Köylü Ahmet, eşeğini satmaya karar vermiş.
Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira eden eşek için pazarlık payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşeğe ihtiyacı olan Mehmet Ağa, 100 milyon ödeyip eşeği pazarlıksız satın almış. Köylü Ahmet, eşeğini satmasına satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş.
Düşünüp durmuş yatağın içinde... " Mehmet Ağa 50 milyon liralık eşeğe niye 100 milyon lira verdi?" diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş.
Pazara gitmiş Mehmet Ağa'yı bulmaya. Bir de ne görsün! Eşek 200 milyon liradan satışa çıkarılmış...
Bir kere içi rahat etmemiş geri alacak eşeğini... 200 milyon lira ödeyip geri almış eşeğini. Aynı olay bu defa Mehmet Ağa'nın başına gelmiş, o da uyuyamamış bir türlü "Allah Allaah! Ahmet niye 100 milyona sattığı eşeği 200 milyona geri aldı?
Var bu işin içinde bir iş" diye. O da ertesi gün eşeği geri almaya karar vermiş.
400 milyon lira vererek geri almış eşeği... Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş.
Birkaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün$ "Al,al,al, sat, sat, sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin tam 1 milyon TL satış fiyatı... Yanındakine sormuş, "Hemşerim, nedir bu yaaaa? Bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu?" Adam hemen yanıtlamış;
"Valla grafikler ortada, bu eşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon liradan başladı, 950 milyon liraya geldi.
Böyle bir teknik analizine bakarsan görürsün.
Eşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bir kırarsa, 1.5 milyara kadar yolu var."
LÜZUMSUZ BİLGİLER
Finlandiya'da 'Uykucular Günü' diye özel bir gün vardır. Bu günde ailenin en geç uyanan kişisi göle veya denize atılır.
TESPİTLİ YORUM
Allah'ım sen bana Rihanna'nın fotoğrafının altına "Tanışabilir miyiz?" yazan adamın umudundan ver.
NE KADAR OLDU?
Denizli'deki uyanık bir girişimci, kaçak binayı yıktırmamak için önce üst katı mescide çevireli ve ardından mozaikle Atatürk resmi yaptıralı 9 YIL OLDU
AlkışlıYorum
"Bugün geometride ne işlediniz?" diyorum, "Yamuğu işledik, hoca seni anlattı ahahaha" diye geriyor beni. "Haftaya da yuvarlağı işlersiniz, seni anlatır muhahaha" diye ben de onu geriyorum.
"Yeter! Biriniz on yedi yaşında, diğeriniz yirmi beş yaşında. Tekrar anaokuluna mı göndereyim sizi?" diye annem gürlüyor.
Ben kuzu, o benden kuzu yemeğimize devam ediyoruz.