FUTBOL rakamlardan ibaret değil. Ancak rakamların bir dili var ve doğru dinlersek ne dediğini anlayabiliriz. Fenerbahçe'nin Alanyaspor önündeki puan kaybı sonrası ortalık karıştı. Hatta bir bardakta fırtına koptu. Evet, yarışta kırıcı olabilecek bir kayıptı.
Evet, İsmail Kartal çok hatalıydı.
Ancak geçmişi tamamen silip, her şeyi yıkacak duruma gelinmeli mi? Önce bir rakamlara bakalım.
17-18 MAÇTA GÜÇLÜ OYUN
Fenerbahçe maç başına gol (2.6), gol beklentisi (2.46), isabetli şut (7.2), başarılı pas (400), rakip ceza sahasında topla buluşma (36.9) ve rakip alanda top çalma (6.6) gibi önemli parametrelerin hepsinde lig lideri. Üstelik kabul edelim ki 25 maçın minimum 17- 18'ünde son derece güçlü bir oyun oynandı. Ve bu oyunun mühendisi de bugün 'teknik adam olmamakla' itham edilen İsmail Kartal'dı.
O zaman şu soru sorulabilir: Her şey bu kadar mükemmel de neden Fenerbahçe zirvenin 2 puan gerisinde?
Öncelikle şunu kabul edelim.
Eğer bu lig, Galatasaray'ın böylesine inanılmaz işlere imza atmadığı paralel bir evrende oynansa, Fenerbahçe şimdi minimum 10 puan öndeydi.
Ancak yaşadığımız evrende, kırılan onca rekora rağmen puan tablosu bize bambaşka bir şey söylüyor.
KARTAL'A İHTİYAÇ VAR!
Kartal'ın önemli bir futbol aklı olduğunu düşünüyorum. Sakin kafayla oturup düşündü ve bu takıma en uygun oyunu inşa etti. Ancak liderlik; kan dolaşımı hızlandığında, adrenalin ve stres arttığında önemli kararları verebilmektir. Fenerbahçe'nin şu anda İsmail Kartal'a, yani onun liderliğine ihtiyacı var. Kalan süreçte Fenerbahçe bir 'futbolcu takımı' olmaya devam mı edecek, yoksa bir 'teknik adam takımı'na mı dönüşecek? Bunun kararını İsmail Kartal verecek.