Eski Türk ve aşk filmlerinin repliklerine kadar ezberlemiştir. Kendini hayalleri ile baş başa bırakan kadın veya adamdan sonra bu kişinin aşka nasıl baktığını bir düşünelim.
ERKEKLER
Erkek egosu yani aslında buna erkeklik diyelim. Bazılarının lugatında aşık olmayı söylemek racona terstir dese de içten içe yanar kalbinin köşesinde. Elinde tesbihi maço kıvamında bile olan adam o tesbihi ya sabır ile çekecektir. Bir de tam tersi romantizmin son doruklarında yaşayan adam vardır. Vericidir sever sonuna kadar sevdiğini gösterir.
Ama bir şey vardır ki ikisi de aynı acıyı çeker. Ayrılık acısı. Bu acıları çeken bir adam yoğurdu üfleyerek yerim atasözünün tüm anlamına uygun vaziyette her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ile tamamlar. Bu saatten sonra aşkı sadece acı çekmek olarak gören ve korkan erkek modeli olmuşlardır. O yüzden bir sonraki aşkına kadar çoğu kadın tarafından korkak, ödlek gibi hatta öküz ve odun gibi kıvama sokarak adamları bir marangoz gibi yontmaya çalışırlar. Fakat adam korkuyor.
O korku sen değilsin senden önceki. Bunu kabul etmesen de senin hemcinsin adamın gönlünün köşkünü harabeye çevirmiştir.
Bazı erkekler bu saatten sonra aşkı kaybeder ve artık kısa süreli ilişkilerde fink atmak ister. Ama genellikle aşık olunan adamdır.
Kadınların zoru sevdiği gerçeğinden kaynaklanan.
KADINLAR
Erkeklere nazaran bu konuda daha cesaretlidirler. Evet korkarlar ama yine de umudunu kesmezler.
Kadın için ekmek, su, hava gibi bir şeydir aşk. Ama onlar da yoğurdu üfleyerek yeriz mantığını uygularlar.
Fakat istemezlerse erkekler gibi aslında istiyorum ama korkuyoruma nazaran; istemiyorum ya da istiyorum derler. Fakat bazıları bu ilişkiye tam karar vermemişken başlar ve erkeğin canını acıtabilir.
Deneme yanılma yöntemi yani.
Şöyle bir gerçek var arkadaşlar, yukardaki siz iseniz nasihatim korkunun ecele faydası yokturdan başkası olamaz.
NE KADAR OLDU
Lens - Gaziantepspor maçını anlatan İlker Yasin, "Az önce oyuna giren Gençlerbirliği oyuncusu orta sahada görev yapıyor" diyeli 14 YIL OLDU
FIKRA
Akıl hastanesindeki doktorlar artık akıllanmış olduğunu düşündükleri kişileri taburcu etmek için bir kurul oluşturmuş. İçeri giren hastalardan birine sorular sormaya başlamışlar. "Söyle bakalım kendini nasıl hissediyorsun?" "Çok iyi hissediyorum efendim." "Peki seni taburcu edersek ne yapmayı düşünüyorsun?" "Benim mesleğim ayakkabı ustası. Çıkınca kendime bir dükkan açacağım." Doktor karşısındaki hastanın iyileştiğine ikna olmaya başlamış ve tekrar sormuş. "Peki bana bir ayakkabı yapar mısın?" "Tabii ki" demiş ve doktorun ayak ölçüsünü almış. Doktor tam taburcu evraklarını imzalayacakken adama sormuş. "Doktor bey peki ayakkabınızın topuğu arkada mı olsun?
Önde mi?"
AlkışlıYorum
Babama bilgisayar ve internet kullanmayı öğrettiğim ilk günler... "Baba bak bu mouse, yani fare" diyorum, nasıl kullanıldığını gösteriyorum. Birkaç gün sonra babam beni çağırıyor. "Gel bak, bu kurbağa çalışmıyor!"
