Selda abla sizi takip ediyorum, benim gibi insanlara 'el becerinizi geliştirin, dikiş dikin, oturduğunuz yerden para kazanın' diyorsunuz. Erken yaşta evlendim. O vakite kadar tarlada çalıştım. El becerim yok. Şimdi 4 aylık bebeğim var. Eşim gece gündüz çalışıyor ama para yetmiyor. Bu arada ufak bir ev aldık, taksit ödüyoruz. Mutlaka bir şeyler yapmam lazım, ama ne? Hiçbir şeye yaramamak moralimi bozuyor. Rumuz; Suren
S.U. CEVAP; Son cümlene katılmıyorum, bebek büyütmek hayli zor ve bir o kadar da mukaddes bir görev. Hanımların oturduğu yerden yapabileceği ek işlere gelince; sana en uygunu, 'düğme veya boncuk paketleme' gibi görünüyor. Bu işi yapan firmalara internetten ulaşabiliyorsun. Torbalarla malzemeyi ayağına kadar getiriyorlar, sen de renklerine göre ayırıp, belirli sayıda poşetlere koyuyorsun. Bebeğin olduğu için 'sabun ve benzeri' kimyasallar içeren ürünleri sakın tercih etme.
ESKİ AŞKA YENİ DUYGULAR
Selda hanım sizin vasıtanızla gençlik aşkıma ulaşmak istiyorum. Adını 'Firuze' yazın, o anlar. O zamanlar bu şarkı çok meşhurdu. Sezen Aksu hanımı Kalamış'ta dinlemeye giderdik. Büyük aşk yaşıyorduk ama ben kıskançlık yüzünden kıza çok sert davranırdım. Giyimine her şeyine karışırdım. Artık bekarım ve onu dünya gözü ile görmek istiyorum. İnşallah o da okurunuzdur. Ünsal G.
S.U. CEVAP; Sevgili Firuze hanım... Gördüğünüz gibi Ünsal bey pişman ve büyük ihtimal yengeyi toprağa verip peşinize düşmüş. Siz bilirsiniz ama yerinizde olsam (tabii bekarsanız) buluşup eski günlerin öcünü alırdım. Sen de kusura kalma Ünsal bey, bir vakitler kızı herkesin ortasında tokatlarken düşünecektin... Çok kızdım çok.