Burada hemen parantez açmak isterim ki Cumhur İttifakı, Türkiye'nin işgal girişimi olan 15 Temmuz sonrasında milletin tercihi olarak doğdu. Burada her 2 parti de siyasal yarış ve siyasi rekabetten önce devlet ve milletin bekasının kavgasını verdiler. 2023'ü hedefleyen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm kural ve kurumlarıyla kurumsallaşmasını sağlamayı amaçlayan bir işbirliğinden söz ediyoruz. O yüzden, kimse bu iki partiden güç ve ego yarışını beklemesin. Gelelim, muhalefetin ittifak çalışmasına; CHP'nin Grup Başkan Vekili'nin "HDP ile gönül ittifakımız var" açıklamasına karşın, HDP'li Pervin Buldan'dan sıcak mesajlar geldi ve iki parti arasındaki ittifak çalışması sürüyor. Ancak şunu hemen belirtelim ki; CHP tabanından HDP ile yapılacak ittifaka yönelik çok sert tepki de var.
İŞTE SİZE MCKİNSEY GERÇEĞİ
YAZMAYAYIM, konuşmayayım dedim ama inanın tartışmanın geldiği noktaya bakınca birkaç kelam etmek farz oldu. McKinsey firmasının danışman olarak çalışmasıyla ilgili iki muhalefet liderinin yaptığı yorumlar en iyi ifade ile komik veya cehalet örneğinden başka bir şey değil. Yeni hükümet sistemi ve devletin yeniden yapılandırılması sürecinde işveren konumundaki devletin, hizmet satın alınan konumundaki McKinsey firmasının ilişkisini IMF ve Duyun-u Umumiye'ye kadar yakıştırılmasını anlamak gerçekten zor. Küresel ölçekte danışmanlık hizmeti ve yabancı sermaye için bir referans kurumu olmanın ötesinde hiçbir anlamı olmayan firma ile anlaşmayı, kamu maliyesinin yönetimi sanki bu şirkete verilmiş gibi bir hava şeklinde yansıtmak, olayı çarpıtmanın ve algı operasyonu yapmanın dışında bir şey değil.