Haberler


Ergün Diler

Algı

Yaşadığımız çağda ALGI her şeydir!
Kahraman, vatan kurtaran, gözünü budaktan esirgemeyen, ileri görüşlü, akıllı gibi her KALIBI iletişim yollarını kullanarak yaratabilirsiniz! Ya da öne sürdüğünüz PİYONLARI kuşatıp gerçeğin görünmesine engel olabilirsiniz!
Hele bizim yakın tarihimiz bunlarla doludur!
Mesela Abdullah Çatlı, Avrupa merkezli güçlerin kontrolünde, sahte isim ve sahte pasaportla içeride iş çevirirken, birçok genç onu vatan kurtaran aslan gibi görüyordu! Devleti yıkmaya çalışan (!) bir grup, SOLCU genci ortadan kaldırmak ya da Kürt sorununa kafa yoran insanları evinden almak onun efsane olmasına yetmişti!
Zaten Avrupa'da çok sıkı korunan bir cezaevinden elini kolunu sallayarak çıkmıştı! Bu bile onu yüceltmemiz için yeterli sebepti! "Arkasında kim var?" diye sormadan alıp kabul ediyorduk! Ve yaptıklarının altında sadece kendi imzasını arardık! Muhtemelen kendisi de vatana hizmet ettiğini sanıyordu! Çünkü oyunu kuranlar, rolleri dağıtırken buna dikkat ediyordu!
Dün Mehmet Ağar'ın cezaevinden yerel bir gazeteye söylediği sözleri okuyunca, nedense aklıma Fehriye Erdal ve Sabancı suikastı geldi! Susurluk'ta hayatlarını kaybeden polis müdürü Hüseyin Kocadağ, hem Ağar'ın arkadaşı, hem de olaydan sonra sırra kadem basan Fehriye Erdal'a, "çaycı kız" rolünü veren isimdi! Çatlı ise kamyonun altına giren Mercedes'te PKK'nın ilk saldırısını yaptığı aşiretin reisi ile yan yanaydı!
Türkiye bu fotoğrafı doğru okuyamadığı için yıllarını kaybetti! "Kim kimdi?" bir türlü bilemedik!
Özdemir Sabancı, neden hedef seçilmişti bilmiyorduk. Özellikle kale gibi korunan bir yerde suikastın işlenmesinin amacı neydi? Kime mesaj verilmişti?
Fehriye Erdal, İsmail Akkol ve daha sonra cezaevinde konuşmak isteyince öldürülen Mustafa Duyar, kameraların altında binaya girmesine rağmen neden gizli bir yerden kaçıyordu? Kimlikleri beş dakika içinde ortaya çıkmasına rağmen neden görgü tanıkları da ölüyordu?
Bu soruları sormadığımız için kafamızda eline silah bile almamış olan Fehriye Erdal, "katil tipi" olarak oturuyordu!
Dışarı çalıştıkları halde ısrarla DERİN DEVLET olarak bilinen silahşörleri saymazsak, ülkenin gerçekten bir DERİN AKLA ihtiyacı vardı!
Çünkü bölgemizde hiçbir ülke, bu kadar sık ve büyük operasyon yemiyordu!
Geçtiğimiz akşam eski bir bakanla bir dostumun evinde karşılaştık... Süreci konuştuk! SOL partilerin etkili bir ismi olmasına rağmen bugünkü CHP'den çok farklı düşünüyordu! Ona da "Ankara'da derin devleti görebildin mi?" diye sordum...
Önce güldü, sonra devam etti...
"1992 yılında Özal gizli ama çok katılımlı toplantı geleneği başlattı. Özal'ın istediği yerde değişik kanatlardan birçok isim bir araya geliyordu. Sovyetler dağılmış, bölge şekillenmeye başlamış, dengeler değişmişti! 'Ne yapılabilir?' diye sorup cevap arıyorduk! Ancak durum çok kötüydü! Toplantıya katılanların hepsi bana ve rahmetli Özal'a "çıldırmış bunlar" gözüyle bakıyordu!
Kimsenin ülkenin geleceği ile kafa yorduğu falan yoktu. Topu askere atmıştık! Çok kişiye göre 'asker bilirdi!'...
Ama Özal karşıtı gibi görünsem de ondan başka soru soran ve cevap arayan yoktu!
Rahmetli, askerlerin katı tutumunun Türkiye'yi çıkmaza götüreceğini görmüştü! Ama zarar vermemek için ordunun arkasından iş yapmak istedi.
Kurumların yıpranmasını istemiyordu.
