Erkan Tan

ERKAN TAN

Tarihi 25 Ocak 2022

Sinsice nefreti desteklemek

GAZETECİ maskesi ile bir medya saldırganı; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için iğrenç bir konuşma yaptı. Hukuki süreç esnasında; kendisine ters kelepçe uygulanmamış iken, elleri ters kelepçelenmiş gibi hareketler sergiledi. Yani hem ahlaksızca konuştu ve hem de olmayan bir ters kelepçe uygulaması varmış gibi yaparak sahtekarlık yaptı. Milletin doğrudan oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza/ devletimizin başına bu çirkin üslupla hitap, millete ve milli iradeye de hakaret değil midir..? Muhalif siyasi partiler ise sessiz kalarak ya da bu kadını ifade özgürlüğü bahanesi ile açıkça destekleyerek, yapılanı sinsice onaylamış oldular. CHP'li Özgür Özel ise; TCK'dan Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kaldırılması için yasal düzenleme yapılmasını istedi. Anlaşılan o ki mensuplarının, hukuki takibata uğramadan, rahatça Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a sövmesini istiyorlar.

DÜNYADAN ÖVGÜ, BUNLARDAN SÖVGÜ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ziyaretinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantı sonrası bir soruyu yanıtlayan Edi Rama; Başkan Erdoğan'dan övgü dolu sözlerle bahsetti. Rama, "Gerçek bir lidere rastlamak kolay değildir. Erdoğan gibi söylediğini yapan, yaptığını söyleyen tek kişi kendisidir" dedi. Ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucıc Ankara'ya geldi, o da Başkan Erdoğan'a ve gösterdiği liderliğe övgüler yağdırdı. Daha sonra El Salvador Devlet Başkanı Bukele Ankara'da Külliye'de ağırlandı. El Salvador Devlet Başkanı Bukele de Başkan Erdoğan için, bütün medya mensuplarının önünde hayranlık ve övgü dolu cümleler sarf etti. Bunların hepsi sadece son 3/4 gün içerisinde oluyordu. Hemen ardından bu kadın, hakaret dolu ifadeler ve uygulanmadığı halde ters kelepçe tiyatrosu ile sahne aldı. Dünyanın farklı coğrafyalarından, farklı din ve milletlerine mensup devlet ve hükümet başkanları, hayranlıklarını ifade ederlerken sanki özel olarak görevlendirilmiş gibi bu kadın; Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etti/ettirildi...

AZGINCA YALAN VE HAKARETE DEVAM
Daha geçen hafta yazmış ve ciddi bir şekilde uyarmıştık.
Sosyal medya/geleneksel medya, muhalifler için adeta bir suç örgütüne dönüştü.
Yalanları oluşturmak ve yaymak, kişilik/itibar saldırıları, küfür, hakaret ve sövmek, olağan hale geldi ve getirildi.
İşin en korkunç yanı ise; hukuk önünde hak arayanları, hesap soranları da ayrıca aşağılıyor ve hedef gösteriyorlar. Muhalif siyasi partiler, dernek ve vakıflar, sivil toplum kuruluşları, topluca bu kepazeliğin içinde yer alıyorlar. Asla utanmıyor, sıkılmıyor, mahcup olmuyorlar... Azgınca iğrenç iftiralarını ve yalanlarını sürdürüyorlar... Artık; sadece Başkan Recep Tayyip Erdoğan değil; onu seven, destekleyen, aynı yolda yürümek isteyen herkes iğrenç ve hayasızca saldırıya uğramaktadır. Ve buna da muhalefet etmek diyorlar...
Kendisine "muhalifim" diyenler, resmen sosyal medyada milletimizin geri kalanı ile savaşmaktadır.
Maalesef bunların peşine takılanlar da gerçek olmayan bir dünyada yaşıyorlar ve hakikat ile bütün bağlarını koparmışlar... Bu insanlar; korkunç ve iğrenç yalanlar ile artık geldikleri noktada, hükümete muhalefet edeceklerine kendi devleti ve milleti ile savaşır hale dönüştüler.

DEUTSCHE WELLE PROPAGANDA VE İFTİRA SİLAHI
Tam da bunlar yaşanırken; Alman yayın kuruluşu görünümlü iftira kuruluşu devreye girdi. Olay hakkında karar veren Hakim ile ilgili hedef gösteren, tehdit kokan bir haber yayınladı. Gazeteci Mehmet ÇEK; Berlin merkezli yayın kuruluşu Deutsche Welle (DW) hakkında gerçekleri yazmıştı.
DW'nin yaptığı provokatif yayınlara değinen ÇEK, "Yayınlarda Almanya'nın hoşuna gitmeyen devletler ve icraatlar sert şekilde eleştiriliyor.
Türkçe yayınlarında da hükümete karşı yalan, iftira dolu muhalif yayınlar yapılıyor" ifadelerini kullanıyor. DW, Almanya Dışişleri Bakanlığı ve devleti tarafından finanse ediliyor. Alman hükümetinin, 2021 yılında DW'ye 391 milyon avro para aktardığını iddia ediyor. Genel Yayın Yönetmenliği'ni Peter Limbourg'un yaptığı DW'nin 17 üyeli yayın konseyinde, Alman Dışişleri Bakanlığı'nı temsil eden bir Müsteşar bulunuyor.
Konsey Başkanlığı ise Katolik Kilisesi tarafından atanan din adamı Dr. Karl Jüsten tarafından yürütülüyor.
Bunun yanı sıra üyeler arasında, Protestan Kilisesi ve Yahudi Cemaati tarafından atanan kişiler de bulunuyor.
DW; yaklaşık 3 bin kişi ile Türkçe de dahil olmak üzere 30 farklı dilde yayın yapıyor. Mehmet ÇEK; DW'nin adının, objektif bir medya organı olduğu izlenimini uyandırmak için, Almanya Dışişleri Bakanlığı Kültür ve İletişim Dairesi'nin sorumlu olduğu kurumlar listesinden çıkartıldığını özellikle belirtiyor.