Kurban eti yiyemediği için bayramdan bir gün önce kendine kasaptan et alan hassaslar.
Taze etin kokması sebebiyle bünyesi kurban eti kabul etmeyen kişilerin başvurduğu yöntem. 'Herkes yerken canım çekmesin' diye düşünen bu birey, kendine göre haklı.
Hayvanın işkembesine kafayı takmış, temizlemek için büyük bir heyecanla bekleyen meraklı.
Biz bunlara 'Sakatat delisi' diyoruz. İşkembe temizlemek o kadar kolay iş değil üstelik.
'Al bu çamaşırları yıka' desen yıkamaz, işkembe temizliği söz konusu olunca da heyecandan yerinde duramaz.
Komşunun getirdiği etin bölgesiyle ilgili sorun yaratan memnuniyetsiz.
'Bize bunu mu layık gördünüz Şükran Abla?' bu kişilerin en büyük direniş cümlesidir. Olayı anlayabilmesi için dünyanın yaratılışından itibaren geniş ve detaylı bir bilgi verilmesi gerekmektedir.
Günlerce sevdiği, beslediği, gönül bağı kurduğu hayvanının kesildiğini görünce depresyona giren çocuk.
Nereden bakarsanız haklı, nereden bakarsanız canım çocuk...
Kurbanı keser kesmez olay mahalinde mangal yakan aç karınlı topluluk.
Dünya analiz şampiyonu olarak çözemediğim bir durum sevgili arkadaşlar.
'Bu acele neden?' ve 'Mekan seçimi ne kadar doğru?' gibi sorular boşlukta kayboluyor.
Sebebi neydi ki?
Etler görev yerlerine dağılır dağılmaz kasaba kıyma çektirmeye koşan hanım.
Çünkü bir an evvel buzluktaki görevine başlaması gereken kıymalar var. Kasaplar et satamadığı için en çok bundan para kazanırlar bayram zamanı.
"Ben hallederim hacı abi" deyip kurban yerine kendini kesen acemi kasaplar.
Acil servisleri dolup taşıran sevgili kasaplarımız... Ana haber bültenlerinin ana konusu oluyorlar. Ahhh ahhh!
Ölmeseler bari...
Can derdi yüzünden kaçan hayvanın peşinde telef olan kovalayıcı birey.
Nereden baksan hayvana bir araba parasına yakın para verdiği için mi yoksa görevini yerine getirme aşkıyla yanıp tutuştuğundan mı bilinmez.
Özellikle işlek caddelerde ilginç bir manzaraya sebep oluyorlar.
Herkes kavurma yerken fırsat bu fırsat diye tatile kaçan çekirdek aile...
Kimine göre vefasız, kimine göre işten güçten ancak fırsat bulan aile. Size iyi tatiller diliyoruz. Dönünce bol bol ıspanak yiyeceksiniz yalnız, size et yok!
Kurbanlık hayvandan çok iyi anladığını söyleyip hayvanın sırtına şap şap tokat atan bilgiç kişi.
'Enişte bu sırf yağ' ya da 'Hay Maşallah, tosun tosun' diyen onay merci oluyor kendileri. Şahsi gözlemim, kendilerine çok fazla güvenilmemesi yönünde ama tabii siz bilirsiniz.
Kurban pazarlığı yaparken saatlerce el ele tutuşup birlikte yer küreyi titreten alıcı-satıcı.
Kurban pazarlığının en seyredilesi bölümü. 'Hayırlı olsun' komutuyla boşlukta kalan eller ve bir anda biten sallanma...
Gündem yokluğundan kurban pazarına gidip her sene aynı şeyleri haber yapan muhabir.
Bu da ekmek derdinde, ne yapacaksın? 'Kurbanlık koyun el yakıyor' ya da 'Memleketimden kurban manzaraları' en çok ilgi çeken haber manşetlerinden.
Seyrettik, aydınlandık. Çok sağol!
BAYRAM TADINDA TESPİTLİYORUM
@yanregresyon Sağ yanak konuşması:
Bayramınız Sol yanak konuşması:
Mubarek olsun
@AslihanElif Evet teyzecim geçen bayrama göre biraz kilo aldım doğru, yok okul bitmedi, mezuniyet gecikti evet, iş güç de yok, dediğiniz gibi hayırlısı olsun, yok teyze erkek arkadaşım da yok, ufukta da kimse yok AMA ÇAY VAR ÇAY ALIR MISINIZ KAFANIZDAN AŞAĞI DOĞRU
@cihatakbel 4500 lira bayram harçlığı toplandı Yaş: 30 Bu olayı Avrupa'da bulamazsınız işte...
@Overlokcu12 Kız bayramda italya'ya gitcekmiş o pisa kulesiyle fotoğraf atarken ben bayram namazı sonrası kurban bacağı tutcam hafif şaşkın ve çaresizim
@dukkel57 Bayramda millet tatilini yapar güzel güzel gezer Ben, kavurma yiyem eve gelen misafirden kaçam uzatılan şekeden iki tane alam..
@kodalak_ismail Çevremde kavurma sevmeyenler var. Cidden kavurma olsan bile mutlu edemiyorsun insanları
PAZARLIK PAYI
KAYSERİLİ bir adam; oğlunun yüzünde üzgün bir ifadeyle okuldan geldiğini görünce sormuş:
Hayırdır oğlum ne oldu?
Oğlan: Babacığım matematik sözlüsünden zayıf aldım.
-Neden?
-Öğretmen "iki kere iki kaç eder?" diye sordu. Ben de "altı eder" dedim.
-E oğlum biz bunları senle konuştuk. Ben sana anlatmıştım; iki kere iki dört eder. Hadi bilemedin en fazla beş eder. Altı nereden çıktı?..
-Ben de biliyorum iki kere ikinin dört ettiğini, pazarlık payı bıraktım, ondan altı eder dedim!
PİYANİST
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
- Bravo hemşerim. Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar:
- Sen nereden bildin benim Karadenizli olduğumu ?
- Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.
NUR YÜZLÜ
Yıllar önce generallerin ülkemizi yönetmeye özendikleri bir dönemde öğrenci, yazar evleri aranmaktadır.
Beş öğrencinin birlikte kaldığı eve ani baskın düzenler kolluk kuvvetleri, başlarlar arama yapmaya, kayda değer hiçbirşey bulamayınca, beşinci öğrencinin çalışma masasının üst duvarında bulunan Karl Max'ın posterine gözü takılır kolluk kuvvetlerinden komiserin sorar öğrenciye;
-Kim ulan bu!
İzinsiz arama yapıldığına bozulan öğrenci cevap verir.
-Dedem!
Komiser ellerini havaya açıp, "Hey yüce rabbim böyle nur yüzlü bir adamdan, böyle bir torun" der.
MERCEDES
Dedesi, torununu gezdiriyordu.
Önlerinden çok güzel bir otomobil geçer.
Dedesi:
-Bak yavrum der; "düt düt" geçiyor.
Çocuk gayet sakin bir şekilde cevap verir:
-Dedecigim, o "düt düt" dedigin; sekiz silindirli, otomatik vitesli, doksan sekiz model bir mersedestir.
TEMEL
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş: - Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz