Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 25 Ocak 2023

Kafaya ‘tank’ etti!

LAHLA parayı yan yana koyup düşünmekte fayda var. Küresel sistemin aktörlerini anlamak ve kimin kiminle savaştığını görmek için bu dengeye sağlıklı bir gözle bakmak önemli...
Önce küçük bir haberle başlayalım. Oradan Almanya'yı, Rusya'ya doğru iten güce bakalım. Leopard tankları üzerinden açılan yeni hendeğe odaklanıp Türkiye'deki seçimlere uzanalım...
Her yıl dünyanın en güçlü orduları sıralaması yapan ABD merkezli Global Firepower şirketi, 2023'ün listesini açıkladı. Bir önceki senenin ilk üç ülkesi değişmezken, Türkiye iki basamak yükselerek 11. sıraya yerleşti. Almanya ise 2022'de 16. sıradayken 25. sıraya geriledi. Listeye bakıldığında ABD'nin askeri harcamalarının yanına yaklaşabilen yok.
Mesela Avrupa'yı titreten Rusya, ordusuna yılda 82 milyar dolar ayırırken, ABD'nin en büyük rakibi Çin'de bu rakam 230 milyar doları bulmakta.
Bütün büyük denizleri kontrol eden ve bu nedenle parası da REZERV olarak kalan ABD ise 760 milyar dolar parayı PENTAGON'un emrine sunmakta... Dünyanın en güçlü 30 ülkesinin harcamalarını topladığınızda, bir ABD etmiyordu... Aradaki fark buydu. Ve yaşanılan her şeyin altında da bu sistemi korumak ve ayakta tutmak yatıyordu. Aylardır yazdığım gibi RUSYA'nın UKRAYNA'ya girmesi de bu nedenleydi.
EKONOMİK SİSTEMİN YAŞAMASI İÇİN YANİ... DAHA DOĞRUSU AVRUPA'NIN ABD ile olan rekabetini budamak için...
Açalım...
Ukrayna, aylardır Leopard 2 ana muharebe tanklarını istiyor.
Özellikle son dönemde bu beklenti inanılmaz bir şekilde yükseltildi. Köpürtüldü. Geçen hafta Almanya'da, ABD'ye ait Ramstein Hava Üssü'nde yapılan ve 5 saatten uzun süren bir toplantı vardı. Önemli ülkelerin savunma bakanları, Kiev'e verilmesi düşünülen LEOPARD TANKLARINI konuştu. Bir karar çıkmadı.
Ancak konu buydu! NATO savunma bakanları tarafından yapılan açıklamada "Herkes elinden gelen yardımı UKRAYNA için yapmalıdır.
Kimin envanterinde Leopard tankları varsa yollamalıdır" denildi.
Alman yapımı Leopard tanklarını Ukrayna'ya teslim etmeyen Başbakan Olaf Scholz ise Almanya'nın askeri çatışmalara karışmasına şüpheyle bakıyor! NATO'nun Rusya ile doğrudan bir çatışmaya girmemesi gerektiğini düşünüyor. Son derece haklı. Bu nedenle Alman Başbakan Scholz, ABD'nin Ukrayna'ya Abrams tipi muharebe tankları sağlaması karşılığında Leopard tanklarını Kiev'e teslim edebileceğini bildirdi.
Yani Almanya kendisi için AB için kurulan oyunu gördü.
Macron, bunu anlayan ilk liderdi. Almanya da sonunda LEOPARD üzerinden kaosa çekilmek istendiğini anladı.
Bu duruş net olarak ortaya çıkınca ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ardından da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Berlin'e gitti. İki ziyaret de oldukça gergin geçti.
