Hasan Basri Yalçın

HASAN BASRİ YALÇIN

Tarihi 15 Temmuz 2018

15 Temmuz’un ardından

İyıl geçti üzerinden. Ancak bu hain darbe girişimi hala hafızalarımızda çok canlı. Hem kahramanları hem de hainleri hepimizin zihninde ve kalbinde mıh gibi çakılı. Ne Ömer Halis Demir aklımızdan ve yüreğimizden çıkıyor. Ne de adını zikretmekten dahi tiksindiğimiz namussuz FETÖ mensuplarına öfkemiz diniyor.
Aklıma her geldiğimde Ömer Halisdemir'i anlamaya çalışıyorum.
Ona bu kahramanlığı böylesine bir rahatlık içinde yaptıran neydi? Nasıl da korkusuzca daldı onlarca silahlı hainin içine? Bunu yaparken, ne kadar etki ettiğinin farkında mıydı tarihe? Ailesini düşündü mü? Anasını, babasını, eşini ve çocuklarını? Düşünmez olur mu? Ama yine de daldı o kalabalığın ortasına. Ucunda şehadet olduğunu bile bile. Hep aynı sorular çınlıyor zihnimde. "Ne yaptın sen böyle?
Nasıl yaptın?" demeden alamıyorum kendimi.
Onun cevabını bize kalan gazilerimiz veriyor. Sabri veriyor mesela. Tanklara meydan okuyan Sabri Ünal. Bir kere yaptı. Bir daha yaptı. Yine yaparım diyor. Kahramanlar böyledir işte. Tıpkı bacağını bu uğurda kaybeden Sabri Gündüz gibi. Bu iki yiğidin isimlerini verenden Allah razı olsun. Nasıl da sabır ve metanetle konuştuklarına hepimiz şahitlik ediyoruz.
Daha niceleri. 249 şehidimiz ve binlerce gazimiz. Hepsi birden bu ülkenin geleceği için canlarını hiçe sayarak kendilerini tankların ve kurşunların önüne attılar.
Bazen 15 Temmuz'u konuşurken ne kadar ciddi bir meseleden bahsettiğimizi unutanlara hatırlatmak isterim.
Şaka falan değil.
Bir iç savaşın eşiğinden belki yarım saat belki bir saat mesafeyle kurtulduk.
Allah muhafaza bugün İstanbul Halep gibi yıkılmış olabilirdi.
Ankara, İzmir ve tüm kentlerimiz Musul gibi Rakka gibi talan edilebilirdi.
Şayet o uğursuzlar Marmaris'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele daha erken gitseydi, bu ülkenin toplumsal ve siyasal düzeninin temelindeki lidere, Allah korusun, ulaşabilseydi, bugün halimiz nasıl olurdu?
Hiç merak etmeyin.
Üç günün içinde ülkeye çeşitli merkezlerden silahlar sokulurdu.
Suriye'deki gibi hibrit savaş senaryoları hemen devreye girerdi.
Gerekli görüldüğü gün birkaç devlet sözüm ona ülkemize istikrar getirmek için müdahil olabilirdi. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi.
Tıpkı Irak'ta olduğu gibi. Hâlbuki Iraklılar için sığınabilecekleri bir Suriye vardı. Suriyeliler için de kuzeyde sığınabilecekleri Türkiye vardı.
Kimse kusura bakmasın.
Başka güvenli liman kalmadı.
Türkiye son sığınaktır. Son vatan.
Gidecek başka yer yok.
İşte tam da bu zihniyetle sahip çıktı bu ülkenin kahraman evlatları ülkesine ve liderine. Onların yaptığı fedakârlık bize bu ülkeyi bıraktı. Allah hepsinden razı olsun.
Bizleri de şehitlerimizi ve gazilerimizi hakkıyla yad edenlerden kılsın.
Yapılan bu fedakârlıkların bir anlamı olmalı.
Güçlü, bağımsız ve istikrarlı bir ülke inşa etmek zorundayız. Bir daha dış güçler içimize bu hainleri sızdıramasın.
Bir daha bu ülkede hiçbir grup hiçbir sapık darbeye teşebbüs edemesin.
Bu ülkenin insanları hak ettiği gibi güçlü ve müreffeh bir ülkede yaşamanın tadına varsın.
Bir millet vuruşa vuruşa devletini kurtardı.
Şimdi de inşa edecektir inşallah.
FETÖ'nün hain köpekleri mi?
Onlar da hem bu dünya da hem de öbür dünya da rezil ve zelil oldular ve olacaklar inşallah.