Tarihi 15 Mayıs 2010

En azından soyadına saygın olsun!

Yasemin Kozanoğlu… Bu ismi okuyunca sizin aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama benim için bu ad, 'skandal'ı çağrıştırıyor… Adını erkek arkadaşlarıyla sokak ortalarında ettiği kavgalarıyla, gazetecilere saldırmalarıyla, yaşadığı aşklarıyla ve alkol duvarını aşan halleriyle magazin sayfalarına yazdıran Yasemin Kozanoğlu, bir süredir ortalarda yoktu. İyi ki de yoktu! Birkaç haftadır hareketlenen İstanbul sokaklarında boy göstermeye başlayan Yasemin Kozanoğlu, önceki gün yıllardır koruduğu suskunluğunun acısını çıkarttı, sessizliğini bozdu. Hem de ne bozmak! Elinde 'kola' şişesiyle Bebek'te daldı arabaların içine. Önce üzerine üzerine yürüdüğü ve kendisine yol vermeyen şoförlere bastı küfürü. Hıncını alamamış olacak ki, Yasemin Kozanoğlu bayramlık ağzını bu kez gazeteciler için açtı, bastı küfürü basın mensuplarına. Hem de 'ana avrat' denilen cinsten. Böyle iyi bir aileye mensup olacaksın, birbirinden kibar aile büyükleri arasında yetişeceksin, en iyi okullarda okuyup en iyi yerlerde gezeceksin, bir gram yeteneğin olmamasına rağmen soyadın sayesinde filmlerde oynayacaksın… Sonra da kalkıp, bugüne kadar birçok kapıyı sana açan 'soyadını' gazete sayfalarına en çirkin haliyle taşıyacaksın… Bunu Yasemin Kozanoğlu, düşünebilir mi? Hayır. Neden? Çünkü Yasemin Kozanoğlu'nun saygısı yok, böyle rezil kepaze oluyor… Sokaktan geçen vatandaş da onun için bir anlam ifade etmiyor ki; basıyor küfürü onlara… İşini yapan gazetecilere de saygı göstermiyor, onların annelerine bile küfür etme hakkını buluyor kendinde.

En azından birbirinden önemli isimlerin taşıdığı 'Kozanoğlu' soyadına saygısı olsun Yasemin Kozanoğlu'nun. Önceki gün, küfür ettiği insanlar öfkelerine hakim olabildi. Ama bir gün birileri kalkıp 'yedi sülalesinin' kulaklarını çınlatabilir Kozanoğlu'nun; 'tıpkı onun yaptığı gibi'...

* * *

Krizden Yunan güzeller çıktı
Geçen yıllarda Rus güzellere kapılarını ardına kadar açan Türk podyumlarında yakında Yunan rüzgarı eseceğe benziyor. Komşu'da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Yunan modeller, rotalarını 'taşı toprağı altın' diyerek İstanbul'a çevirmiş durumda. Şimdilerde İstanbul'un en gözde mankenlik ajanslarının kapısını neredeyse her gün yeni bir Yunan manken çalıyor. Yunan modellerin bu talepleri karşısında birçok organizatör ve ajans sahibi de onlarla, ucuz fiyatlarla çalışmak için can atıyor. Olan kime oluyor? Tabii ki; zaten işsizlikten, defilelerin azlığından dert yanan yerli mankenlerimize. Güçlükle buldukları işleri önce Rus, şimdi de Yunan modellere kaptıran Türk mankenler Komşu'dan gelen bu göçten son derece rahatsızmış. Haksız da sayılmazlar! Zaten sayılı olan defilelerden en fazla 1-2 bin TL alan birçok modeli, yakında daha da sıklıkla kasap açılışlarında göreceğiz anlaşılan.