BİR insan tanıdım iyi bir insan, memleketine sevdalı iş insanı.
Acılı bir çocukluktan gelen, bayramları sadece kendine ve yakınlarına değil bütün insanlara ait hisseden vicdanlı bir insan.
Hala depremzedelerin yanında yürüyen, Allah'ın kendisine bahşettiklerini paylaşmayı bilen, ağzı çiçek içinde bir insan. Mehmet Fatih Yalçınkaya.
***
Arka mahallelerde hırpalandıkça yıkılmayan bir çocukluğun adamı. O çocuklukta ve gençlikte kumruların sesini de dinlemiş, çeşmelerden akan suyun sesini de. Sonra türkülere sevdalanmış, Anadolu'nun her köşesinden gelen nağmeleri ezberlemiş. O türkülerde gül tadında sancı var ama hiç kimse yabancı değil ona. Bu toprağın türkülerine sevdası da sebepsiz değil.
***
Mehmet Fatih'le üniversiteden sınıf arkadaşım Bircan Usallı Sılan sayesinde tanıştım. Bircan gerçek sanatçıların danışmanlığını yıllardır sürdüren harika bir emekçi. Türkan Şoray'la aramızdaki köprünün üzerinde kahveli sohbetlere davetiye bastıran 45 yıllık kadim dostum.
Bu devirde güzel dostlukları ve güzel insanları gözümüz gibi sakınmalıyız.
***
Mehmet Fatih insanlara ekmek kapısı açan iş insanlığının yanı sıra son yıllarda müzikle olan yakınlığını albümlere, konserlere, Youtube videolarına taşıdı.
İzlediğim konserinde karşımda harika bir sahne adamı görüp şaşırmıştım da kendisine söyledim, "bu kadarını beklemiyordum" diye. Popüler olmak gibi bir derdi yok, kendisi gibi sanat sevdalılarına seslenmek ona yetiyor.
Mayıs ayında Akatlar Kültür Merkezi'nde yeni bir konseri olacak. Büyük bir araştırmanın ürünü olan bir türkü albümü piyasaya çıkacak. Ardından da tekli çalışmalarla inandığı yolda yürümeyi sürdürecek.
***
Daha önce seslendirilen "Terketmek Ne kadar Kolay" adlı şarkının videosuyla yıldızı daha bir parladı, son videosu, Ahmet Kaya'nın seslendirdiği "Arka Mahalle." Bu şarkı Diyarbakır'daki çocukluktan kalma "arka mahallede" izlerini taşıyor.
Kliplerinde de görüyorum ki müziğe aşık bir adamda her şey ne kadar sade ama bir o kadar şık.
***
Paylaşmak, çocukluğumuzda dizlerimizi kırıp oturduğumuz ve kalbimizle donattığımız sofra düzeninden kalmıştır. Çocukluk; nereye giderseniz sizin peşinizden gelir. Yeşilçam filmleri bilir bizim çocukluğumuzu da. O yıllarda Anadolu'dan gelenler kara trenli türkülerini de yanlarında getirirdi, masum düşlerini de.
Ben de bu bayramda güzel bir insandan Anadolu selamı getirdim.
"Fırat'ın kenarında ben bir kum idim" diyen dağ gibi bir insandan.
MUTLULUK TAKVİMİ
Tarlalardan başak başak
Ovalardan kucak kucak
Ekmek gibi sımsıcak
Türkülerin selamı var
Yangınların alazından
Gecelerin ayazından
Baharından son yazından
Türkülerin selamı var
Üşüdüğüm gecelerden
Topraktaki sancılardan
Analardan bacılardan
Türkülerin selamı var
Hasret serdim kilim kilim
Acılandım dilim dilim
Özlemişler seni gülüm
Türkülerin selamı var
Hakkı YALÇIN
Gençliğimizde yürürlükte olan insani değerlerin hükmü kalmadı ne yazık ki!
Afiş!
1960 yılındaki Hayat Dergisi'nde karşıma çıkan bir haberde bilim adamlarının önderliğinde 2058 yılı için turizm afişleri hazırlanmış.
"Evlenmek üzere misiniz? Balayınız için tereddütsüz Ay'a gidiniz. Her türlü konfor sürat ve itimat, her keseye uygun fiyatlar temiz ve rahat oteller. Unutamayacağınız bir tatil için hemen bir seyahat büronuza müracaat ediniz." Görünen o ki, bilim adamları insanlarla kafa bulmaya o zaman başlamışlar.
65 yıl önceki görüşleri yenilgilerle doluyken, onlar insanlardaki ihtirası ve kan dökme tutkusunu hiç hesaba katmamışlar.
Yapay zekanın insanlığa vereceği zararın hasar tespit çalışmaları başladığı zaman göreceğiz asıl afişleri!