NERELERDE GÖRÜLÜR
Genelde sinema salonlarında mısır patlağı, cola ve cips gibi şeylerle elleri dolu olup "Beni de getirdiniz ya buraya bende size bir iyilik yapayım" diye ortalarda dolanan kişidir. Bu tanımlamadaki üçüncü şahıs erkek. Ama kız ise sevgilileri yalnız bırakmak için çişi bile gelmezken onları yalnız bırakmak için lavaboya gider. Gelelim mekanlarda karşılaştığımız. Bir kafe diyelim mesale. Kafede koltuğa yayılan, ayıp olmasa koltuğa uzancak olan erkek arkadaşın güven duygusu ile göğsüne yatan sevgilinin karşısında dik durumda oturan kişidir. Sevgililer aşkımlı, canımlı ve cicimli konuşurken bir anda kendini hayal eder. ve hep bu çifte minnet duygularını iletir. Eğer üçüncü şahıs kankasının sevgilisine sürekli yalakalık yapar ki aslında niyeti "Ben iyi bir insanım. belki çevrende güzel bir kız var ise bana yapsana" dır. Aslında bunu direk söylemez. Yalnız olmasının mutlaka bir açıklaması vardır: "İyi ki sevgilim yok". Yine de bu tür sevgilinin yanında üçüncü şahıs diye gezen arkadaşa sevgililer tarafından acınılır. Hemen çevrede ona manita bakma operasyonları başlar. Ama sonuç hazindir. Ya beğenilmez ya da kankanın arkadaşı ucubedir. Zaten hayatımda tanışma törenleri hiç iyi geçmemiştir. Benim şahsen.
İSTEMSİZ OLANLAR
Bazen bu konumda olmak istemezler ama sevgililer ne hikmetse yanlarında üçüncü bir kişi isterler. Bence bu sevgililerin birbirleri ile bir şey konuşamayacaklırını anladıkları ve birbirlerine itiraf edemedikleri içindir. "Arkadaşım bırakın ya tek çıkayım ya çıkmayayım şu evden" yok illa ki gidilecek, yanımızda olmanı istiyoruz ama zorlamasıyla. Tabiki bu kişi benim arkadaşlar. Hayır yani olay üçüncü kişi olmak da değil, tek sayı olmak. Kaderim mi bu yarab. Çocuk gibi kolumdan çekiştirmedkleri kaldı. Ha bunun yanında bonus olarak trip var, yersen.
DÜŞMEK
Bir Hıristiyan kasabasında görevli papaz günah çıkarmaya gelenlere vaaz verirken, bundan sonra bana günah çıkarmaya geldiğinizde bana aldattım kelimesini kullanmayın bundan çok bıktım onun yerine (düştüm) diye söyleyin demiş. Gel zaman git zaman papaz emekli olmuş onun yerine genç bir papaz gelmiş. Ama her şeyden habersiz, yine günah çıkartmaya gelenler papaz efendi dün düştüm, gecen hafta düştüm, aradan bir ay geç miş genç papaz artık valiye gitme- nin zamanı geldi düşen düşene demiş, ve valinin yanına gitmiş. "Vali bey şu yolları bir kontrol etseniz düşen düşene" demiş. Tabiki vali bey düşmenin hangi anlama geldiğini bildiği için kahkaha ile güler, papaz sinirlenir ve: Vali bey ne gülüyorsunuz daha dün karınız geldi üç defa düştüğünü söyledi demiş.
BORSA
New York Wall Street'da iki borsacı Central Park'a yürürken, biri köpek pisliği görür. İlk borsacı, diğerine sen bunu yersen ben sana 5000 dolar veririm der. Teklifi kabul eder ve yer. İlerlerken yine bir köpek pisliği görürler.
Bu sefer de diğer borsacı, ilk borsacıya sen bunu yersen ben de sana 5000 dolar veririm der. İlk borsacı da bu teklifi kabul eder.
Sonra ilerlerken:
- Yahu biz bu pisliği yedik sende de 5000 dolar var bende de biz ne yaptık ki şimdi?
- İşlem hacmini yükselttik.
HAZIR CEVAP
Bir kokteylde kendini beğenmiş bir politikacıyla, ünlü bir yazar biraraya gelirler. Politikacı yazarlara düşmanlığıyla tanınmaktadır. Bir ara yazarın yanına gider ve şöyle der: Sizinle bir eşek arasında ne kadar fark var? Yazar politikacıyla arasındaki mesafeye şöyle bir bakar ve cevap verir. Yarım metre kadar...
AlkışlıYorum
Trafikte ilerlerken öndeki arabanın tamponuna hafifçe dokunulur, dokunduğunuz aracın sürücüsü de farketmedi diye sevinilir. Çarptığınız aracın plakasının üstünde yapışık duran kendi plakanızı görünce o aracın peşinden gaza basılır, basılır, basılır...
