SICAK HAVA SEVENLER

"Yandım ama olsun"
diyerek kendini motive eder.

Hava sıcaklığı 40
dereceyken bile yürüyüşe
çıkar.

Deniz, havuz, çeşme…
Nerede su varsa oraya
koşar.

Bronzlaşmak için güneşe
tapar.

"Sıcaklar kilo verdiriyor"
diye kendini kandırır.

Kışlık mont görünce
gözleri dolar.

Sandaletleri martta
giymeye başlar.

Serin esintiden şikâyet
eder.

Terlemeyi spor yapmış
gibi anlatır.

Güneş gözlüğü olmadan
sokağa adım atmaz.

Yaza methiyeler düzer:
"Hayat yazın güzel!"

Tatilde "sadece yatmak" planıdır.

Yazlık sinema, konser, festival… Hepsi onun alanıdır.

Sıcak asfaltta yumurta kırmayı deneyebilir.

Her meyveyi buzluğa atıp "dondurma" yapar.

Karpuzu peynirle, dondurmayı ekmekle yer.

Yazlık yer fiyatları artınca sinirlenir ama yine gider.

Yaz bitince mini depresyona girer.

Sabah güneşiyle uyanmaktan mutludur.

Kışın bile güneşli gün kollayıp moral depolar.
SOĞUK HAVA SEVMEYENLER

Güneşi görünce vampire
döner: "Işık! Hayır!"

"Terlemek insan
onuruna aykırı" diye düşünür.

Klimalı mekâna
taşınmak ister.

Hava sıcaklığı 25 olunca
"eridim" der.

Gölge kovalamaktan
olimpiyatlık olur.

Yazlık kıyafet giymeyi
sevmez: "Çünkü yanarım."

Herkes denize giderken
o evde buzlu su içer.

Güneş kremi değil,
güneşten kaçış planı yapar.

Fanın önünde
meditasyon yapar.

"Kış gelsin de insan gibi
nefes alayım" der.

Yaz tatilini Netflix'te
geçirir.

Yaz sıcağında evden
çıkmayarak gurur duyar.

"Ne var ki kışta? Mont
giyiyorsun, bitti!" der.

30 dereceyi Mars iklimi
sanır.

Yaz düğünlerine
"işkence" gözüyle bakar.

Parkta oturmak yerine
AVM'ye kaçar.

İkindi güneşi bile fazla
gelir.

Sıcak havada insan
ilişkileri keser.

Yazın eriyen dondurmayı
bile suçlar.

Yaz biterken sevinçten
halay çeker.