Ona bir sürü kıyafet alıyorum ama o benim t-shirtlerimi giyiyor, bir suru çorabı var ama yatağa benim çoraplarımla giriyor, benim traş malzemelerimi kullanıyor hatta benim boxerlarımı bile giyiyor!!" *Dave, Massachussets*
Alınacak şeyler, yapılacak isler, aranacak insanlar... Bir şey listede yoksa ona yaptırmanın imkanı yok. Bir gün espri olsun diye listenin altına "kocamla sevişmek" maddesini ekledim... O günden beri günlük listesine yazmamışsa sevişmiyoruz" *Nick, Washington*
Tamam, tatilimizi ya da bugün ne yiyeceğimizi planlamak önemli değil, ama evi dekore edeceğimiz zaman görmeliydiniz sürekli kafasında bir şeyler tasarlamaktan tam 2 gün 2 gece uyumadı, beni de altüst etti. Gecenin 3'ünde sizi dürtükleyip duvarlar krem rengi mi olsun bej mi diye soran birini düşünebiliyor musunuz? *Jim, Minneapolis* l... Karım çok çekici bir kadın, ama alışveriş tutkusu bir felaket... Sırf onun kıyafetleri için ikinci bir ev almamız gerekebilir. Hele ben önemli bir toplantıdayken telefon edip "sence mavi eteğimin üzerine beyaz bir kazak mı alayım yoksa mavi bir gömlek mi alayım" diye sorduğunda çok kızıyorum" *Jim, NYC*
Gecenlerde gazetenin üzerine düşmüş ve ben böcek zannedip terliğimle ezdim ödümü kopardı..." *Gordon, Oklahoma *
ZEKİ
Küçük Temel`le arkadaşları sınıfta aralarında kim daha zeki diye tartışıyorlarmış Küçük Temel: Ben çok zekiyimdir, üç aylıkken yürümeye başlamışım, demiş.
Oradan küçük Dursun hemen atlar: Sen habuna zeka mi deyisun. Haçen ben üç yaşına kadar kendumi kucakta taşitiymişum.
BÜLBÜL
Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine. Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir, "ne yapıyorsun benim ağacımda" der. Hoca ben bülbülüm der. Adam: "hadi ötte bir görelim". Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahkaha atar: "Hiç böyle bülbül olur mu" der.
Hoca: "Bülbülün acemisi böyle öter" der.
MANKEN
Bir öğretmenin sınıfında hiç sevmediği bir çocuk varmış ve hep ona laf sokmak istiyormuş.
Öğretmen: İsmet büyüyünce ne olmak istiyorsun?
İsmet: Manken olmak istiyorum öğretmenim.
Öğretmen hemen başlamış laf sokmaya:
Nasıl manken olacaksın bu suratla, senin gibi çirkin çocuk yok bu sınıfta, sende manken olacağım diyorsun.
İsmet altta kalır mı: Bende o zaman öğretmen olurum sizin gibi.
KASIRGA
Tatil köyünde bir Amerikalı ile tanışan Türk iş adamı sohbet ediyorlar. Bizimki anlatıyor:
- Böyle bir tatil aklımdan bile geçmezdi.
Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince, "oğlum dedim, bunca yıl eşek gibi çalıştın da ne oldu? Şimdi tatil zamanı", dedim ve bu tatile çıktım.
- Tesadüfe bak, demiş Amerikalı... Benim de çok iyi iş yapan bir restoranım vardı. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı. Sigorta paramı ödeyince ben de bu tatile karar verdim.
Epey bir zaman geçtikten sonra, sessizliği bizim iş adamı bozmuş:
- Yahu anlatsana, sen kasırgayı nasıl başlattın?
AlkışlıYorum
Kocamla karşılıklı oturmuş gazete okuyoruz. Bir ara kafamı kaldırıp en Filiz Akın sesimle "Biliyor musun seni çok seviyorum." dedim. El cevap (tabii panik içinde) "Ben bir şey yapmadım!" Ne demek ki şimdi bu?
TÜNEL İHALESİ
Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yapmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den, Amerika'dan, Japonya'dan ve Türkiye'den de Temel'in firması olmak üzere birer firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz firması:
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur. 30 metrelik enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz derler.
Amerikan firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz maksimum 50 cm fark olur, der.
Japon firması ise:
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum fark 20 cm olocak, diye belirtir.
Sıra bizim Temel'e gelir. Temel: Valla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuk buluştuk, buluşamadık iki tüneliniz olur der.