TANRININ KÜÇÜK OĞLU !
Sık okumalar yapan, röportaj alanında Sedat Simavi ödülü de verdikleri meraklı bir gazeteci olarak şunu çok rahat söyleyebilirim, sevgili İhsan Türe'nin üslubu bugün değme edebiyatçıları bile kıskandırır, öyle coşkun öyle temiz bir Türkçe! Türe'nin uluslararası maç yönetme rekoru henüz kırılamadı. En çok İstanbul derbisi ve en çok kupa finali yönetme rekorları da kırılacak gibi değil.
Kitabın ilk sayfasından son sayfaya kadar çok doğal bir samimiyet sarmalına girdiğinizi hissediyorsunuz.
Hiçbir benlik kaygısına düşmeden, mahallede kimi zaman aynı kimi zaman rakip takımlarda top oynayan iki kanka gibi, kimi zaman çelme takıp birbirinizi düşürdüğünüz, kimi de verkaçla şahane bir golü birlikte o derme çatma mahalle maçı kalesine bırakıverdiğiniz duygusunu yaşıyorsunuz.
Ama maç içinde ne olursa olsun, mahalle çeşmesinde üstünüzü başınızı temizlerken, o sizin kaşınızın üzerinizdeki çamur izini fark edip siliyor, siz onun kazağının arkasına yapışmış toprak parçasını elinizin tersinin hafif bir çarpışıyla silkeliyorsunuz.
BİR AYIP SONRASI YAŞANANLAR
"Kocaeli evinde Beşiktaş'ı yenerse liderlik koltuğuna oturacak. İlk yarı Kocaeli 1-0 önde ve maç BJK yarı sahasında oynanıyor. Devre arası hakem soyunma odasının kapısı açıldı ve içeriye o dönemin federasyon asbaşkanı Nazmi Bilge girdi" Girmez olaydı! (SK) "Allah var o an içim cızz etti. 'Çok sıkıştım dışarıdaki tuvaletlerin hepsi dolu' diyerek tuvalete girdi ve işini görüp çıkarken ne görelim! Tüm basın mensupları kapının önünde ve ortalık patlayan flaşlarla yangın yerine döndü" "... Federasyon asbaşkanı da olsa Bilge'nin devre arasında hakem odamıza gelmesi büyük hataydı. Herkes haklı olarak her türden senaryo yazabilirdi" ".. Hakem şansımız da yoktu ve son dakikalarda gelen Beşiktaş golü (Kovaçeviç) ile maç 1-1 bitti ve olaylar başladı" TFF Asbaşkanının ev sahibi takım liderliği ele geçirecek skoru yakalamışken devre arasında hakem soyunma odasına girmesini, "su dökmek" amacıyla olduğunu kimseye anlatma şansınız yok. Tıpkı, TFF'nin şimdiki Başkanı Nihat Özdemir'in Zorlu buluşmasının kimseye izah edilemeyecek bir saçmalık olarak tarihteki yerini alması gibi.
RAMPADA TEKE TEK KAVGA
İhsan Türe, maç sonrası yaşananları ve İzmit'ten kaçarca uzaklaşırken Bilecik Gülümbe rampalarında önlerini kesen araçtaki 5 kişiye nasıl meydan okuduğunu, o grubun en iri kıyım delikanlısı ile nasıl teke tek kavga ettiklerini ve sonrasını kitabında şahane bir dille ve olanca doğallığıyla anlatmış. Bir futbolseverseniz, edebiyatı biraz seviyorsanız, bir hayat nasıl hakkıyla yaşanır sorusuna özgün bir yanıt arayışınız varsa ne yapıp edin bu kitabı edinin ve okuyun. Ama üstüne bir de hakemseniz, bu kitapta yüzlerce seminerde elde edemeyeceğiniz bir bilgi birikim ve hakem yorumu bulacağınızı rahatça söylemek isterim.
Hakem arkadaş! Bu kitabı bul ve oku! Mesleki deneyimlerin yanı sıra, ziyaret ettiği ülkeler ve bu ülkelerin her türden "lezzeti" üzerine, okudukça tebessümden kahkahaya uzanan bir merdiveni tırmanacağınızı ve hatta belki tırmalayacağınızı da eklemem gerek! "Rahatlıkla söyleyebilirim ki Trabzon'daki futbol bilgi ve kültürü en az İstanbul kadar gelişmiştir" "Duvara dayanma yıkılır, adama dayanma ölür ana prensibim oldu" "3 İstanbullu'dan birinin haksız penaltı vermedim diye çok iyi yönettiğim maçın ertesi gün tüm gazeteler beni cezalandırarak tek yıldız verdi, MHK haftalarca maç vermedi" "Türkiye'de hakemler yapayalnızdır" "Türkiye liglerinde sezon sonu yaklaştıkça müsabakalarda uygulanan senaryolar akıllara durgunluk verecek cinstendir" "Şenes Erzik taraflı bir spor adamıdır" Ve çok daha fazlası kitapta... Şu sıralar İzmir'de bir huzur evinde hayatının son baharını yaşamakta olan "Kafkas delikanlısı" İhsan Türe'ye, hayata kattığı her güzellik için ayrı ayrı teşekkür ediyor ve ellerinden öpüyorum.
