Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 27 Eylül 2020

Neden şimdi

BUGÜN YAZI günüm değil ama PAS geçmek istemedim.
HDP ve Kobani OLAYLARI GEREKÇESİYLE BİR RÜZGAR ESTİ. KOBANİ OLAYLARI YA DA 6-7 Ekim olayları olarak bilinen bir dalganın hesabı, üzerinden birkaç yıl geçmesine rağmen canlandırıldı.
Olayın bu kısmına takanlar var.
"Neden 6 yıl beklendi?" diye soran çok... Oysa ben haberi duyar duymaz işin ciddiyeti hakkında hemen geriye gidip bir tarama yaptım ve olayı güncelledim... Türkiye içinde ÖNEMLİ bir hamle yapılıyorsa bilin ki DIŞARIDA önemli bir ADIMA cevaptır bu! Bu ilke kolay kolay değişmez. Türkiye bu kadar önemli bir coğrafyayı kapladığı için de hiç ama hiç değişmeyecek.
"GÖZALTILARIN iç siyasetle ilgisi var mı? Hedef ne? Ne yapılmak istenmekte?" gibi pek çok soru var.
Hepsi yerinde sorular. Ancak ben asıl meseleye yani DIŞARIYA bakmanın çok daha doğru olacağını düşünüyorum...
İçeriyi de yazarız. Ama önce DIŞARIYA dikkatlice odaklanmak gerekmekte...
Kobani olayları 6-12 Ekim 2014'te yaşandı. Hatırlayın DEAŞ KOBANİ'ye girmiş ve KÜRTLER ayağa kalkmıştı.
ABD de olaya hemen müdahil olmuştu. Dünyaca ünlü yıldızlar KOBANİ için mesaj atıyordu. Pek çok isim "KALBİMİZ KOBANİ'de" diyordu. YPG de Türkiye'den KOBANİ'ye adam yollamak için izin istiyor, koridor için BATI ile birlikte baskı kuruyordu. Son tahlilde izin de verildi...
Aradan 6 yıl geçtiği için unutulmuş olabilir! Gelin KOBANİ'nin altında yatan asıl gerçeği hatırlayalım...
O günlerde de TÜRKİYE YOL ayırımında ve arayışındaydı. Özellikle NATO içinden ve ABD'den gerekli DOSTLUĞU bulamayan Ankara yeni ittifak ile yeni dünya düzeninde rol kapma çabası içindeydi. Mücadelesi bu yöndeydi. Ve bu hamle geldi!
Türkiye'nin attığı, atmayı düşündüğü adım Washington'u yerinden sıçrattı.
Türkiye, ÇİN İLE HAVA SAVUNMA SİSTEMİ İÇİN İŞBİRLİĞİNE GİDİYORDU!
NATO'nun patronu olan ABD tarafından bunun kabul edilmesi mümkün değildi. Türkiye'nin böyle bir hakkı olamayacağını düşünüyorlardı.
Ankara hız kesmeyince KOBANİ olayları önce Türkiye'nin sonra da dünyanın GÜNDEMİNE oturtuldu.
Ülkenin içi adeta bir anda savaş yeri gibi olmuştu. KOBANİ olayları KOBANİ'de yaşanmıyordu!
ANKARA-BATMAN-BİNGÖL-DİYARBAKIR-ERZURUM-GAZİANTEP- IĞDIR-İSTANBUL-İZMİR-MARDİN-MERSİN-MUŞ-SİİRT-ŞANLIURFA-ŞIRNAK-VAN...
Bütün şehirlerde TERÖR DALGASI ESİYOR, kundaklamalar ve can kayıpları yaşanıyordu... 49 kişi hayatını kaybediyor, 682 kişi de yaralanıyordu...
Sokakların karışmasının nedeni TÜRKİYE'nin ÇİN ile bütünleşme sürecine, ittifak içine girmeyi düşünmüş olmasıydı. KOBANİ bahaneydi. İçerideki siyasetçiler bunu biliyor mu bilmiyor mu kestiremem!
Ama gerekçe ÇİN'in Türkiye üzerinden ORTADOĞU ve AKDENİZ'e sıçramak üzere olmasıydı. Son tahlilde ABD işin içindeydi. Ortalık karıştı.
Çok sancılı bir süreçti bu. Atlatıldı.
Ama bitmedi. Bitmeyecekti de.
Bunu binlerce kez yazdım. Amerika Birleşik Devletleri AKDENİZ'i kontrol etmek isteyecek. Bunu yaparken de Türkiye'nin önünde engel olmasını istemeyecek. Planları, programları bunun üzerine... Bu nedenle fırsat buldukları her kanaldan geleceklerdi.
Rakipleri aslında İNGİLTERE-ÇİN ittifakıydı. Ancak bunu her yerde yenmek zorundaydılar. Özellikle ORTADOĞU ve AKDENİZ'de müsamaha gösteremezlerdi. Olaya böyle bakıyorlardı. Türkiye'nin maçı değiştirecek oyuncu olduğunu bildikleri için de içerisini DIŞARIDAN kaşıyorlardı! Dün de bugün de...
Derken KOBANİ OLAYLARI bir anda gündem oldu. Gözaltı dalgası başladı!
