GEÇEN akşam bir filmin galasında tanıştığım biri "sizin neden sosyal medyada kanalınız yok?" diye sordu, "elle yazdığım mektupların hayali bana yetiyor" dedim.
Adam "ama popüler olurdunuz" diye karşı düşünce üretince yazmaya olan sadakatimi savundum. Adam başını iki yana salladı. O sırada sosyal medyayı sallayanlardan biri "hepsi pekiyi" notlarıyla dolu ahlaksızlık karnesini gösteriyor, şehvetiyle prim yapan kadının biri de nafakasının çereziyle 8 bin dolarlık çantayı kapıyordu!
***
Bu ülkede güvenilir olmak önemli değil artık, popülerlik her şeye yetiyor. Hele özne paraysa, avantayla ya da rantla elde edilmiş bir apoleti ve sosyal medyada trolleri varsa onların hukuku bile farklı.
O hukukun apoletin arkasındaki güçlerle doğru orantılı olduğunu da belirtmeliyim!
***
Kötülük ve ihtiras gücünü haksızca sergilerken ahlak savunulacak değer olmaktan çıkarıldı. Sporda, siyasette, müzikte, neredeyse her yerde yeni yaşam şartları oluşturuldu. Birçok meslekte onur ve haysiyet yerle bir edildi. O mesleklerin adını söyleyin, sonra da namuslu insanların yüz ifadelerini okuyun.
***
Birkaç yıl önce bu satırları yazmıştım.
"Söğüt dalına yuva yapan mandaları türkü yaptılar. İti kopuğu tacizciyi delikanlı yaptılar, nostaljiyi teknolojinin ayağının altına attılar. Hak hukuk tanımayan kabadayılara apolet taktılar. Bedava yemeği bulunca domuz gibi yiyenleri popüler yaptılar. Peki kanlı yemek tariflerine çocuklarımızı katanlar için niye bir şey yapmadılar?"
***
Çocukların teknolojik zaaflarından yararlanmak varken, onları kumar ve uyuşturucu bağımlısı yapan sistem birilerine milyonlarca dolar kazandırırken, derdimiz popüler olmak mı, çocukları kurtarmak mı?
Delikanlı duruşlar dil değiştirdi. Kara sevdayı alaya aldılar "para sevdalı" sistemi yürürlüğe koydular. Vicdan ve merhamet anlamını kaybederken çocuklarımızı kaybettik ama kimseyi ilgilendirmedi.
Futbolda çamur adam şenlikleri olanca hızıyla sürüyor, kara para kasalarının haram tarlalarını da birileri sürüyor!
Not: Bu saatten sonra ahlaksızlık asla ölmez. Ya deri değiştirir ya bulunduğu yeri! Onların yakasına yapışacak biri ne yazık ki yok!
***
Adını duyurmak için her türlü soysuzluklar itibar görüyorsa, popüler isim üretmekle vicdanı tüketmek arasındaki tercihini aksi yönde kullananlar yüzünden aile kurumları çöküyorsa, değerleri tahrip etme örgütüne üye olanlar yükseliyor demektir.
O yüzden benim hesabıma göre, bu düzen uzun yıllar ayakta kalacak, üretim olanca hızıyla sürecektir. Bu ülkede her şey olunacak sadece rezil olunmayacaktır.
MUTLULUK TAKVİMİ
Dostun gerçeğini ara.
Çocuğunun tutkularını kontrol et.
Ricacı olurken bile "lütfen' de.
Uykuyu geceye
Çağırdım gelmedi
Gözlerimin sana
Selamı var
Perdeyi açtım yağmur
Radyoyu açtım Müslüm
O söyledi ben ağladım
Sabaha kadar
Bana mısın demez
Hasret ateşi
Hadi at kalbinden
Atabilirsen
Hiçbir mahkum aşktan
Firar edemez
Hadi yat bu gece
Yatabilirsen
Hakkı YALÇIN
Çeteye girenlerin o çeteden çıkması için hiçbir gerekçe yoktur.
Sebebi belli!
Gençliğimizdeki salon filmleri samimiyetin komşuluğun ve namuslu düşlerin filmleriydi. Herkese kucak açan samimi filmler. Toplumu ayakta tutan bütün değerler oyuncularda da mevcuttu izleyicilerde de.
Sonrasındaki toplumsal filmler pamuk tarlalarını işaret etti, ağalık sistemini ve kamyonlar üzerinde harcanan işçileri. Halk uyansın diye çevrilen önemli filmlerdi onlar. Sonra hepsi gitti. Şimdi "uyuşturan ve alıştıran" filmler itibar görüyor ve boşuna çürümüyor toplum.
