Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 17 Temmuz 2018

Amerika NATO’dan ayrılır mı?

Trump NATO'daki müttefiklere ayar verme işini abartmış durumda.
Hemen her karşılaşmalarında başta Merkel olmak üzere Avrupalı liderlere etmedik laf bırakmıyor. Aralarında bir tek Macron ve Erdoğan'a sıcak davrandığını söyleyebiliriz. Macron'u sanki Almanya'ya karşı bir denge unsuru gibi düşünüyor.
Almanya'nın özellikle ticaret politikasını kendisi için dezavantajlı gören Trump Almanları hizaya getirmenin peşinde.
Aslında bu çok zor bir hedef değil.
Almanya, Amerikan baskısına karşı koyabilecek durumda değil. Çeşitli Alman firmalarına kesilen cezalardan biliyoruz.
Almanlar pek sorun etmeden bu cezaları ödüyorlar. Çünkü şu an yapabilecekleri başka bir şey yok. Ekonomik olarak ihracata bağımlı Alman ekonomisi bunu ancak Amerikan koruma şemsiyesi altında gerçekleştirebiliyor. O şemsiyenin ortadan kalkması herkesi rahatsız eder ama en çok Almanya'nın tadını kaçırır.
Merkel "Kendi başımızın çaresine bakmayı öğrenmek zorundayız" diyor ama bunu nasıl yapacağına dair ufacık bir fikri yok. Amerika'nın yokluğunda AB politikalarını ilerletemiyor. Kendi güvenliğini kendi sağlayacak konumda da değil. Rus yayılması bu anlamda Almanya için son derece ciddi bir sorun. Orta ve Doğu Avrupa'da yıllarca Amerikan desteğiyle yayılan Almanya şimdi Rusya'nın sert gücüyle karşılaşacak.
Yalnız kalırsa kaybı büyük olur. Amerikan desteği gelmediğinde Rusya'ya karşı pozisyon almak yerine Rusya'ya doğru yaklaşıyor. Dengeleme değil peşine takılma siyasetine doğru sürükleniyor.
Bir büyük güç siyasi için bu durum sürdürülebilir değil. Almanlar Amerika'nın mevcut tavrının geçici olduğunu, bu süre zarfında Rusya'nın çeşitli tavizlerle geçiştirilebileceğini ve Amerika geri döndüğünde her şeyin normalleşeceğini düşünüyor. Ancak bu konuda fazla iyimser olmak için ellerinde yeterli veri yok.
Belki bir gün Amerika daha etkin bir rol oynamaya dönebilir ancak o süre zarfında Rusya baskıyı çok daha fazla artıracaktır.
Bütün bu resmin içinde Trump öngörülemezliğini sürdürüyor. Almanya'ya ve diğer ortaklara bir ceza kesmek istiyor olabilir ancak daha ucuz bir fiyata da razı olabileceğini düşünüyorum. NATO'da üye ülkelerin bütçelerinden yüzde ikilik katkı yapmasını istiyor. Normalde bunun sözü 2014 Galler Zirve'sinde alınmıştı.
2024 yılı itibariyle 29 üyeden en az üçte ikisinin bu rakamlara ulaşacağı tahmin ediliyor. En azından bunun sözü verilmiş durumda. Trump eğer buna benzer bir taahhüt koparabilir, bunun yapılacağına dair diplomatik bir başarı elde etmiş pozu takınabilirse şimdilik bundan memnun olacaktır. Trump'ın asıl derdi hiçbir zaman NATO olmadı. O iç siyasette bunu kullanışlı hale getirmenin derdinde. Kolay bir diplomatik kazanç elde ederse bundan memnun olacaktır.
Bu anlamda tehdit düzeyini en yüksekten açtı. Amerika'nın NATO'dan çekilebileceği iddiasını dile getiriyor.
Çok şey olabilir ancak şimdilik bu iddianın gerçekleşme ihtimali yok denecek kadar azdır. Ne Amerika böyle bir sert adım atabilir ne de zaten atmak aklının ucundan geçer. NATO'dan vazgeçmenin maliyeti ile NAFTA'dan vazgeçme maliyeti arasında dağlar kadar fark vardır.
Birinde üç beş kuruş kaybedersiniz diğerinde bütün uluslararası sistemi sarsarsınız. Amerika Trump'la birlikte birçok çılgınlığa imza atabilir ancak henüz bu aşamada değiliz.