Tarihi 27 Mart 2010

Zarafet 'ayağa' düştü!

Kadınlar için ayakkabı bir tutkudur, artık bilmeyenimiz yok. Hele ki, sosyetikler gibi gittiğiniz her davette farklı bir ayakkabıyla boy göstermek zorundaysanız (!) işin boyutu tutkudan 'savaşa' dönüşebiliyormuş! Geçtiğimiz günlerde İstinyePark'ta yaşanan bir kavga da; işin içinde ayakkabı olunca her davette kırım kırım kırılan bazı sosyetiklerin bir canavara dönüştüğünü gösterdi. Pazartesi öğleden sonra alışveriş için soluğu burada alan ilginç isimli bir sosyetik, Christian Louboutin marka bir ayakkabıyı görür. Biraz dolaştıktan sonra bir bakar ki; beğendiği ayakkabı bir diğer sosyetiğin elinde.
İlginç isimli ve bir çocuk annesi sosyetik hanımımız, davetlerden tanıdığı diğer sosyetiğin yanına gidip ayakkabıyı almayacaksa kendisinin satın alacağını söyler.
İşleri dolayısıyla sık sık Bebek'te boy gösteren genç sosyetik de; biraz düşünür ve sonra ayakkabıyı satın alacağını söyler.
İşte o anda ne olduysa olur ve ilginç isimli sosyetiğimiz başlar sesini yükseltip, yazdığı edebi sözlerle tanıdığımız güzel sosyetiğe bağırmaya. Sesler yükselir, neredeyse saçları birbirinin elinde kalacak… Etraftan uyarılar gelir, araya girilir.
Ayakkabı savaşını genç olan sosyetik kazanır.
Bir çocuk annesi ilginç isimli sosyetik ise havayı alır.
Bu olayı duyduğumda; iki sosyetiği aramaya karar verdim. Düşündüm, taşındım.
Söze ne diye gireceğimi bulamadım…
"Alo, bir ayakkabı için arkadaşınızın saçını başını yolmaya kalkışmışsınız?"
Olmaz, kesin 'hayır' der.
"Alo, bir ayakkabı için kavga çıkartmışsınız?"
"Hayır canım, ne münasebet beni bilmiyor musunuz, ne kadar kibarımdır."
Bu da olmadı! İşte buldum!
"Alo, sosyetikler arasında yeni modaymış, bin dolarlık ayakkabı için İstinyePark'ta kavga etmek. Bu yeni trendi başlatan ilk siz olmuşsunuz. Sizin için sosyetenin yeni ikoncanı diyebilir miyiz?"
"Evet, o benim!" Ayakkabıyı kimin aldığı, yaşanılanları kabul edip etmemeleri önemli değil aslında. Her ikisi de kadınlık zarafetini 'ayağa' düşüren iki sosyetikten başkası değil gözümde…