Almanya'nın çiçeği burnunda Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Ukrayna'ya Leopard tankı tedariki konusunda henüz karar verilmedi. NATO Ukrayna'daki çatışmanın parçası olmamalı" açıklaması yaptı. Bunun arkasından ise Stoltenberg'den, 'acil tedarik' çıkışı geldi. Anlayacağınız ABD Leopard tankları için ALMANYA'ya büyük baskı kuruyor, NATO GENEL SEKRETERİNİ de bu konuda yardıma çağırıyordu. Bir AKIL ısrarla ALMANYA'yı savaşın görünürdeki tarafı yapma gayreti içindeydi. NATO Genel Sekreteri, ALMANYA'ya baskı kurmasına rağmen Moskova'nın duyacağı şekilde övgü dolu sözler de söylüyordu:
Berlin, Kiev'in müttefikleri arasında en kapsamlı askeri, mali ve insani desteği sağlıyor. Anahtar rolü oynuyor.
Almanya'dan giden silahlar Ukrayna'da her gün hayat kurtarıyor...
"ACİL" cevap bekleyen Stoltenberg "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in hedeflerini değiştirdiğine dair hiçbir gösterge yok... Kalıcı barışın tek yolu, Putin'e savaş alanında kazanamayacağını açıkça bildirmektir" sözleriyle aslında ALMANYA'yı çekmek istedikleri kuyunun tarifini yapıyordu...
SİLAH üzerinden kurulmak istenen yeni EKONOMİK denge için herkese bir rol düşüyordu. Macaristan da bunlardan biriydi.
Birkaç gün önce Macaristan'da hareketli saatler yaşandı. Başbakan ORBAN 170'den fazla general ve subayı erken emekliliğe zorladı. 25 yıllık hizmet süreleri dolan ve yaşları 45'i geçen NATO içinde önemli görev yapmış isimler, ORDUDAN uzaklaştırıldı.
Orban bu hamlesiyle ordusunu NATO'dan uzağa konumlandırdı. Görevden alınan subayların, bir süre önce ALMANYA'da ortaya çıkan DARBECİ bir klik gibi bir işlevi var mıydı bilen yok.
Ancak tasfiyenin olduğu da bir gerçek... Macar Başbakan Viktor Orban'ın, Soros ve dahil olduğu ekolle çatıştığı da SIR değildi. Tasfiye edilen subay sayısının çok daha fazla olacağı da fısıltılar arasındaydı. Bir AB üyesi konumunu belirlerken, Brüksel'e değil de Moskova ile Ankara'ya yanaşıyordu...
İlginç değil mi!
İsveç ve Hollanda'da iki sapık ortaya çıkıyor, Kur'an-ı Kerim'e el uzatıyordu. Bu da infiale neden oluyordu. Tansiyon yukarılara çekilirken İstanbul'da garip bir yangın çıkıyor ve Karaköy'deki Surp Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesi alevler arasında kalıyordu. Bir el ısrarla TÜRKİYE'yi AB'den uzağa konumluyordu. Sanki olaylar kampların belirlenmesi için bir bir sıralanıyordu!
Devam...
Almanya'yı ve arkasından AB'yi çukura yuvarlamak isteyen akıl, YENİ SİSTEM için bastırıyordu. Rusya'nın aldığı görev AB'nin karanlık günlere yelken açması için yeterliydi. Zaten Macron Putin'in müdahalesini İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın sonuçlarıyla değerlendiriyordu.
AVRUPA çok ciddi bir kıskaçta kalırken, Başkan Erdoğan da 2002'de geldiği iktidarını 2023'te de devam ettirmek istiyordu. Erdoğan'ı tasfiye etmeyi düşünen 6'lı masa ülke basınında tek sütün haber bile olamazken, BAŞKAN ERDOĞAN her gün dünyanın manşetindeydi.
Her ülke kendi konumuna kendi alanına dönerken Türkiye DENGEDEKİ rolünü koruyup büyüyecekti. Berlin ile Moskova arasında köprü olacaktı. AB zorda kalacak.
Bu sayede ÇİN de kontrol edilecekti. Bu pencereyi açıp baktığınızda ise 6'lı masanın üyelerinden bazılarının kendi partisine bile oy vermeyeceği görülmekteydi... Bence...
Başkan Erdoğan, dünyanın gittiği yönü çok iyi okuduğu için yıllardır kazanıyor diğerleri ise neyi okuyacağını bilemediği için kaybediyordu. Fark buydu...
Görene...