Tarihi 27 Ağustos 2018

Malazgirt; Anadolu’nun kaderini yazan zaferidir

DÜNÜNÜ bilmezsen yarının da olmaz.
Ki; bizim tarihimiz, atalarımız, dünümüz; her olayı her anıyla gururla bilmemiz, anlamamız ve yarınlarımıza taşımamız gereken, hiçbir millete nasip olmamış şanlı bir tarih.
Dün; Başkan Erdoğan himayelerinde gerçekleşen 1071 Malazgirt Zaferi'nin 947. yıldönümü etkinliklerindeki coşku ve gurur görmeye, yaşamaya her anıyla değdi.
Başkan Erdoğan'ın her fırsatta yinelediği Cumhuriyet'in 100. yılında ve Anadolu'nun Türkleşmesinin 1000. yılında büyük Türkiye hayali ve hedefi boşuna değil.
Türkiye'nin son 5 yıldır uğradığı sosyal, siyasal ve ekonomik suikastlar karşısında dimdik ve hatta daha da güçlü durmasının, kalmasının sebebi de bu güç birliği, bu şanlı şuur zaten.
Haber sayfalarında uzun uzun okuyacağınız için verilen mesajları tekrar etmek istemiyorum ama her bir cümlenin altına değil, liderlerin partilerinin temsilcileri, 81 milyonun imza attığını, atacağını biliyorum.
Dün, Malazgirt Ovası'nda yürüyen her gencin dilinde, aklında ve yüreğinde; 947 yıl önceki atalarının inancı ve adanmışlığı vardı.
Bunu başka milletlerin, başka devletlerin anlaması mümkün değil, çünkü bu yüksek tarih, bu milli şuur bizim binlerce yıl öncesinden genlerimize işlenmiş.
Bu zaferden 800 yıl sonra Kurtuluş Savaşı'nda onca yokluğa, onca eksiğe rağmen kanıyla, canıyla, kadınıerkeği- çocuğuyla nasıl destan yazabildi diye soranlara;
1071'i hatırlatmak yeterli aslında.
Damarlarımızda akan asil kanın bilinciyle bizi biz yapan değerlerimizle ve Türklüğümüzle; yeni ve büyük ve güçlü Türkiye yolunda emin adımlarla ilerlerken, hatırlamamız gereken tek şey işte bu hatırlama...



ANADOLU'NUN Türkleşmesinin 947. yılında büyük ve güçlü Türkiye'yi bir kez daha gördü bütün dünya...​

​Bahçeli'nin hangi hayali gerçek oldu?
ŞIMDİ gelin biraz geriye gidelim, 6 yıl kadar önceye. MHP'nin 10. Olağan Kongresi'nde Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin yaptığı konuşmayı hatırlatalım:
"1453'teki İstanbul'un fethinin 600. yılında yani 2053'te süper güç Türkiye ülkü ve gayemiz bulunmaktadır.
Amacımız da; son yurdumuzda devlet kurmamızın 1000. yıldönümü olan 2077'de Türkiye'nin dünyaya yön veren siyasi, ekonomi ve kültür alanında rakipsiz hale gelmesidir." Rakamlar üzerinden siyasi mesaj vermek kadar, milli şuur hatırlatmasını ustalıkla yapan MHP Lideri Bahçeli'nin, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte hem Cumhuriyet'in 100. yıl hedeflerini hem Anadolu'nun Türkleşmesinin 1000. yıl hedeflerini birlikte hem fotoğraf karesinde hem sözlerde tekrar hatırlatma hassasiyeti de bundan dolayı.
Geçenlerde Devlet Bey ile sohbet ederken; Malazgirt konusundaki bir anısını da anlattı. 2013 yılında yine Ahlat'taki törenler sırasında hem buranın hem Söğüt'ün Belediye Başkanı'nın HDP'li olmasından dolayı rahatsız olan Devlet Bey; o dönem şöyle bir açıklama da yapmıştı;
"Beynimin bir yarısı Ahlat, diğer yarısı Söğüt.
Ahdımız olsun ki buradaki yerel yönetimleri MHP'ye kazandıralım." Nitekim; 2014 yerel seçimlerinde her 2 belediyeyi HDP'den alıp MHP'ye kazandırmasının kendi kişisel tarihi açısından çok anlamlı olduğunun altını çizmişti.
Değerleri, kavramları sayılarla ve hedeflerle anlamlandırmak; siyasetin en haz veren yanı olsa gerek..

Biz kazandık...
BAYRAM öncesi Türkiye'ye döviz kuru üzerinden operasyon yapmaya kalkan ABD ve Trump; bu amacına ulaşamadığı gibi; asıl kendisi zor günler yaşıyor.
Trump'ı kendi halkı gibi Türk halkı da ciddiye almadığı için; 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde 12 milyon kişi yurt içinde tatil yaptı.
Yani; Türk halkı hem hükümetine hem ekonomisine güvendiğini bir kez daha teyit etti.
Bunun anlamı hem ekonomik hem siyasi hem psikolojiktir.
9 günlük tatilde Türk lirasına ve liderine güvenen Türk halkı, yapılan saldırının kasti ve kötü niyetli olduğunu görmüş ve bu operasyondan psikolojik olarak etkilenmediğini göstermiştir.
Ekonomik olarak da; kendi parasına güvenerek 9 gün boyunca turizmcinin yüzünü güldürmüş, ekonomiye ayrı bir canlılık getirmekten vazgeçmemiştir.
Hep diyoruz ya; onlar kaybedecek, biz kazanacağız.
Kazandık bile..

DERİN SÖZ:
EN değerli şey yaşamak değil, güzel yaşamaktır.. EFLATUN