Sabah gittiğiniz markette bir saat sonra fiyatlar değişiyor.
Herkesin kriteri dolar!
Üreticiye zırnık koklatmayan süpermarketler için oluşturulan bütün koşullar vatandaşı kazıklamaya müsait.
Organlarını doların yükselmesine bağışlayanlar için ortam müsait!
***
10 liralık etiketle domateslerin yüzü kızarıyor utancından.
Karalar bağlıyor patlıcanlar, şeftaliler muzlar ağlıyor.
Giyim eşyaları yerin dibine giriyor, vatandaşın kalbine çakılan kazıklara inat.
Bir mağazanın vitrininde yün atkının fiyatı bin lira. Bere 860 lira.
Önümüz kış!
Bu kış azgın olacakmış!
***
Şarbon geldi hoş geldi.
O etlerin imha edilmesini beklemek için yanlış bir zamandayız.
Yakında şarbonlu etler sucuk, salam ve sosis olarak çocuklarımızın sofrasında.
Kanserojen tüccarlığının önü açıkken; "bu topraklarda kanserin girmediği ev kalmayacak" dersem kusuruma bakmayın.
Dolar yükseliyor diye her türlü bahaneyi üretenler, sağlıksız ürünlerine bile zam yapıyorsa.
İnsanları kazıklamak bir sanat sayılıyor artık.
***
Kötülük özgür bırakıldı.
İyiliğin elleri kelepçeli.
Oysa bilinenden güzeldir insanlık.
Bilinmeyenden özel.
Çünkü vicdan tek kişilik isyandır.
İnsan olanda bulunur.
Çocuklarımıza sağlıksız gıdaları ambalajlayanlarda değil!
***
1959 yapımı bir film.
Adı Siyah Orfe.
Filmde 10 yaşlarında bir çocuk eline aldığı gitar ve yanındaki iki çocukla birlikte sabahın ilk ışığına koşar.
"Çabuk olalım" der arkadaşlarına, "güneşin doğmasını sağlamamız gerek. Gecikirsek doğamaz."
O yüzden ben güneşin nasıl battığına değil.
Nasıl doğduğuna bakarım.
***
İnsanların kanını emenlerin kazandıkları haram paralara gelince.
Ben insanın nasıl yaşadığına değil.
Nasıl öldüğüne bakarım!
Piknik çöplüğü
Pazar günleri İstanbul'un yeşil alanlarındaki insanların piknik keyfine bakınca, "harika" diyorum.
"İnsanlar temiz hava alıyor, yemeklerini yiyor!"
Pazartesi sabahları manzarayı gördüğümde kahroluyorum.
Her taraf çöp yığını.
İnsanlar çocuklarıyla birlikte yemek yediği bir yeri neden temizlemez?
Ertesi hafta geleceği yerde mikrop üremesine neden izin verir?
Bunun cevabını o çöplüğü üretenler veremez!
MUTLULUK TAKVİMİ
Ömrüme attığın
İmza çürüdü
Hangi yola gitsem
Onarılmaz bir kış
Gücünü gururundan
Öcünü benden aldın
Maziye göz atsam
Zalim bir bakış
Utanmıyorum
Unutamadım diye
Hala umutlarım bile
Erkekçe
Eski 45'liklerin
Peşine takılmış
Dolanıp duruyorum
İstanbul hazan
Ben kepçe!
Hakkı YALÇIN