Erkan Tan

ERKAN TAN

Tarihi 28 Haziran 2022

TL kredi ile, gerekmediği halde döviz alanlar

BDDK'NIN açıklamasını dikkatle okudum döviz pozisyon fazlası bulunduğu halde TL olarak kredi kullanıp döviz satın alan firmalardan bahsediyor. Açıklamadaki ifade çok acı ve ama gerçek: "Bilindiği üzere; Kurumumuz tarafından daha önce bankalara, kredilerin kullandırım amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için azami özenin gösterilmesi yönünde talimatlar verilmişti. Ancak bazı şirketlerin, Döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları görülmüştür. Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir..." Ne kadar üzücü... Devletimiz şirketleri ayakta tutmak için onlarca çaba sarfederken, milletimizin özellikle dar gelirli fertleri büyük ekonomik sıkıntılar içerisindeyken, verilen TL kredilerini gerekmediği halde dövize yatıranlar olmuş.
Bunu yapanların ezici bir çoğunluğu, dövizdeki yükseliş nedeni ile muhtemelen için için seviniyorlardı.

YUNANİSTAN'I KİMLER SATIN ALDI...?
İngiltere Başbakanı Lloyd George, 1915'de Yunanistan başbakanı Eleftherios Venizelos'a ne demişti...? "Büyük güçler olarak biz, İzmir'i, Anadolu kıyılarını ve adaları size vermek istiyoruz" Yunanistan, Haçlı Hristiyan/ Siyonist Yahudi ittifakının ve küresel emperyalist yamyamların kiralık katilidir.
Bu karanlık İslam ve Müslüman düşmanları, Yunanistan'ı Birinci Dünya Savaşı sonunda üzerimize musallat etmişler idi. Mondros Mütarekesi'nden sonra Anadolu ve Suriye işgal edilince, İngilizler bu işgalin kalıcı olmayacağını anlıyorlar, petrol bölgelerini alabilmek için Yunanistan'ı başımıza bela ediyorlar. Batı Anadolu ve Trakya'yı işgal eden Yunan kuvvetleri, 500.000 insanımızı öldürmüştür.
Batı Anadolu'da taş taş üstünde bırakmamıştır, her tarafı yakıp yıkmışlardır. Şimdi de aynı güçler tarafından kiralanmışlar ve kullanılıyorlar.
Küresel yamyamlar, ekonomisi batmış ya da batırılmış olan Yunanistan'a çökmüşler, halkı ile beraber Yunanistan devletini satın almışlardır. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere, Avrupa Birliği ve tabii ki İsrail, bugünkü Yunanistan'ın asıl sahipleridirler ve karşımızda Yunanistan'ın arkasında bunlar vardır. Tabii ki ALLAH'ın izni ile tarihte olduğu gibi perişan olacaklardır. Hep dikkatli ve hep uyanık olmalıyız...

LUT KAVMİ, CHP VE İSLAM
Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Ocakları'nın Kuruluşunun 110. yılında; Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu'na katılıyor. Yanında, kocası yarım domuz yediğini aleme ilan eden, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da var. Yunan basınının seçimleri kazandığı için çok sevindiği Ekrem İmamoğlu da Kılıçdaroğlu ile beraber. Daha 2 gün önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen: "Söylemekten çekinmiyoruz. LGBT'yi savunacağız." demişti. Kur'an-ı Kerim'de yüce ALLAH tarafından lanetlenmiş bir işin resmen tarafını tutanlar, İslam dünyasının sorunlarını konuşuyorlar.
Riya, istismar hepsi aynı anda, aynı yerde...
Bakalım daha neler göreceğiz...? Bu arada; dindar Müslüman kardeşlerimizin bazıları, Müslümanlara en korkunç düşmanlığı yapanlar ile dost olmuş haldeler. Dinimiz İslam'a bakışları hakkında, CHP/HDP/İP bu konuda da adeta aynı gibiler. Bunlar İslam ve Müslüman düşmanlığı konusunda adeta birbirleri ile yarışıyorlar.
İslam ile alakası olmayan hatta İslam'a düşman olan, dindar Müslümanlar ile arasına mesafe koyan, kurumları, toplulukları, parti ya da kişileri tanımak, bilmek Müslümanların en hayati görevi değil midir...? İslamın karşısında olanları, kendilerini bu kadar açık ifade ederler iken görmemek, bilmemek kadar büyük bir körlük, onlara destek vermek kadar ağır bir sorumluluk olabilir mi...?

DÜŞMANLIK, KİN VE NEFRET
Cumhur İttifakını, Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli'yi yıkmak için, bilerek yalan söylemek gibi korkunç bir yöntemi kabul etmişler... AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan için ayrı, MHP ve Devlet Bahçeli için ayrı yalan ve iftira yayıyorlar... Yabancı ve karanlık dış güçler ile fonlanan internet siteleri, reklam ve tanıtım ajansları, yalanı haber yapıyor. Yalan bilgi'yi haber diye paylaşıyorlar. Siyasiler, basın mensupları, bilim adamları, sanatçılar, sivil toplum liderleri bu yalanı geniş kitlelere ulaştırıyor. Gerçek ortaya çıkıncaya kadar, iğrenç yalan dünyayı dolaşıyor.
O esnada, oluşturulmak istenen kin, nefret, düşmanlık zaten meydana gelmiş oluyor.
Özür yok, telafi yok, helalleşme yok. Kimin başlattığının önemi kalmıyor. Gaye zaten düşmanlık, kin ve nefret. Hukuk yolu ile hesap sormak ise büyük bir çaba, zaman ve para gerektiriyor ve neredeyse imkansız...
Ancak bu arada, yalan orta yerde duruyor...