7 ilde eski HDP'li vekillerin de aralarında bulunduğu 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu karar Alp Altınörs, Nazmi Gör, Ali Ürküt, Altan Tan, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Beyza Üstün, Gülfer Kaya, Ayhan Bilgen gibi isimleri kapsıyordu...
Peki aslında mesaj neydi ve kimeydi?
Ben işin burasına bakıyorum...
NEDEN KOBANİ, NEDEN ŞİMDİ?
Birkaç gün öncesine gidelim...
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriye'nin Haseke ve Deyrizor kentlerinde ortaya çıktı. YPGPKK ve Kürt Ulusal Konseyi temsilcileriyle bir araya geldi. Genel itibariyle oradaki KÜRTLER arasında sorun yaşanmamasını talep eden James Jeffrey "TÜRKİYE BİR DAHA SİZE SALDIRIDA BULUNMAYACAK" sözü de verdi.
Sadece söz vermekle kalmadı, bir de HAVA SAVUNMA SİSTEMİ verdi. ABD, Türkiye'nin TERÖRİST dediği isimlerle bir masanın etrafında buluşuyor ve tüm gücüyle destek sözü veriyordu. Ve gariptir bu MASA DOĞU AKDENİZ meselesinin tavan yaptığı dönemde kuruluyordu!
Yine gariptir Ruslar da aynı dönemde YPG'ye karşı çok sempatik ve cömert tutum içine giriyorlardı...
ABD zaten hiç saklamadığı KÜRT KARTINI yine masaya getiriyordu. AKDENİZ için, ÇİN'in yürüyüşünü kesmek için, İngiltere'nin planını engellemek için buralarda olacaklardı. ABD, YPG kartını çekinmeden oynarken gördüğünüz gibi BAŞKAN TRUMP da sadece izleyecekti. Muhtemelen olanlardan haberi bile yoktu. Olmazdı da. Geçen gün yazdığım gibi ABD DERİN DEVLETİ yürür! Başkanlar da ya izler ya onaylar. Üçüncü bir yol da yoktur...
Peki şimdi ABD nereye kadar gidecek? Jeffrey sıradan biri değil.
YPG-PKK'ya HAVA SAVUNMA SİSTEMİ verecek kadar ileriye gittiyse nasıl bir adım yolda?
Defalarca yazdığım gibi bakmamız gereken isim POMPEO! Pompeo hem PENTAGON'un hem SİLAH SANAYİSİNİN hem de KOCH AİLESİNİN EN GÜVENDİĞİ isim...
ABD biraz daha yol kat edebilirse başka kartları masaya getirecek gibi...
Neyi mi? NATO-ME'yi! Açalım...
AKDENİZ'i ele geçirmek isteyen bu hamle üzerinden de İPEK YOLU'nu kontrol altına almak isteyen bir ABD var karşıda... Amaçları İngiltere-Çin ittifakını bitirmek. En azından sonuç almalarını engellemek. Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail'i bir araya getirdiler mi? Getirdiler... Suudi Arabistan- Mısır-Bahreyn, Ürdün ve diğerleri için de bu yol uzak mı? Hayır, hiç değil. Hepsi bu kapsama dahil.
Almanya-Fransa'nın PESCO yani AVRUPA ordusu ARAYIŞINDAN SONRA Trump "NATO BİTTİ" derken aslında yeni aşamadan söz ediyordu. ABD, AKDENİZ ve İPEK YOLU için önemli bulduğu ülkeleri bir ittifak çatısı altında topluyordu.
Neredeyse bütün MÜSLÜMAN ülkeler İSRAİL-ABD ekseninde olacak gibi duruyordu. Pompeo bu iş için aralıksız uçuyordu. Yerde kaldığı süre çok azdı. 15 Temmuz'la birlikte Türkiye ve NATO arasındaki güven bunalımı zaten ortadaydı. Sıkıntı büyüktü. Türkiye başka ittifak, başka açılım, başka ortaklıklar ararken ABD de ORTADOĞU'yu yanına alıyordu.
ARAPLAR'ın verdiği paralarla yeni oyun kuruyordu. Ve galiba bu oyuna bir süre sonra YPG'yi de alacaklardı!
NATO-ME'nin sınırı bir anda Türkiye'ye dayanacak gibi duruyordu.
Belki erken yazıyorum ama kafalarında bu vardı...
James Jeffrey HAVA SAVUNMA SİSTEMİ vereceklerini söylüyorsa yani TÜRKİYE'den esirgediklerini YPG'ye sunacaklarsa söylenmeyen bir şeyler vardı demektir. Bu da NATO-ME ve YPG'dir...
Sanırım ABD dışarıda yani sınırımızın hemen yakınında bunu yapınca Ankara da düğmeye bastı.
HDP'ye basınç uygulama kararı aldı...
Mesaj doğrudan ABD'ye gidiyordu...
"İSTEDİĞİNİ YAPAMAZSIN" şeklinde... Bütün mesele AKDENİZ!
Bilek güreşi AKDENİZ için yapılmakta. Türkiye HAKLI olarak büyük oyunun dışında kalamayacağını söylüyor ve büyük oyunculara büyük baskı kuruyor. Onlar da YPG ile Yunanistan ile Dolar ile geliyor. Konu bu... Bir de UYGUR TÜRKLERİ'ni bu denklemin içine koyun...