Şimdi birbirimizi yiyoruz.
Çocukken başımızın üzerinden geçen turnaları izlerdik.
Şimdi soysuz dizileri izliyoruz.
Çocukluğumuz deniz kıyılarında geçerdi.
Şimdi yalanların kıyısındayız.
Çocukluğumuzda bizleri çiçek kokusu içine çekerdi.
Şimdi para kokusuna deli oluyoruz.
Çocukluğumuzda yargısız infazlardan şikayet ederdik.
Şimdi "Yargılı infazlardan!"
Eskiden gönül kapılarımız vardı.
Şimdi bilmem kaç kilitli kale kapılarımız var.
Eskiden ayakta ölürdük.
Şimdi dizüstü yaşıyoruz.
Çocukluğumuzda hüzzam makamındaydı şarkılar Şimdi cüzzam makamı.
Çocukluğumuzda geceleri korkuya karşı ıslık çalardık.
Şimdi yaşlı kadınların çantalarını çalıyoruz.
Eskiden askeri darbeler canımıza okurdu.
Şimdi sivil darbeler.
Çocukluğumuzda sadece ellerimiz kirlenirdi.
Şimdi yüreklerimiz kirli.
Çocukluğumuzda pasomuzu kaybederdik.
Şimdi benliğimizi kaybediyoruz.
Üstelik kaybettiklerimizi kazanma şansımız da yok
* * *
AÇ KURTLAR SOFRASI
Alkol uygulaması sırasında polise karşı direniş gösterince karakolluk olan İlyas Salman, serbest bırakıldığı karşısında gazetecileri buldu. "Ben Çıldır'da -18 derecede film çektim, bir tek gazeteci izlemedi. Bir kaza yaptım, herkes karşımda. Magazin malzemesi olmak istemiyorum, sanatımla anılmak istiyorum."
Pardon ama sanatıyla anılmak isteyen, böyle malzemeler de vermesin.
Bu aç kurtlar sofrasında.
* * *
Şiir bir hikaye değil, sessiz bir yazıdır.
* * *
Yıllarca bu memleketin kanını emen yayın yönetmenlerinin mazlum pozları takınması insanın gücüne gidiyor.
* * *
14 Nisan 2011
Mutluluk takvimi
* * *
Her yeni sevgide
Eski aşkın günahı vardır
Terk edip gidende
Her kalanın bir ahı vardır
Sende aşk eski bir yalan
Herkes duydu ben dedim ki
Ateşin keşfinden sonra
En büyük yangın benimki
Sende yok adalet
Yok bir merhamet
Devam et zulmüne
Lütfen devam et
Benim aşkım meydanlarda
Haykırır kimseden korkmaz
Senin aşkın utancından
Sokağa bile çıkamaz
Hakkı YALÇIN