Ahlaksızlık endüstrisi haline gelen futbolda, hiçbir şey sebepsiz yaşanmıyor.
Beşiktaşlı Rüştü'nün maç sonu itirafı. "Ben hakeme hakaret ettim, o da bana sen adam mısın?" dedi.
* * *
Soralım Rüştü'ye...
Hakeme hakaret etmek, futbolculuğun neresinde?
Soralım Halis Özkahya'ya...
Kendisine hakaret edildiği halde, sünepe bir tavır takınmak hakemliğin neresinde?
Bu demektir ki...
Onlar birbirlerine ayna tutmuşlar.
Bakacak yüzleri varsa, önce aynaya baksınlar!
* * *
Hakeme hakaret ettiğini ilan ederek, delikanlı bir resmin içine girmeye çalışan Rüştü, hakemlik mesleğini "hakaret ve sövgü merkezi" haline getirmekten sanıktır.
Televizyonlara malzeme ürettiği için, kendisine yaltaklanan olabilir ama milli takımda kaptanlık yapan birinin, artık tecrübesini konuşturması gerekirdi.
Hakaret dilini değil!
Adamlık ve futbolculuk bunu emreder çünkü!
* * *
Gelelim hakem Halis Özkahya'ya.
Hakimiyetine tecavüz edilen adama!
Kartı boldu da, yüreği yoktu.
Hem korkaktı, hem adil değildi.
Üstüne üstlük hakarete boyun eğecek kadar enkaz altında kaldı.
* * *
Ne acıdır ki, Halis Özkahya yalnız değil.
Adaletsizliğin ve ayrımcılığın karnı deşildiğinde, karşımıza hep hakemler çıkıyorsa.
Futbolun ve adaletin canının çıkması da sebepsiz değildir.