Haksızlığın bütün aynalarını kırmak.
Hukuksuzluğa karşı dünyayı ayağa kaldırmak. Gerekirse kendini yakmaktır.
Çünkü adalet ya ruhtadır, ya hiçbir yerde.
Adaletten daha anlamlı bir gerçek yoktur.
Başkasına yapılan haksızlıklarda susup; kendine gerektiği zamanda çığlık atanlara gelince.
Zembereği kırılmış saatlerde, akreple yelkovanın suçu yoktur.
Adaletsizlik kitlesel korkuları yürürlüğe sokmaktan sanıktır da. "Bana ne canım memleketi ben mi kurtaracağım?" duygusunun tek sahibidir.
O yüzden adalet; "senin kibrit bile çakmaya korktuğun memleket yanarken, çocuklarını kim kurtaracak?" diye sormaktır.
Gerçek adalete duyulan güvenin matematik hesabı; sıfır endişedir.
Neyle suçlandıklarını bilmeyen insanların, suçunu ispat edemedikleri için yıllarca hapis yattığı bir ülkede herkes tehlikededir.
Yüzde yüz garanti!
Adalet bir duruştur.
Sadece hak ve hukuku tanır.
Adaletsizlik insanları ayağa kaldırmıyorsa.
O toplumda adalet tartışılmaz bile.
O yüzden adalet kelime anlamından utanır.
Adaleti olmayan ülkelerde beden dilini kullanmak bile yasaktır.
Oysa adalet; "Susma, sustukça sıra sana gelecek" diye haykırır.
O sıra da mutlaka gelir.
Kol kırılıp yen içinde kalıyorsa, orada adam kayırma vardır.
Adalete randevu vermeyin gelmez.
Her konuda adalet.
Madımak'ta yakılan insanlar etten ve kemiktendi de, onları yakanlar ve alkışlayanlar taştan mıydı?
Madımak'ta insanları yakanlar, alkışlayanlar, delilleri saklayanlar ve gerçek suçluları aklayanlar bilmelidir ki.
Bu adaletsiz topraklarda ne kadar korunmuş olsalar da.
Gerçek adalet mahşere kadar onların peşlerinde olacak.
Benzin kokan kirli ellerine ve is kokan pis yakalarına mutlaka yapışacak!
Aşkın da adaleti yok derler.
Oysa kırık kalbin adaleti.
Geç olsa da temiz olur.
Kaplumbağaların sırtındaki mum gibi.
***
Bir özür bile
Aşırı sağcı İsraillilerin, Gazze'deki katliamını askerlerle dans ederek kutlaması utancın ta kendisidir de.
İçindeki insanlığı öldürenlere tepki yağdırsanız ne yazar!
En büyük ayıp; böyle insanlarına sahip olan bir devletin dünya toplumundan dilemediği özürdür.
Her devletin temsil ettiği değer, toplumda mevcut olduğu için, tarih bu soysuzluğu silinmez kalemle yazar...
Mutluluk Takvimi
Yine açık oynamadın
Kartlarını
Belki de acelen vardı
Yine kendin belirledin
Ayrılığın şartlarını
Bu kadar sevilmek de
Seni mutlu etmediyse
Bendeki fotoğrafların
Dışına çıkabilirsin
Gönlün rahat olsun
Bu sevda acısını
Benden çıkaracaktır
Bir şeyi ne kadar istiyorsan
Onun adıdır kader
Hayat senin karşına da
Yakışan birini
Elbet çıkaracaktır
Hakkı YALÇIN