Verdiği sözleri bir çırpıda ters yüz eden Ali Koç'la, kulübe girmesi mümkün sayılmayan Ersun Yanal'ın imza töreni!
Bu ibretlik sahneye bakarken televizyon başında gülümsedim.
"Vizyon sahibi olmak böyle bir şey" dedim.
Futbol medyasında istedikleri teknik adamı göreve getirenlerin varlığına dikkat çeken Ali Koç'a baktım da; "siz izin vermeseniz böyle teknik adamları kim göreve getirebilirdi?" diye seslendim.
Sonra "duysa ne yazar!" dedim kendi kendime.
Bizim kitabımızda "sözler verilmek içindir" diye yazarken!
"Bu kadar küçük düşünmekle daha büyük yaralar açıyorsunuz" diye haykırdım ama nafile!
Paranın her şeyin önüne geçtiği, yorumcuların maçları çıkarına geldiği gibi yorumladığı, gazetelerdeki ağaların başkanlara yağ çekerek altına kar kızağı çektiği bir futbol dünyasında asaletin hükmü yoktu.
"Ersun Yanal devre arası Burak Yılmaz'ı da getirebilir!" "Mümkün değil" dedi bir tarafım, öte yanım "Ersun Yanal'ı bu takıma yakıştıranlar, Burak Yılmaz'ı niye yakıştırmasın!" dedi.
"Hey gidi Fenerbahçe!" dedim, "seni küme düşme potasından çıkarmak çocuk oyuncağı!
Ama seni bu hallere düşürenler gerçekten işlerinin ustasıymış!"