Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 27 Ekim 2015

40 yıllık hikaye

Çevremizdeki çember giderek daralıyor! Ya kıracağız ya da içerideki işbirlikçilerle beraber farkına bile varmadan boğulacağız... Biraz geçmişe gidip gelelim... Olayı anlamamız için...
Yeşil Kuşak...
Amerika uzun ve ince bir yoldan giderek SOVYETLER'i İslami akımlarla çevreleyip boğmak istiyordu. Böyle söyleniyordu. Böyle yazılıyordu.
Oysa ABD'nin bundan hiçbir çıkarı yoktu. Rusya'nın İSLAMİYET'LE boğulması sadece Avrupa'nın işine yarardı. Washington asıl rakibi o zaman karşısında görürdü.
Demek ki ABD'nin içinde de var olan bir grup Avrupa ile bu operasyonu gerçekleştiriyordu. Komünizmle mücadele ediliyordu!
Bu projenin hayata tutunduğu dönemlerde Türkiye'de de garip işler oluyordu. Daha önce birkaç kez yazdım... Satvet Lütfi Tozan... 1960 ve 1971 DARBELERİNİN karar merkezindeydi.
Sivildi! Para sahibiydi. İngilizler'e çok yakındı. Arkadaşı, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'du! İkisi de "Kendi uçağımızı kendimiz yapalım" derdi. İkisi de Fransız MİRAGE'ı isterdi.
Bu dönemde komünizmle mücadele için TÜRKİYE MERKEZ ÜS SEÇİLDİ. Bu nedenle Hava Kuvvetleri Komutanı olan Muhsin Batur atlayıp İsviçre'ye gitti.
Rahmetli Necmettin Erbakan'ı buldu.
Ve içeride Amerikan karşıtı bir İSLAMİ RÜZGAR için davet etti. Erbakan Hoca zaten başından beni ABD karşıtı olduğu için hemen "Evet!" dedi. 28 ŞUBAT'ta Erbakan Hoca'yı gönderecek olan askerler yıllar öncesinden ayağına kadar gidip DAVET ediyordu!
Aynı dönemde Amerika, İran'da ŞAH'a karşı İslami kanaat önderlerini destekliyordu. Bunların başında Muhammed Şeriatmedari geliyordu.
Zaten DEVRİM'den sonra cezalandırılacaktı. Ama öncesinde TEBRİZ'i ayaklandırıp rejimi uykusuz bırakacaktı... Bunun öncesinde ise Sovyetler kendi içlerinde İMAM yetiştiriyordu.
Fransızlar gibi... Irak'ta SADDAM'ın elinin altındaki Humeyni, Fransız istihbaratı tarafından alınıp Paris'e kaçırıldı. Saddam'ın ABD karşıtlığı ta o zaman açık olarak ortadaydı! Humeyni, Fransız uçağıyla Tahran'a iniyor ve operasyon gerçekleşiyordu. ABD ve destek verdiği Şeriatmedari yeniliyordu.
Rahmetli Erbakan Hoca, Türkiye'ye gelirken içeride de Fethullah Gülen'in önü açılıyordu. Aksini söylemek zor! Çünkü İsviçre'den Erbakan'ı davet eden ORDU, içindeki Gülen'i görmüyor olamazdı! Gülen de hareketi de KOMÜNİZMLE mücadele ediyordu. Erzurum ve İzmir, merkezleriydi.
Taraftarları giderek artıyor, para gücü sınırları zorluyor ve devlet her daim destek çıkıyordu! Sıkıştığı anlarda DEVLETİN bir gözü kapanıyor ve görmezden geliyordu.
Gülen Hareketi'nin fikir babası İngilizler'di!
Top, füze, tüfek, bomba, uçak, mermi, asker, ordu yerine İNANÇLA gidiyorlardı.
Yayılmak ve istedikleri sonucu almak istiyorlardı. Rusya bunu bildiği için, YEŞİL KUŞAK'la savaştığı için, Gülen okullarına ilk onlar "DUR!" dedi. Gülen'e hiç sıcak bakmıyorlardı. "Müslüman Soros" diyorlardı. Erbakan'ı getiren askerler 28 Şubat'ta O'nu koltuktan indirince kudretli PAŞA Çevik Bir, Gülen'i korkutarak (ne için yaptığını kendisi biliyordur umarım) ABD'ye sürgüne gönderdi. Taksi içinde günlerce yakalanma korkusuyla yaşayan Gülen sonunda kaçmaya karar verdi ve gitti! Artık operasyon Amerikalılar'a geçmişti. Çevik Bir Paşa muhtemelen KÜRESEL ölçekte bir operasyona imza attığını bilmiyordu!
Erbakan'ı getiren komutanlar Amerikan karşıtı bir hareket istemişti! Ve bu olmuştu!
28 Şubat'ta ise BAŞSAVCI VURAL SAVAŞ, Erbakan ve partisini "Laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelmekle ve ülkeyi giderek bir iç savaş ortamına sürüklemekle" suçluyordu! Yani Erbakan Hoca İRTİCACIYDI! Ama asker bunu bilmiyor ve yıllar öncesinden İsviçre'den davet ediyordu! Masal gibi değil mi!
