Tarihi 14 Temmuz 2015

İşte o anda

İftar saatinde atılan Ramazan toplarını cennetin zili sayıp, kandil yandı diye evlere koşan güzellikleri gördük biz.
Ramazan, çocukluğumuzun ilk sevgilisiydi.
Mahalle kültüründen kalan en saf sevdanın resmi.
Omuzlardaki meleklerin sesine kulak verip, kefenin cebini boşaltmanın günleri.
***

"Neden hep geçmişi özlüyorum?" diye soruyorum kendime.
Cevabım hazır. "Gelecek mavi değil!"
Bizi biz yapan değerlerimizi öylesine çamura bulaştırdılar ki.
Hiçbir güç eski güzellikleri geri getiremez artık.
***

Ortada yalan bir dünya var.
Kıyısından köşesinden geçsek bile doğrularından kaçamayacağımız.
Geçenlerde bir arkadaşım güzel bir laf etti. "Toprağa verdiğimiz sevdiklerimiz mi daha çok?
Yaşayan dostlarımız mı?"
Saydım! Toprağa verdiklerimiz yaşayan dostlarımızdan daha çok.
Bu demektir ki, hiçbirimiz ölümsüz değiliz.
İhtirasın, haksızlığın bedelini ödemeye fırsatımız bile olmayabilir.
Sayılı günleri yaşarken.
***

Anıların terazisinde herkes kendini tartsın.
Hayatınız boyunca hangi cana can kattınız?
Hangi dertleri kestiniz elinizdeki makasla?
Hangi iğneyle hangi ömrü diktiniz?
Kimleri giydirdiniz?
***

Ölümden korkanların hayatta kalma şansı cesurlardan daha fazla değildir.
Yani baş eğmeye değmez.
Bir kere olsun birilerinin hakkını savundunuz mu?
Kimlerin elinden tuttunuz?
Kimleri karşıdan karşıya geçirdiniz?
En son ne zaman derin bir yolculuğa çıktınız?
Vicdanınızın eşliğinde!
***

El üstünde veda ederken bile hayatımız gözaltındadır.
Naklen yaşıyoruz!
Nakden yaşayanlar için bunun hükmü olmayabilir ama.
Hayat bazen geç kalmaktır.
***

Son ölü balık kıyıya vurduğunda.
Son bitki tanesi kuruduğunda.
Son su damlasının, ekranlardaki yalancı kahramanlar için döktüğümüz gözyaşından daha değerli olduğunu anladığımızda.
Hayatın paradan, siyasetten ve yalan düşlerden daha değerli olduğunu da anlayacağız.
***

İşte o anda, kalan vaktimizi nasıl öldüreceğiz?
Onu düşünelim!

Sakıncası yok!
Bir aydır, E-5'den Balmumcu'ya giriş
üzerindeki kuralsızlığa bakıyorum.
Emniyet şeridinde piknik yapan servis araçlarına.
Kimsenin sesi çıkmıyor.
Demek ki bu şehirde servis araçları emniyet şeridinde nikah bile kıyabilir.
Sakıncası yok.
Yetkililer böyle buyuruyor!

Mutluluk Takvimi
Önce gözünü doyur.
İmzalaman gereken kağıtları iyi oku.
Eski resimlere bak.
Gençleri anla.

Seni benden alıp da
Ellere veren kader
Bu sensiz gecelerin
Hakkını nasıl öder

Ben sana can vermiştim
Sen bana bir ayrılık
Yolda bıraktığın aşk
Hangimizi affeder

Hoş geldin pişman geldin
Ama biraz geç geldin

Yalanım çok bekledim
Sabah akşam seninleydim
Gidişine ağlamıştım
Dönüşüne sevinmedim
Hakkı YALÇIN