Kansızlığın her halini!
Bir kız çocuğu, henüz 14 yaşında.
Annesiyle babasının kavga ettiği bir gece, "Anne" diyor, "Karakola gidelim."
Anne soruyor, "Neden?"
Kız çocuğu kördüğümü çözmenin adresini işaret ediyor. "Sana değil, polislere anlatacağım."
Birlikte polise gidiyorlar, kız çocuğu 5 yaşından beri babasının tecavüzüne uğradığını söylüyor.
Varlığını işaret ediyor şeytanın.
Herkes şaşkınlık içinde.
O küçük kız, çaresizliğini nereye koyacağını bilemiyor.
Devlet baba kızı yurda yerleştiriyor, savcılık babayı ertesi günü serbest bırakıyor.
Sebep; "Kız bakire!"
Bir ay sonra ailesine teslim edilen 14 yaşındaki kız çocuğu "iftiracı" damgasıyla tanışıyor.
Ama o başını dik tutuyor. "Bana kamera verin, babamı görüntülerim!"
Dolunayı bekliyorlar.
Kendi kızının kanını emen kurt baba ortaya çıkıyor.
Görüntüler önce aileye, sonra mahkemeye teslim ediliyor.
Babanın cezası 30 yıl hapis.
21 Aralık'ta dünyanın gidişatı hakkında safsata yürütenlere, en gerçek delildir, böyle babalar.
Böyle haberler, insanlığın ölüm ilanları gibidir.
Ne acıdır ki, böylelerini itinayla çoğaltan bir sistem vardır dünyada.
Ve ülkemizde.
Ülkenin çivisi çıkmış olabilir.
Televizyonlardaki kurt adamlar ve kurt kadınlar için, böyle haberler olağan sayılabilir.
Para denen aşağılık silah, herkesin öznesi haline gelebilir.
Ama hiç kuşkunuz olmasın ki...
Böyle babaların cesedini bile geri tükürür toprak ana!
Sırtlanları bile kabul eder de...
* * *
FAİLİ SİYASET!
Gerçek faillerin, devlet sırrı olarak saklandığı bir düzenimiz var.
Katillerle barışık yaşayan devlet düzeninden bizlere kalanlar.
Darbe Komisyonu raporunun Meclis'e sunulmasının ardından,
şimdi bu karanlıkların aydınlanması için çalışmalar başladı.
Faili meçhul olmayanların, kimlerin korumasında olduğunu da öğrenelim.
Siyasetin aslında en fail suçlu olduğunu da.
* * *
İnsanlık öldü, hayvanlık altın çağını yaşıyor.
* * *
Son 10 yılda kışlada 934 asker intihar etti. Birileri de bunu soruştursun, insanlık adına!
* * *
30 Kasım 2012
Mutluluk takvimi
* * *
Uykusuz gecelerin
Getirdiği çocuklar
Her zaman mavi değil
Bu gökyüzü bu deniz
Buruşmuş çarşafların
Üzerinde bilmeden
Size acı bir dünya
Hazırlıyor anneniz
Kapanmış kapılardan
Geri dönüp çaresiz
Hayatın rüzgarında
Savrulup durursunuz
İnsanın kuruş kuruş
Satıldığı bu devirde
Doğmayın n'olursunuz
Muammer HACIOĞLU