Haberler


Lütfi Albayrak

Okulunu okumasak da milletçe çok iyi yaptığımız meslekler

Ülkemizin insanları son derece pratik zekalı. Her türlü soruna kendince çözümler bulabiliyor, her işten de anlıyor evet. Fakat bazen bu "her işten anlama" durumunu biraz abartıp, bilgileri olmayan konulara da el atıyorlar sanki. Hepsinin de ortak bir cümlesi var: "Belki üniversite okumadık ama biz de hayat üniversitesi mezunuyuz!"
İç mimar: Evdeki eşyaların yerini sık sık değiştiririz. Bu perdeler bu koltuklara uymuyor, bu halılar içimi karartıyor deyip, alışveriş ve dekorasyon için bahaneler üretiriz. Eski eşyaları yenilemeye ve onları amacından farklı şekilde kullanmaya bayılırız. Eski sandıklardan sehpa yapmak olsun, konserve kutularından kalemlik yapmak olsun...
Mimar: Apartmanın ikinci katında sona eren ve tahtadan yapılmış yangın merdivenleri bu mesleğe ne kadar yatkın olduğumuzun kanıtı değil de ne?
Öğretmen: Gün olur öğretmene akıl veririz, "Hoca hanım bu çocuklara çok yükleniyorsun yav biraz rahat ol, akışına bırak" deriz.
Gün olur, çocuğumuzun ödevini yapamayınca "Öğretmenin sana yanlış öğretmiş, böyle soru olmaz" deriz.
Teknik direktör: "Hayır yani bana da verseler Barcelona gibi takımı, ben de şampiyon yaparım, ben de kupa üstüne kupa aldırırım.
Sonuçta kimin hangi pozisyonda oynadığı belli, ne yapacağı belli. Ver topu oynasınlar! O adam o pozisyonda mı oynatılır" diye bağırıp televizyona kafa atan arkadaşım var benim. Bu futbol işini gerçekten ciddiye alıyoruz.
Doktor: Kendimize ya da başkasına teşhis koymakta üstümüze yok. Yaşadığınız birkaç belirtiyi birine anlatın. Hemen size sahip olabileceğiniz hastalıkları ve bunların tedavi şekillerini anlatsın. Tedaviler de öyle zor bulunan türden değildir. Ağrıyan yere çiğnenmiş ekmek koyma, soğan suyu içme gibi herkesin evdeki malzemelerle yapabileceği tedavi yöntemleri önerirler.
Ekonomist: Biz yatırımcılığı anamızdan öğrendik! Yastık altına gizlenen altınlarla ne borçlar ödenmiştir, ne ihtiyaçlar giderilmiştir.
Her zaman en garanti yatırımın altın olduğunu düşünürüz. Dolar ve euro bize pek sıcak gelmez çünkü dış güçleri daha da güçlendirmeye gerek yoktur.
Fizyoterapist: - Abi bu aralar belim çok ağrıyor. Fıtık mı var acaba bende doktora mı gitsem? - Ya ne doktoru kardeşim. Bak şimdi sana bir telefon numarası veriyorum. Fahrettin hocanın telefonu bu. Gidiyorsun, belini çekiyor, hiçbir şeyin kalmıyor bak benden sana garanti. Benim kayınbirader gitti. Eskiden merdiven çıkamazdı, şimdi çatılarda geziyor.
Diyetisyen: Fazla kilolarla başımız öyle dertte ki, ne görsek ne duysak inanır olduk.
Yoğurdun içine kurbağa bacağı atma diyeti, çamur yeme diyeti, günde bir damacana su içme diyeti... Herkesin kendince bir formülü var bu konuda. Kilo verelim de ne olursa olsun!
Sosyolog: Toplumsal analizler konusunda da kendimize göre uzmanız. Hangi memleketten adam çıkar, hangisinden çıkmaz, en iyi biz biliriz. Tüm iller ve o illerde yaşayan insanlar hakkında bir fikrimiz vardır. "Oradan adam çıkmaz, onlar çok yalancı olur, onlar çok paragöz olur" gibi genellemelerimizin bir sınırı yoktur.
Meteoroloji uzmanı: Havayı adeta koklarız. Akıllı telefonlardaki hava durumu uygulamasına bakmanıza hiç gerek yok. Vücudunuzdaki ağrıların çeşidine göre havanın nasıl olacağını anlarsınız.
Psikolog: Rahatlamak için illa psikoloğa gidip o deri koltuğa uzanmanıza gerek yok.
Halkımız bu konuda da uzman! Her türlü soruna "Hayırlısı olsun, allah daha kötüsünden korusun, senden daha kötüleri de var" diyerek çözüm bulabiliyoruz.
- Ayşe teyze bugün işten atıldım. Eve bir geldim ev yanmış. Üstüne bir de sevgilim terk etti.
- Olsun kızım hayırlısı olsun...
- ????? onedio.com
KUŞ
Fadime kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
- Nasıl gidiyor kanaryam?
- Kaybediyorum.
Bir müddet sonra yine:
- Nasıl gidiyor güvercinim?
- Kaybediyorum Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal sormuş:
- Neden karına hep kuş isimleriyle hitap ediyorsun?
"Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya" diye fısıldamış Temel.
ŞAKA
Temel Trabzon'un ünlü kabadayısıydı.
Elinde tesbih çekerdi, kendinden emin olarak dolaşıp dururdu. Bir gün gene bu halde kahvenin önünden geçiyordu. Tam kahvedekilere selam vermişti ki ensesine sert bir tokat yedi. Ne oluyoruz diye tam döndü ki o ne? Karşısında kendinin iki katı bir adam. Şöyle bir kahveye baktı herkes Temel'e bakıyor. Temel, adama dönüp, "Bilader gerçekten mi vurdun şakadan mı?" diye sorar.
Adam kendinden emin bir şekilde, "Gerçekten vurdum noolucak" der.
Bunun üzerine Temel bozuntuya vermeden cevap verir:
"İyi zaten şakadan hoşlanmam."
DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
Hülya Koçyiğit'in gençliğini andıran torunu Aslışah Alkoçlar plaj pozları ile yaktı geçti! Bikinili pozlarına karın kasları damga vurdu!
“Biz de bir zamanlar gençtik” Burak Altay ve Eylem Yıldız'ın değişimleri sosyal medyada olay oldu! Asmalı Konak'ın Salih'i ile Zeynep'ini bir de şimdi görün!
'Altın alalım mı' diyenlerin beklediği cevap geldi
Varan 1! Galatasaray'ın ilk transferi resmileşti
Galatasaray'dan çılgın transfer! Premier Lig'in yıldızı geliyor
Cengiz Ünder'in yeni takımı şoke etti! İşte ödenecek rakam
Fenerbahçe'de isyan! Ali Koç ve İsmail Kartal'a şok sözler
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.