BURADAKİ mücadele de anlaşılmıyor sanırım... Herkes isimlerden yola çıkarak bir ismin arkasına SİPER kazıyor. Oysa mücadele isimlerin çok üzerinde...
Dün KRALİÇE Elizabeth'e yapılması muhtemel iki saldırıyı aktardım. Sembolik olarak çok önemliydi. Hem Buckingham'daki hem de Windsor'daki... Türkiye'yi merkeze alarak açalım biraz...
2013 yılı hem Türkiye için hem dünya için kritik bir virajdı... Çok şeyin startı o yıl verildi. Sisi'den Katar'daki ŞEYH'LİK DEVİR TESLİMİNE, 17-25 Aralık'tan Gezi Eylemleri'ne oradan da Papa 16. Benediktus'un görevi bırakacağının açıklanmasına kadar...
PAPA bırakıyor yerine FRANCESCO geliyordu.
Ve Kraliçe Elizabeth, 4 saatliğine ROMA'ya uçuyordu. Yeni Papa ile görüşüyordu. Ve orada VATİKAN'ın önemli bir bölümünü yanına alıyordu... Zaten sık sık yazdığım gibi BREXIT ve 15 Temmuz'un yaşandığı 2016'da saflar netleşiyordu. Yollar ayrılıyordu... Bunun gibi pek çok olay dünyanın tepesindeki karar vericiler arasındaki kavgayı anlatıyordu.
Özelikle doğum yerleri FRANSA ve ALMANYA olan KÜRESELCİ ANLAYIŞA SAHİP EKOL, Kraliçe ile yollarını ayırıyordu. İngiltere'de hiç yaşanmadığı kadar terör eylemleri yaşanıyor ve ayrılığı buradan da anlıyorduk...
En son Muhafazakar Partili Milletvekili Sir David Amess bıçaklı saldırıya uğruyor ve hayatını kaybediyordu!
Avrupa ile İngiltere'nin ayrılığına en net karşı çıkan ise George Soros oluyor parasıyla bunu önlemeye çabalıyordu.
Ancak ayrılık hayata geçiyordu. Aynı SOROS yani KÜRESELCİ anlayışın öndeki ismi, ÇİN liderinden de hiç hoşlanmıyordu.
Soros, Davos'ta "Geçen yıl, Çin'in küresel yönetim kurumlarına daha derin bir şekilde dahil edilmesi gerektiğine inanıyordum. Ancak Şi Cinping'in o zamandan bu yana süren davranışları, fikrimi değiştirdi" diyordu.
Cinping'i 'özgür ve demokratik toplumların en tehlikeli düşmanı' olarak tarif ediyordu.
Aynı şekilde Putin'i de Erdoğan'ı da Trump'ı da sevmiyor, ÖTEKİ ilan ediyordu. Trump'ın, 2017 yılının sonunda Çin'i stratejik rakip olarak nitelemesinin çok basit olduğunu dile getiren Soros, "Etkin bir politika bir slogana indirilemez, sofistike, detaylı ve pratik olmalı. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne yanıt içermeli" sözleriyle BEYAZ SARAY'a ayar veriyordu.
Bunlar ZİRVEDEKİ AYRILIĞIN sonuçlarıydı...
Soros, Cinping'i sevmese de AVRUPA KÖKENLİ KRİPTO AİLELER ÇİN'in en büyük aileleriyle çok uzun zamandır birlikteydi. 1750'lerden sonra yakınlık akrabalığa dönüşmüştü!.. Ve özellikle son 40 yılda birlikte büyük para kazanmışlardı.
Ve bu aileler, ÇİN'den komünizmi söküp atmak yerine LİBERAL bir anlayışı getirmek istiyordu.
Oradaki savaş da içten içe büyüktü. Çin'in kontrol edilmesi güç olduğu gerçeği, bu kez ABD ile İNGİLTERE'yi ittifaka itiyor.
AUKUS ile ÇİN'i çevrelemek istiyorlardı...
Dünyanın tepesinde savaş başlayınca FRANSA-ALMANYA kökenli HANEDANLAR, güncelleştirdikleri kollarıyla buna itiraz ediyordu. Bizler bunu AMAZON-KONGO-AVUSTRALYA yangıları ile görüyorduk. Dünyayı ateşe veriyorlardı ve karşı ekole isyan ediyorlardı.
Bizler bunu kendi içimizde de yaşıyor, yaz boyunca ormanlarımız cayır cayır yanıyor, ateşe veriliyordu...
6 ay aralıksız yanan Avustralya da AUKUS'a giriyordu. NÜKLEER olarak ÇİN'i denizlerden çevreleme operasyonuna katılıyordu.
Avrupa'nın derin HANEDANLARI yeni ve güncel kollarıyla Putin'i de sarsıyordu. ENERJİ- GAZ birlikteliği UFUK KARDEŞLİĞİNE dönüştürülmek isteniyordu.
Bu nedenle Rusya'ya uzun yıllar boyunca hükmetmiş olan ROMANOVLAR'ın son temsilcisi olan Georgiy Mikhayloviç Romanov, İtalyan Victoria Romanovna Bettarini ile St. Petersburg'da evleniyordu. St. Isaac Katedrali'ndeki törene, AVRUPALI bütün hanedan üyeleri katılıyordu! Rusya'nın Türkiye karşıtı pozisyon alması, temel amaçlardandı! Ya da MUHALEFETİ iktidara getirip Türkiye'nin Rusya ile araya mesafe koyması...
Kabaca bu denge Türkiye'deki siyaseti belirliyordu... CHP lideri Kemal Bey'in CUMHURBAŞKANI aday olamayacağını yazarken de bu dengeye sadık kalıyordum! Belki çok kişi bilmiyor ancak muhalefetin adayı, kökleri ANADOLU SELÇUKLU'ya uzanan isim olacaktı. Ya da o ismin yönlendirdiği bir başkası... Kafanızı karıştırmak istemem ancak Türkiye böyle bir yerdir. Çok özel, çok güçlü, çok farklı...
Düşünün, KRALİÇE'nin öne çıkabilmesi için TÜRKİYE'nin pozisyon alması gerekiyordu.
İnanın bu kadar önemliydi Türkiye...
İçeriye dönecek olursak birbirine benzemediği söylenen MUHALEFET PARTİLERİ, aslında aynı kaynaktan aynı felsefeden beslenen oluşumlardı.
Ancak herkes İDEOLOJİK olarak baktığı için GERÇEK görülemiyordu.
Mesela İYİ PARTİ ile HDP nasıl bir araya geliyordu?
CHP ile SAADET nasıl anlaşıyordu? İdeolojik olarak bakılırsa bunlara cevap vermek mümkün değildi. Ancak gözleri kör eden ideolojiden sıyrılıp bakılırsa gerçek ortadaydı.
AVRUPA'nın gücü net olarak görülmekteydi.
Mesele buydu...
Küresel mücadele finali, TÜRKİYE'de yapacaktı. Buna benzer bir cümleyi GEZİ EYLEMLERİ'nden önce yazmıştım! Olan biteni hala iç siyaset olarak gören varsa yanılıyordu... Olay Türkiye'ye sığmayacak kadar büyüktü... Erdoğan sadece muhalefetle değil, KÜRESEL BİR YAPI ile mücadele ediyordu.
Anlayana tabii...