Ancak şu gerçekti ki ASKER gelişmeleri okuyamıyordu! Asker, Öcalan'ı ortadan kaldırılması gereken bir unsur, Özal ise Amerikalılar'ın kullandığı bir aktör olarak görüyordu! Özal ısrarla "Bu adamın arkasından KÜRT KİMLİĞİNİ OTURTACAKLAR' diye dertleniyordu...
Ne yapıp edip Kürt kartını YABANCILARIN ELİNDEN almayı düşünüyordu! Eğer PKK'yı ele geçirirsek bölgeyi yöneteceğimizi biliyordu. Ama buna en çok asker ve medya karşı çıkıyordu! O dönem Ankara'da derin devlet yoktu ama DERİN DÜŞÜNEN Özal vardı..."
Öcalan her ne kadar "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" istese de o en büyük HAİNDİ! Belki haindi ama en büyük olduğu tartışılırdı!
Ama ALGI bunu tartıştırmıyordu!
Eski bakanın sözleri, benim için de sürpriz olmuştu! Çünkü etrafta bizim gibi düşünen çok isim yoktu! Kürt meselesini KERKÜK ve Türkmenler'le sınırlı tutuyorduk! Zaten Türklüğü simgeleyen MHP de bölgeye gidip sadece Türkmen kardeşlerimizle görüşmeyi düşünüyordu!
Almanya, Doğu Almanya'yı içine çekiyor, Rusya eski ortaklarını kucaklıyor, kendisiyle savaşan ve destan yazan Çeçen halkını bile yönetmeyi beceriyor, ancak biz kimin koyduğunu bilmediğimiz kurallar karşısında aklımızı devre dışı bırakıyorduk!
Irak'taki Türkmenler üzerine düşünmek bir şey ifade etmiyordu!
Çünkü ülkeyi ele geçirecek güç, soydaşlarımızı da yönetip, biçtiği elbiseyi giydirecekti! İş, bütün Irak'ı alabilmekti!
Akılla kendine bağlayabilmekti! Ayrıca atalarımız, Orta Asya'dan Anadolu'ya "Türkler yaşıyor" diye gelmemişti!
Gidemediğin yer senin değildi!
Ama her zaman olduğu gibi Ankara dışında oluşturulan ALGILARA teslim oluyorduk!
Türkiye karşıtı hiçbir operasyona sızıp kendi lehimize çeviremiyorduk!
MİT'le yakınlığı konuşulan Öcalan bile AMERİKALILAR'ın eline düşüyordu!
Osmanlı'dan ders almıyorduk!
İrlanda, 1880'lerde "home rule" denilen merkeze bağlı ÖZERK yönetim istiyordu. Londra başta bunu verse de daha sonra vazgeçti! Bunun üzerine İrlandalı gençler silahlandı! İşte Padişah Abdülhamit bu aşamada devreye girdi!
Osmanlı'yı bölmek isteyen İngilizler'e evinin dibinde karşılık verdi! Akıl böyle bir şeydi!
Mehmet Ağar da devlete hizmetini esirgememiş bir isimdi. O da bir ALGININ sonucuydu! Tecrübeli olmasına rağmen aşiret reislerine destek vererek PKK'yı yeneceğini düşünüyordu!
Verdiği desteğin terörü körüklediğini, yabancıların işine yaradığını göremiyordu!
Bu nedenle, "Ömrünü devlete ve millete hizmete adamış ve bu yolda bedel hesabı yapmamış bir insanım...
Tabii ki devletime küskün değilim. Lakin Emniyet Genel Müdürlüğü yapmış bir insanı suç işlemekle itham etmek elbette kanıma dokundu" diyordu!
Bakın dün Almanya'da çoğu çocuk 8 TÜRK yanarak can verdi. Akmerkez'e uzun sakalla giren adam, okulda secdeye kapanan çocuk, başını örten genç kız, onlar için HABERDİ!
Ama Türkiye'yi korumak gibi görevi olan LAİK medya işin ucunda AVRUPA olduğu zaman faciayı görmezden geliyordu!
Ölen Türkler'i önemsemiyordu!
Ama ALGI öyle kuvvetliydi ki, her doğruyu onların yazdığına inanıyorduk!
Zaten operasyon da tam burada başlıyordu!

DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
Düğün hazırlıkları başladı! Pınar Deniz sevgilisi Kaan Yıldırım’dan evlilik teklifi almıştı...
Bahar'da bu veda yürek bırakmayacak! Gidişi sonun başlangıcını açacak
Fener'den sezonun ilk transferi! Orta sahaya dinamo
1 ayda şırıl şırıl eriyeceksiniz! Suya 1 kaşık eklemek yeterli
KPSS şartı yok! İŞKUR 81 ilde bekçi alımlarına başladı!
Fenerbahçe'nin eski yıldızı geri geliyor!
Süper Lig'in yıldızı Fenerbahçe'ye!
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.