konyalı.
İzmir'in geri alınmasından sonra 1922'de aile önce Midilli'ye oradan da Yunanistan'a gitti.
Genç Aristotle şansını uzak diyarlarda denemek için Arjantin'e gitti.
Orada santral memuru oldu, bir yandan da tütün ithaliyle uğraşıyordu. Bu işten kazandığı parayla yavaş yavaş palazlanmaya başlayınca
Yunanistan kendisini Konsolos yaptı.
İthalat esnasında gördü ki asıl para gemi taşımacılığındaydı ve o da deniz aşırı ülkelere sefer yapmak üzere gemiler satın aldı. ABD'ye göç etti. II. Dünya Savaşı esnasında batırılan gemilerini sigorta karşılayınca tekrar ve bu kez çok daha büyük bir deniz filosu kurdu. O esnada ortaklık yaptığı dönemin en zengin Yunan Armatörü'nün kızıyla evlendi. Bu evlilikten iki çocuğu oldu. Büyüdükçe büyüyordu ve lüks hayatıyla dikkat çekiyordu.
Siyasi olarak da güçlü ilişkileri vardı. Winston Churchill'le beraber dillere destan lüks yatıyla geldiğinde günlerce manşetlerden inmemişti. Churchill, İzmir'e geldiğinde yattan inerken, o tarihe geçmiş zafer işaretiyle karşılamaya gelenleri selamlamıştı. Ünlü Opera Sanatçısı Maria Callas'la olan aşk hayatı evliliğinin sonunu getirdi. Marilyn Monroe, Greta Gabro ve daha nice güzel ve ünlü kadınla ilişkisi olduğu söyleniyordu.
Babası Akhisar'lı
Onasis, Akhisar'ı da ziyaret ediyordu çünkü orada hem babadan kalma evlerinde hatıraları ve asıl önemlisi de bir kız kardeşi vardı. 1922'in O fırtınalı günlerinde ailecek kaçarlarken 3 yaşındaki kız kardeşini aile dostu bir Türk doktora emanet etmişlerdi.
Makbule ismi verilen kız çocuğu Müslüman olarak yetiştirilmiş, evlenmiş ve bir kız çocuğu olmuştu.
Asıl ailesini hiç hatırlamıyordu. Makbule Hanım, eşinin ölümünden sonra maddi darlığa da düşmüştü. Onassis'in Akhisar ziyareti sonrası devrin Akhisar Belediye Başkanı, Makbule Kılınç'a el uzatıp bir ev verdi.
Akhisar'a gelen Yunanlı bir gazeteci ise Makbule hanım'ın Onasis'in kız kardeşi değil amcasının kızı olduğunu iddia etmişti. Makbule Hanım sonunda kızıyla birlikte akrabalarıyla tanışmaya Yunanistan'a gitti.
Onasis, Türkler'in 1922'de ailesine ve Rumlara zulüm yaptığını söyleyince Türk Dışişleri kendisine cevap vermek zorunda kalacak kadar etkiliydi.
Yunanistan'ın milli hava yolu şirketinin de sahibi olmuştu. Yunanistan ne zaman sıkışsa Onassis hemen yardıma koşuyordu.
* * *
KENNEDY'NİN EŞİYLE EVLENDİ
Onassis, 1963'te öldürülen ABD Başkanı John F. Kennedy'in dul eşi Jacqueline Kennedy ile torununun sattığı Skorpion Adası'nda 1968'de evlenince büyük olay olmuştu.
Gazetecilerin ve halkın meraktan adaya akın etmesini önlemek için Yunan Deniz Kuvvetleri'nden yardım istemişti. Ama nasıl bir evlilik?
Madam Jacqueline, bütün hayatını garantiye alacak paralar isteyen çok sağlam bir sözleşme yapmıştı. Evli kaldığı yıl başına bile para alıyordu.
Baştan garanti nakit para ve ölümü sonrası için de yine yüklü miktarda para şartı da sözleşmenin hükümleriydi.
Oğlunu 1973'te kaybeden Onassis yavaş yavaş hayata küstü; 1975'te Paris'te öldü.
Oğlu gibi o da özel adaları olan Skorpion'a gömüldü.