Neyse... Aynı Erbakan aynı ordu tarafından tasfiye edilmiş, kendisi gibi KOMÜNİZMLE MÜCADELE eden Gülen ise Amerika'ya kaçmıştı. Artık Amerikalılar'ın da bir gücü vardı. Ve bunu dünyaya yayacaklardı. İslam'la gidip silahtan, uçak gemilerinden, füzelerden uzak duracaklardı. Bu ILIMLI İSLAM olacak, herkesle oturup konuşacak ve orta yol bulacaktı. Vatikan'la bile görüşülecek ama Türkiye hariç tutulacaktı!
Gülen cemaatinin gelişip serpilmesinden sonra dünya üzerindeki ABD ve İsrail karşıtlığı özellikle bizim coğrafyada giderek azaldı. EL KAİDE ile İslam'a "terörist" damgasını vuranlar, IŞİD ile "vahşi" gösterenler, hem kendilerini geri plana çekerek korunuyor hem KÜRESEL ANLAMDA İSLAM'I SORUN HALİNE getiriyorlardı... Üstüne üstlük panzehir olarak kendi destekledikleri CEMAATİ işaret ediyorlardı. Yeni DÜŞMAN İSLAM ve MÜSLÜMAN'dı... Ancak cemaat ve üyeleri hariç! Bu yapı bölgede olduğu kadar ülke içinde de görevlere soyundu! 1 MART TEZKERESİ geçmeyince bazı askerler sorumlu tutuldu. Birileri tarafından DURUMDAN VAZİFE ÇIKARMASI görevi verilen cemaat bunlarla ciddi mücadele etti. Belgeler üzerinden operasyon üzerine operasyon yaptı.
Aslında Amerika, Irak'a Türk Ordusu ile girmek istiyordu. İran'a da operasyon yapılacak, bizi de "Oldu bittiye" getireceklerdi. Birlikte yürüdükten sonra onlar şimdi olduğu gibi çekilecek KÜRTLER, ARAPLAR, FARSLAR yani bütün ORTADOĞU düşmanımız olacaktı. Türkiye bunu son anda atlattı.
Oyunu gördü ve çekildi.
Ordu yola getirilecek, muhalifler susturulacak, gazete ve televizyonlar kontrol edilecek, siyasi partilere kasetle saldırı düzenlenecek ve son noktada DEVLET ele geçirilecekti. Son hamleyi yapmadan içeride İTTİFAK yapacakları siyaset enstrümanlarını bulmaları gerekiyordu. Çünkü kimse, Türkiye olmadan bölgede adım atamazdı. Eski başkan CARTER da önceki gece bunu üzerine basa basa söyledi! 17 Aralık, buydu! Farklı zaman dilimlerinde olduğu söylenen YOLSUZLUKLAR aynı sepete, aynı zamanda konulmuştu! Anında işlem yapılıp bir YANLIŞA "DUR" denilmemiş, aksine farklı zaman ve yerdeki ilgisiz adımlar AYNI GİBİ GÖSTERİLMİŞTİ! Yani suç varsa neden beklenmişti!
Cemaat ya da cemaat adına operasyona kalkışanlar dağıldı.
Dışarıdan KÜRTLER'e destek yağarken cemaat de HDP ile ellerini birleştiriyordu.
Çünkü bu koridor adımlarıyla Kürtler hem Türkler'in, hem İran'ın, hem de Araplar'ın karşısında yer alıyordu. Kin ve nefret artıyordu. Kendilerinde olmayan bir güçle SINIRLARI değiştirmeye kalkmak intihardı. Ama Kürtler şimdilik bunu görmüyordu. 1 Mart tezkeresinde TÜRKİYE'ye düşünülen ROL şimdi KÜRTLER'e veriliyordu! Oyunu bir süreliğine değiştiriyorlardı! Türkiye kıvama gelinceye kadar sürdüreceklerdi.
Türkiye'nin girmediği oyuna Kürtler'i sokacak, sonra bilinen hassasiyetlerle tekrar Türkiye'yi çekerek sonuca gideceklerdi.
Plan buydu! Çünkü Ankara olmadan hiçbir şey yapmaları mümkün değildi. Bunu biliyorlar ama anlamazdan geliyorlardı. Bu gerçeğe rağmen bizi sarsmak için arasıra yokluyorlardı...
Masada söz söyleyen değil, söz dinleyen Türkiye tercih ediliyordu.
Cemaatin içinde ne kadar İngiliz ağırlığı, ne kadar Amerikan ağırlığı var meçhul!
Pensilvanya'dan emir geliyorsa havada renk değiştiriyor mu? Bilen yok! Ama şimdi Amerika'nın içinde GÜLEN CEMAATİ üzerinde ABD-İNGİLİZ savaşı başladı...
Hukuk üzerinden...
Ya Ankara ABD'ye CEMAATİN KURUCU AKLI üzerinden ders veriyor ya da Amerika kendi içinde cemaatin tasfiyesini başlatıyordu! KOMÜNİZMLE MÜCADELE için kurulan hareket, zamanla Türkiye ile mücadele noktasına geldi!
Adamlar böyle oyun kuruyor, bizler izliyorduk! Ancak bölgede PYD, YPG, PKK, IŞİD üzerindeki küresel mücadele, cemaat üzerinden ABD'de mahkemelik oldu. Filmi izleyin...

NOT 1: Eğer Amerika cemaati tasfiye etmiyorsa içeride saldırılar artacak demekti!
NOT 2: Dün Hürriyet'te Noam Chomsky röportajı vardı. Chomsky neredeyse bölgedeki her eylemin arkasında ABD ve İngiltere'yi görüyordu!
Demek ki bizim bilmediğimiz kavgayı bilenler vardı!
NOT 3: Cemaatin para kaynaklarından biri olan Akın İpek, Kraliçe'nin topraklarında altın ve gümüş arama ruhsatı alıyordu!